Makale

Kara Ekran #17: American Horror Story

Kara Ekran adlı köşemizin 17.bölümüyle karşınızdayım. Bu hafta size henüz takip etmeye başladığım ve insanın psikolojinde ciddi yaralar açabilecek, başarılı bir korku dizisi tavsiye edeceğim; American Horror Story.

Dizinin başrollerinde; Christian Serratos, Dylan McDermott, Jessica Lange, Alexandra Breckenridge ve Connie Britton yer alıyor.

American Horror Story korku, drama, gerilim ve antoloji türünde bir dizi. Şu an yayımlanan 2 sezonu var. Üçüncü sezonunu da iple çektiğimi itiraf ediyorum. Özellikle başlamamak ve “üçüncü sezonun ardından izleyeceğim” diye düşünürken, korku sever yanım, beni bu diziyi izlemeye zorladı. Şimdiden uyarmalıyım, dizi genç kesimi rahatsız edebilir. Bu yüzden +13 kategorisindeki kitleye hitap ediyor. Özellikle ani çıkışlar ve müzikler diziyi, daha da korkulur hale getiriyor.

Aslında American Horror Story, 2011 yılından beri izleyiciye sunulan bir dizi. Her bölümü farklı birer korku hikayesi olarak tasarlanmıştı. Sonrasında bunu, her sezonda farklı bir hikaye ile değiştirdiler. Her sezonda farklı konu, farklı karakter ve farklı mekan seçilmesi gerektiğinin kararı alındı. Bu nedenden diziyi izlerken özellikle ikinci sezona başladığınızda, aynı oyuncuyu farklı bir rolde gördüğünüzde şaşırmayın. Her sezonun farklı hikayesi, sizi bambaşka bir maceraya götürecek.

Dizinin genel konusu korku üzerine dayalı olduğu için, her bölümde farklı hislerle evinizde yürüyeceksiniz. İnsan ister istemez, bir süre sonra bazı şeylerden etkilenebiliyor.

Dizinin ilk sezonu günümüzde geçmektedir. Restore edilmiş bir konağın hikayesi anlatılmaktadır. Ev o kadar büyük ve geniştir ki, her odası birbirinden farklıdır. Genel olarak ilk sezon, “aldatma” üzerine kuruludur. Hikayenin günümüzde geçtiğini belirtmiştim, aslında 2011 yılında geçiyor. En azından günümüzden 2 yıl öncesine dayanıyor. 2011 yılında Harmon ailesi, bahsettiğim eve taşınmışlardır. Ancak bu evin korkunç bir geçmişi vardır. Yaşamaya başladıktan kısa bir süre sonra, evin eski sahipleri Langdon’larla tanışırlar. Ancak o ailenin de karanlık bir geçmişi vardır. Evin içerisinde, geçmişte birçok cinayet işlenmiş veya intihar gerçekleşmiştir. Bu nedenden, Cinayet Evi diye anılır.

American Horror Story’nin ikinci sezonu bu sefer bizi 1964 yılına götürüyor. Bu sezonun ana konusu, deliler hastanesini esas alıyor. Doktorların, rahibelerin ve hastaların bir arada yaşadığı tesiste, ilginç olaylar yaşanmaktadır. Sert ve acımasız bir rahibe olan Jude, emrindeki diğer rahibelere emirler yağdırmaktadır ve hastalara da pek ilgili davranmamaktadır. Bunun yanında Doktor Arthur Arden isimli psikopat, hatta sadist bir bilim adamı da bu tesistedir. Kimi zaman hastaların üzerinde iğrenç deneyler uygulamaktadır. 

Dizinin belirli bölümlerinde yönetmenlerin değişmesi, kalitesinden hiçbir şey kaybettirmemiş. Mesela, dizinin 5 bölümünde Alfonso Gomez-Rejon yönetmenlik yapmış. 4 bölümünde Bradley Buecker, 3 bölümünde Michael Lehmann, David Semel ve Michael Uppendahl yönetmenliği almış. Bu kadar isim değişikliğine rağmen, konusu insanı her türlü derinden etkiliyor.

İlk sezon toplamda 12 bölümden oluşuyor, ikinci sezon ise 13 bölümden oluşuyor. Her bölüm 30 – 45 dakika arasında değişiyor.

American Horror Story’yi etkileyici yapan bir diğer özelliği, paranormal olayların psikolojik korkuyla seyirciye sunulması. Dizinin yaratıcıları da pek normal insanlar değiller. Nip/Tuck, Glee ve Eat Pray Love’dan tanıdığımız Ryan Murphy ve aynı dizilerde adı geçen Brad Falchuk’tan bahsediyoruz. Bu iki çılgın yazar, American Horror Story için de mucizeler yarattılar.

Yayımladığı ilk yıllarda American Horror Story, izleyicileri beklenilenden fazla etkilediği için, bazı online yayınlardan kaldırıldı. Bu aralar üçüncü sezonu için çalışmalara devam eden Ryan Murphy, 2013 Ocak ayında “daha şeytani şeyler planlıyorum” diyerek, izleyici merak içerisinde bıraktı.

American Horror Story’nin sadece paranormal konuları ele alması değil, aynı zamanda bu olayları başarılı müzikleriyle de eşleştirdiğini belirteyim. Sessizleşen birkaç dakika içerisinde ani bir çıkış beklerken, tam tersi olabiliyor veya kendinizi kaptırdığınız klasik bir müzikte, korkunç bir ruhun saldırısına uğrayan, küçük bir kızın çığlıklarını duyabiliyorsunuz. Doğal olarak, koltuğunuzda biraz kıvranabiliyorsunuz.

Kısacası American Horror Story, korku severlerin hayran olacağı ve korkmayı isteyenlerin de kesinlikle izlerken zevk alacağı bir dizi. Müzik, atmosfer ve oyunculuk konusunda eksi bir şeyler söylemek çok zor. Basit bir korku dizisi olmaktan çıkıp, insanı derinden etkileyebilen olaylarla süslenmiş bir dizi.

İzlemenizi tavsiye etmemin yanında, sizi yayımlanan birinci ve ikinci sezonun tanıtım videolarıyla baş başa bırakıyorum. İyi seyirler ve bol korkmalar.

American Horror Story Sezon 1: Murder House


American Horror Story Sezon 2: Asylum

American Horror Story Sezon 3: Coven olarak belirlendi. İlk sezonda, Violet ve Tate isimli karakterlerin arasında geçen bir aşk hikayesi anlatılmıştı. Yazar Ryan Murphy, üçüncü sezon için de tekrar bir aşk hikayesi yazdığını ve ilk sezondaki hikayeden, kendisinin bile etkilendiğini belirtiyor. Günümüzde geçmesini planladığı hikaye, bu sefer mekan olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin, Louisiana eyaletinin en büyük şehri olan New Orleans’ta geçecek. Yazarın istediği şey ise, daha fazla korkmamız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu