Makale

Kara Ekran #55: Hannibal #2

Geçtiğimiz hafta Hannibal’ın karanlık hikayesini gözler önüne semiştik. Söz konuzu Hannibal olduğunda akıllara gelen filmlerin bir kenara bırakılıp, dizi serisine göz atmaya devam ediyoruz.

Şeytanla Masaya Oturduğunda Yemeğini Uzun Bir Kaşıkla Yemelisin
Hannibal dizinin ilk bölümünden itibaren ancak ikinci sezonun ortalarına doğru anlaşılacak çok ustaca bir oyun sergiliyor. Bu ileriye dönük plan, dizinin ilk sezon alt metniyken ikinci sezon ekrana kilitlenmenizi sağlayacak esas konuyu dönüşüyor. Hannibal’a ilk sezonda biraz daha arka planda bir karakter imajı çizilmiş. Muhteşem üçlü vahşice işlenmiş cinayetleri çözerken arkadaşlıklarını pekiştiriyor. Hannibal’ın masasında yer alan konukları ya da kurbanları da yavaş yavaş seçilmeye başlanıyor. Dizi sadece zekanızı ve hafızanızı değil midenizi de sınıyor. Cesetler, kan havuzları ve her türlü seri kati dizaynını uzun süre izliyorsunuz.

Will ve Hannibal’ın psikopatlık ve zihnin uçlarında geçme üzerine kurulu dostluklarında ilginç bir değişken de var. Abigail Hobbs adlı bu karakter babası tarafından öldürülmek üzereyken Hannibal ve Will tarafından kurtarılıyor. Kısa sürede Abigail için iki karakterde ağabeylik ve babalık arasında giden duygular beslemeye başlıyor. Abigail, Hannibal ve Will’in birleşimi gibi. Genç yaşına rağmen, yaşadığı ölüm tehditti ve katil olan babasıyla yaşadığı tecrübe onu Will kadar kırılgan Hannibal kadar da vahşi yapıyor. Birkaç bölüm sonra Abigail faktörünün senaryodan kalkmasıyla iki sezondur durmak bilmeyen kıyamette başlıyor. İki karakterde bir süre sonra zekalarına ortak birilerini bulamadıkları için çok yalnız olduklarını anlıyorlar. Bu zoraki dostluk, Hannibal’ın sadist zeka oyunlarını başlatıyor.

Bazı diziler vardır ki, heyecan yaratmak için izleyicinin gözüne yapay gelen riskli sahneler yazarlar. Ana karakterlerin ölümü, kurguyu bir anda değiştirecek kavgalar aşklar gibi bu sahneler çoğu insanın sevdiği diziden soğumasının nedenidir. Çünkü, senaristler bu riskli kararın altını dolduramazlar. Bunun nedeni de çoğu dizinin izleyici tepkilerine göre organik şekilde gelişip büyümesidir. Hannibal’da bu yok, aslında baştan yazılmış detaylı bir senaryo var ve her şey kusursuz bir makinenin parçalarının zamanı gelince çalışması gibi tıkır tıkır işliyor.
Filmler Kitap ve Dizinin Müthiş Uyuşumu

Hannibal kitapları, adliye gazeteciliği yapmış ve çok fazla cinayet görmüş Thomas Harris’in tecrübelerini kurguya dökmesiyle ortaya çıktı. Kitapların genel havası merakla sonun beklediği olay örgüleri, Hannibal’ın hayran bırakan dünyası, yan karakterlerin olgunlaşması ve kabuslarınıza girecek bilinç altı metinleriyle dolu. Dizi günümüz izleyicisine hitap etse de bu detaylara sahip. Filmlerdeyse, ustaca hazırlanmış sahneler, başarılı oyunculuk, etkileyici müzikler ve akıllardan çıkmayan bir kurgu var.

Hannibal dizisi bu detayları da bünyesinde bulundurmuş. Üstelik hem sinema izleyicisi hem de okuyucuyu kendine daha çok çekecek ufak detaylara da yer veriyor. İlk sezonda sadece çakma Hannibal Lecter, Dr.Abel Gideon ve bazı replikler sayesinde Kuzuların Sesizliğine bol bol göndermeler yaşıyoruz. Dr.Gideon, Hannibal’ın işlediği cinayetleri üstlenip ülke çapında korkulan bir seri katil haline gelmiş. Bu sırada diziye Hannibal’a yaptığı kültürel işkencelerle akıllarda kalan Kuzuların Sessizliği’nin ünlü karakterlerinden Frederick Chilton’da diziye dahil oluyor.

Hannibal tıpkı Kızıl Ejerdeki gibi, Will’in Old Spice parfümünü zevksizliği yüzünden ince ince eleştiriyor. Dr.Gideon ve Dr.Chilton ise Kuzuların Sessizliği’ndeki ünlü ego savaşlarına benzer bir durumun içerisindeler. Sahte Hannibal oyuncu seçimi ve hareketleriyle biraz daha Anthony Hopkins’e benziyor. Bu karakterin dizide yer almasıyla birlikte ufak ufak Kuzuların Sessizliği göndermeleri izlemeye başlıyoruz.

Biraz da Mads Mikkelsen yeni yarattığı Hannibal karakterinden bahsedelim. Aslında kendisi ekranlarda bu rolü oynayan 4.yüz. Daha önce Kızıl Ejder romanın başarısız bir 80’ler polisiyesi uyarlamasında Hannibal’ı Brian Cox canlandırmıştı. Anthony Hopkins ise 90’larda bu bayrağı devralıp karakteri Oscar’la taçlandırdı. Ergen Hannibal rolüyle, Gaspard Ulliel genç kızların gönlüne taht kurarken görevini başarıyla yerine getirdi. Mads Mikkelsen yine kitap ve filmin ahenkli bir uyumu olmuş. Kitaptaki gibi soğuk kanlı ve güven veren bir rol çizen Mikkelsen, filmlerdeki etkili oyunculuk ve replikleri de sürdürüyor. Tabii ki, uzun boyu alıştığımız Hannibal’lara benzemese de işini zevkle yapan bir katili çok iyi yansıtmış.

İkinci sezonda göndermeler artık ustalık noktasına ulaşıyor. Bir yandan Dr.Lecter’ın Japon yengesi Ladu Murasaki’den bahsetmesi, arka planda gözüken Hannibal Rising’te Samuray zırhı gibi detaylar karakterin geçmişini anlatıyor. Diğer yandaysa Kuzuların Sessizliği’nde gördüğümüz maske gibi spoiler vermemek için detaydan kaçınacağım göndermeler var. Tüm bunlar film ve kitapları sevenleri mutlu ederken, şimdiye kadar göz ardı edilen bir karakter diziye giriş yapıyor. Hannibal’ın romanında yer alan ve filmden çıkarılan bu karakter Dr.Lecter’ın kendine has iyilik anlayışının yaşayan bir örneği. Ridley Scott’ın çektiği Hannibal filmi aynı adlı romanın sadece kitap özetini yansıtıyor. Bu yapımda, Gary Oldman tarafından canlandırılan ve Hannibal’ın hayatta kalan tek kurbanı olan Mason Verger’ın intikam için yaptıklarını görüyorduk. Oysa filmde eski keçilen Margot Verger karakteri Mason’ın kaderinin anahtarıydı. Hannibal’ın hastası olan Margot, ağabeyi Mason tarafından yaşadığı taciz ve işkenceler yüzünden tedavi görüyordu. Dr.Lecter bu kötülüğe karşılık olarak, Mason’ın kendi yüzünü kesip köpeklere  yedirmesi için karakteri manipüle etmişti. İkinci sezonda diziye giren Margot Verger ile birlikte, kitap film ve dizi üçlemesi örneği az görülecek bir kurguyla bağlanıyor.

Peki dizi ne kadar süre devam edecek? Aslında yapımcılar ikinci sezonda izleyici tepkilerine göre dizinin ömrünü tayin ettiler bile. 9 sezon planlanan dizi, reyting kurbanı olmazsa sırasıyla Kızıl Ejder, Kuzuların Sessizliği ve Hannibal kitaplarını ele alacak. Tabii ki, dizinin yaratıcı ve farklı tarzıyla bu eserlere tekrar göz atacağız. Buffalo Bill, Kızıl Ejder gibi karakterlerde en geç üçüncü sezonda dikkatli izleyicilere selamla çakıp bu 9 yıllık uzun senaryodaki parlama noktalarını bekleyecekler. Hannibal karakteri ve türü sevenler için az rastlayacakları kalitede bir dizi. Son bir uyarı olarak, kan tutuyorsa ve cesetlerden korkuyorsanız diziye yaklaşmamanızı da tavsiye ediyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu