Makale

Kara Ekran #37 Married with Children

Etrafımızdaki evli çiftlere baktığınızda kimi zaman kendinizi onlar yerine koyabiliyor, kimi zamansa “evlilik” kelimesi tüylerinizi diken diken edebiliyor öyle değil mi? Kaçınılmaz bir son gibi düşünseniz bile, işin ucunda sizi hayat boyu bekleyen mükemmel bir macera olduğundan emin olun, tabii ki doğru insanı bulduysanız. İşin hayat dersi kısmını geçip, biraz da esprili kısmına değinelim.

1987 yılının en başarılı komedi dizilerinden biri olan Married with Children da, evliliğe olan bakış açınızı çok farklı boyutlara taşıyacak. İzleyenler bilirler, tam 11 sezondan oluşan dizinin en komik tarafı; kişiler arasındaki konuşmalar.

Dizimiz Chicago’daki bir aileyi gözler önüne seriyor. Alt tabaka ailelerinden biri olan Bundy’ler, ayakkabı satıcısı olan Al Bundy, tembel ve alaycı anne Peg, aptal bir sarışın olan kızları Kelly, kadınlar tarafından pek hoşlanılmayan ve oldukça da akıllı oğulları Bud’dan oluşuyor.

ABD yapımı olan sitkom dizisi Married with Children, ülkemizde ilk kez Star 1 tarafından “Çocuklarla Evlilik” adı altında gösterilmişti. Ardından ATV’de “Çocuklarıyla Evli” adıyla yayımlanmaya devam etti, son olarak ise CNBC-e tarafından en mantıklı ismi olan “Evli ve Çocuklu” adıyla gösterilmeye devam etti.

Married with Children ilk yayımlandığı yıllarda topladığı tepkiye rağmen, bire bir çakması Türk versiyonunun da çıktığını belirtmekte fayda var. Elbette orijinalinin başarısına yanından bile yaklaşamayn bu çakma dizi kısa zaman içinde iptal edildi.

Özellikle diziyi ilginçleştiren karakterler, olayı daha da komik hale getiriyor. Hele ki ailenin babası Al ve annesi Peggy arasında geçen konuşmalar, evliliğe olan bakış açınızı değiştirecek türden.

Bundy ailesinin diyaloglarından bahsetmişken, mesela ailenin en sevilen karakterlerinden biri olan Al, kadınlar hakkında şunu söylüyor:

– Kadınların bize bir lütuf olduğunu belirten şey ne biliyor musun? Sen bir yerde otururken, senin yanına gelirler ve şöyle derler; “Ne düşünüyorsun?” ve sen şu şekilde düşünmeye başlarsın “eğer bilmeni isteseydim, konuşurdum”

Married with Children, sadece Al Bundy’den ibaret değil. Alaycı tavırlarıyla Peggy, çocuklarına olan bakış açısını bambaşka bir dilde ifade ediyor. Mesela bir bölümde çocukları hastalanıyor (en azından Peggy öyle olduklarını belirtiyor) ve eve geliyorlar. Komşuları, Bundy ailesini ziyarete geldiğinde durumu öğreniyor ve tabii ki merak edip “umarım ciddi bir şey yoktur” tepkisi veriyorlar. Cevap olarak ne alıyorlar dersiniz: “Hayır, sadece ufak bir salgın o kadar. Bilirsin, sadece iki saat hasta olurlar ve hayatının geri kalan kısmı seni hasta ederler.”

Evli bir çiftin, iki çocuk ve bir köpekten sonra yaşayabileceği diyaloglar Married with Children’da harmanlanmış, kavrulmuş ve bir o kadar da abartılmış bir şekilde izleyiciye sunulmuş durumda. Al’in karısıyla haftasonunu geçirmek istemeyişi, Peggy’nin süslü ve rahat bir kadın olması, çocukların kendi aralarında yaşadığı kavgalar ve birbirlerine yaşattıkları işkence dolu dakikalar, komedi düzeyini en üst noktaya çekiyor.

Kısacası sizleri tam 259 bölümlük mükemmel bir komediye hazırlıyor. Kiminiz bayılacak, kiminiz daha ilk bölümden kapatacak, kiminiz ise “bu zamana kadar nasıl oldu da izlemedim” diyecek.

Peki ya bu Al Bundy’nin umurunda mı? Hiç sanmıyorum.

İyi seyirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu