Oyun İncelemeleri

James Cameron’s Avatar: The Game

Giderek betonlaşan, insanlar arasındaki zıtlaşmalar artan ve huzur bulmak
istediğim halde kederle karşılaştığım bu dünyadan kaçma imkânım olsa, Pandora
gezegenine göç etmek isterdim. İlk başta hoş bir düşünceydi. Bildiğim çoğu
hayvan, farklı desenlerle karşıma çıkacaktı. Özlemini duyduğum doğa, uğultusunda
huzur bulduğum rüzgâr ve estikçe burnuma gelen ağaç kokusu. Düşününce
büyülenmemek elde değil, fakat bir şeyden haberim yoktu; Na’vi’lerden…

James Cameron, sinema tarihine damga vurmuş isimlerden birisi. Terminator,
Aliens ve Titanic gibi kült filmlere imza atan yönetmen, uzun bir süre inzivaya
çekilmiş, düşünceleriyle baş başa kalmıştı. Kendisini tekrar gösterme ihtiyacı
duyduğunda ise yalnız değildi, yanında Avatar vardı. Günümüzden yıllar
sonrasında, Pandora isimli gezegende başlayan macera, bir asker ile bir Na’vi
prensesinin aşkını anlatıyor denebilir. Tabii ki senaryonun detaylarını, filmi
izleyince görebileceğiz. Şimdi ise elimizde aynı isimli oyun uyarlaması var.
Yapım, filmde işlenen senaryonun iki yıl öncesinde gelişen olayları
monitörlerimize aktarıyor.

Yola çıkma vakti
Oyuna adım atar atmaz karakter seçim ekranından bir savaşçı seçiyor (Na’vi
yansıması da var) ve onayladıktan sonra kendimizi Pandora’ya gelmiş yeni bir
asker olarak buluyoruz. Yaptığımız ufak gezilerin ardından oyunun görev
mekaniğinin haritada belirlenen kişileri bulup onlarla konuşarak işlediğini
anlıyoruz. Görev sisteminin MMORPG yapımlarına benzediğini
söyleyebiliriz. Gösterilen bölgeleri, yaratık istilasından temizliyoruz, mahsur
kalan kişileri kurtarıyoruz veya yeni istasyonlar kuruyoruz. Böylelikle
gezegendeki askeri hâkimiyeti giderek artırıyoruz. Tabii ki bu durumdan rahatsız
olanlar var; yerli halk. Bunun için de silahlar haricinde bir çözüme sahibiz.
Kendi kontrol ettiğimiz karakterin bir de Na’vi yansıması bulunuyor ve bazı
görevleri, onu yöneterek ederek hallediyoruz.


Bir askeri kontrol ederken, birden fazla tüfek kullanıyoruz. Mermimizde azalma
olursa, etraftaki mini istasyonlara giderek stok yapabiliyoruz.
Kullanabileceğimiz araçlar da var. Böylelikle hızlı hareket edebiliyor ve
haritayı kolayca keşfedebiliyoruz. Toprak zeminde sürebileceğimiz arazi aracı,
silahlı bir helikopter, su üzerinde ilerleyebileceğimiz bir bot, bunlara örnek
olarak verilebilir. Özellikle arazi aracı kullanırken, zemin şekillerine göre
değişen ve sarsılan kamera açıları çok hoşuma gitti.
Na’vi karakterini kontrol ettiğimizde ise, bu tip araçları kullanamıyoruz, fakat
insanlara nazaran devasa boyutları ve daha iyi hareket kabiliyetleriyle dikkat
çekiyorlar. Bunun yanında doğadaki yaratıkların bazılarını kontrol edebiliyor,
kanatlı bir hayvanın üzerine binerek uçabiliyoruz. İki karakterde de özel güçler
mevcut. Bir süreliğine görünmez olabiliyor, bombardıman başlatabiliyor veya ani
şok dalgaları yayarak, yanı başımızdaki tehlikeleri savuşturabiliyoruz.

Bir Na’vi’nin gözünden Pandora
Avatar’da yaptığımız her görev, bize gelişim puanı olarak geri dönüyor.
Tamamladığımız görevlerden, öldürdüğümüz yaratıklardan ve yok ettiğimiz
bitkilerden puanlar elde ediyoruz. Bu puanlar sayesinde de özel yeteneklerimizde
gelişim gösterebiliyor, daha önce kullanamadığımız silahları elde edebiliyoruz.
Gördüğümüz her araç, silah ve yaratık hakkında detaylı bilgilere
ulaşabileceğimiz Pandorapedia başlığı var. Böylece merak ettiğimiz konularda
bilgi sahibi oluyoruz.

Yapım, Far Cry 2’de kullanılan Dunia isimli grafik motoruyla geliştirildi.
Pandora gezegenindeki yoğun bitki örtüsü ve su yansımaları gibi unsurlar
başarılı. Karakterlerin yüzlerindeki duygusuzluk ise, hoş olmamış. Yapımın
seslendirme kadrosunda, filmde de rol alan Sigourney Weaver, Michelle Rodriguez,
Stephen Lang, Giovanni Ribisi gibi oyuncular var. Yapay zekâ olarak Avatar’ı
değerlendirirsek, iyi bir tabloyla karşılaşamıyoruz. Siz bir karakterle
konuştuğunuz sırada, etraftaki yaratıklar saldırmıyor, sadece etrafta geziniyor.
Araç kullanarak karşınızdaki askerleri ezmeye kalkışırsanız, aracınız duvara
çarpmış gibi duruyor ve üstelik karakterler hiçbir tepki vermiyor. Oyunda çoklu
oyuncu modları da bulunuyor. Deneyebilmek için ubi.com’dan bir hesap açmanız
gerek.

Avatar’ın Lost Planet 2 ile benzerlikler taşıdığını, demo yazımda belirtmiştim.
Bu görüşümü yine tekrarlıyorum. Her ne kadar Lost Planet 2, demo olarak
oynanabilir olsa da, iki yapımdaki oynanış çoğu yönden aynı. Gerek devasa
yaratıkların zayıf yönleri, gerekse de bitkilere ateş ederek aldığımız puanlar,
karakterlerin koşuş animasyonları, ani dönüşler ve hareketler de neredeyse aynı. Eğer Avatar filmini büyük bir merakla bekliyor ve kalan süreyi bu oyunla değerlendirmek istiyorsanız, Avatar size kısa bir süreliğine arkadaşlık edebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu