Makale

Jeepers Creepers

Olayı en başından anlatmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta aklımıza bir soru takıldı. Neden okurlarımızla birlikte eğlenebileceğimiz ya da vakit geçirebileceğimiz bir etkinlik düzenlemiyorduk? Bu fikir hepimize çok mantıklı geldi ve hemen ne yapabileceğimizi düşünmeye başladık. 


– Hep beraber pikniğe gidebiliriz.
– Olmaz. Havalar bozdu.


– Peki ya bir kafeye gidip muhabbet falan etsek.
– O da olmaz. Bizi hangi kafe alabilirdi ki?


– Tamam o zaman sinemaya gidelim…
– NEDEN OLMASIN? 


– Hatta psikopat bir filme gidelim.
– NEDEN OLMASIN?


– Bunun bütçesini karşılayacak kim var?
– Ne fark eder? Murat abiniz bir çaresini bulur. Gerekirse Rail Gun’ını bile satar.


“Eh iyi o zaman gidelim dedik” ve çalışmalarına başladık. Önce film araştırması, sonra sinema ve gün derken herşeyi karara bağlayıp sitede açıklamasını yaptık. 110 okurumuz ile birlikte sinemaya gidecektik. İlginç olan birkaç saat içinde bizim düşündüğümüz sayının tamamen dolması idi. Bu kadar büyük bir ilgiyi beklemiyorduk.


Bu sırada aklımıza bir konu daha takıldı. Gelen arkadaşlarımızın filmde yanlız kalmamaları gerekiyordu. 🙂 Her ne kadar Merlin camiası olarak yanınızda bulunacak olsak bile bu bizim de çok cesur olduğumuz anlamına gelmezdi. Biz de okurlarımıza çift kişilik davetiye vermeye karar verdik. İlk başta planladığımız sinema bunun için uygun değildi. Bizde Alkazar sinemasında bu etkinliği yapmaya karar verdik.


Neyse geyik geyiği açıyor ve ben yazmaya devam ediyorum. Kısacası bugün okurlarımızdan 110’u ile birlikte Jeepers Creepers filmini seyretmek için sinemada idik. Okurlarımızla kazandıkları ödülü birlikte seyredebilmek için Taksim Alkazar sinemasındaydık.


Macera Başlıyor


Katılımcıların listesini teslim etmek için Merlin ekibi olarak sabah erken saatlerde Taksim’de buluştuk. Talihliler saat 11:15’den itibaren sinemaya gelmeye başladılar. Hepsi kapıda aynı şeyi tekrar ediyorlardı. Biz Merlin’in Kazanı sitesi için… Hemen yer numaraları veriliyor ve üst kata filmi seyredeceğimiz salona çıkıyorlardı.


Kapıların açılması ile birlikte içeriye girdik. Açıkçası filmi özellikle korku seçmiştik. Gerçi ben korku filmi seyredemesem de biraz adrenalinin iyi olacağı görüşünde idim. Yerime oturduğumda nedense biraz huzursuzluk duyuyordum. Derken ışıklar söndü ve görüntüler ekranı kapladı. Reklamların ardından filmin ismi geldi.


Bomboş yolda giden bir arada… İki kardeş arabanın içinde eve dönüyorlar. İşin komik yanı benim kardeşimle yaşadıklarımı birebir yaşıyorlardı. Sürekli bir kavga ve üstün gelme savaşı… Herşey normal bir şekilde ilerliyor  ve bir anda o sahne geldi. DDDDDDDDDDDDDDAAAAAAAAAARRRRRRTTTTTTTTTTTTTTTTTTTT. Psikopat amcanın sahneye  ilk çıkışı. İşte bu anda bende hatlar koptu ve kendimi antrakta buldum…


Kafedekiler beni gösterip işte Merlin’in delisi diye dalga geçiyorlardı. Ama olsun biz yinede mutluyduk. Kimsenin yapamadığı bir etkinlik yapmış ve sinema kapatmıştık. Pardon, sinemanın bir salonunu.


Film bittikten sonra neden salonun bir anda boşaldığını, kimsenin neden teşekkür etmek yerine bana hilkat garibesi gibiymişim baktığını anlayamadım. Tek bildiğim bu akşam kesinlikle radyo dinlemem gerektiğidir (Filme gelenler ne demek istediğimi anlarlar).


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu