Makale

Kara Ekran #61: Two and a Half Men (Köşe Yazısı)

İki tam, bir çeyrek… Ne zaman Two and a Half Men ismini duysam aklıma bu cümle geliyor. Adı kadar eğlenceli olan ve ülkemizde İki Buçuk Adam olarak yayın hayatına devam eden Two and a Half Men, 2003 yılından beri değişen kadrosuna rağmen hayatta kalmayı başarıyor.

Geçmişten bugüne yaşadığı birkaç sorun, Two and a Half Men’i geride bırakmayı başaramasa bile takipçilerinin bir kısmını (benim gibi) kaybettiğini itiraf etmek gerek. İşin detaylarından önce diziyi izleten asıl noktaya değinmekte fayda var; konusu.

Two and a Half Men, 2003 yılından beri yayımlanan ve bugüne kadar toplamda 12 sezona sahip olan başarılı bir komedi dizisi. Elimizde üç farklı karakter var ve tabii ki onların etrafında şekillenen olaylar serisi…Alan, Charlie ve iki buçuk ismini bizlerle tanıştıran Jake. Kardeş olan Alan ve Charlie, Alan’ın eşinden boşanmasıyla, birlikte yaşamak zorunda kalıyorlar. Alan’ın oğlu Jake de, ailenin bir parçası oluyor. Zengin, çapkın ve umursamaz olan Charlie, rahat bir hayata alışkınken; Alan biraz daha duygusal ve insanlara önem veren yapısıyla ön plana çıkıyor. Tabii başına türlü türlü uğursuzlukların geldiğini de söylemekte fayda var. Bahtsız bir adam olan Alan, hayatını düzene sokmak ve kadınlarla arasını düzeltmek için elinden geleni yapıyor ancak Charlie kadar başarılı olduğu söylenemez. Mimikleri ve o zamanki yaşına rağmen başarılı oyunculuğyla ön plana çıkan Angus T. Jones da Jake karakterini, dizinin vazgeçilmezlerinden biri haline geliyor. Evin çılgın hizmetçisi Berta’yı da unutmamak gerek. Ona hiçbir şey söylenemiyor ve asla altta kalmıyor. Kısacası 9. sezonuna kadar devam eden 20’şer dakikalık mükemmel bir dizi serisi sizleri bekliyor ve her bölümde birbirinden komik olayları izleyeceğinizi garanti ediyorum. Kimi zaman Charlie ve Alan’ın annesi Evelyn Harper kardeşlerin hayatını cehenneme çevirirken, kimi zaman hizmetçileri Berta ikilinin hayatını kurtarabiliyor (kısmen).

Dizinin en eğlenceli kısımlarından biri Jake’in büyüdüğüne şahit olmak ve iki yetişkinin de onu istedikleri gibi yetiştirmeye çalışması. Tabii Jack büyüdükçe amcası Charlie’yi örnek alıyor ve olaylar daha da renkleniyor. Saygılı miniğimiz, gittikçe bir canavara dönüşüyor ve diziyi ilginçleştiren diğer nokta da bu.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Peki neden 9. sezona kadar dedim? Birazdan okuyacaklarınız spoiler içerir. Bu nedenden eğer diziyi hiç izlemediyseniz, aşağıdaki satırları okumamanızı öneririm.

9. Sezonda yaşanan bazı sorunlardan sonra dizinin en sevilen karakterlerinden biri olan Charlie yani Charlie Sheen, hatta Carlos Irwin Estévez ismiyle tanıdığımız oyuncu, yerini Ashton Kutcher’a bırakıyor ve Walden Schmidt ile baş başa kalıyoruz. Yani Charlie karakteri diziden tamamen ayrılıyor. 9. sezonun ortalarında sevgili Jack yani Angus T. Jones da kadrodan uzaklaşan diğer bir isim oluyor ancak tam anlamıyla ayrılmıyor. Spoiler vermemek adına Charlie’ye ne olduğu hakkında fazla detay vermek istemem ancak Angus’un eğitimi dolayısıyla diziye ara verdiğini belirtebilirim. Dizideki rolü Jake, askere giderek kimi zaman babası Alan ile internet üzerinden konuşmaya devam ediyor ve 5 – 6 bölümde bir kendisini gösteriyor. Onun yerini doldurmak her ne kadar imkansız olsa bile lezbiyen bir karakter olan Jenny Harper ortaya çıkıyor. Kendisi Charlie’nin kızı ancak konu hakkında fazla detay vermeyeyim, ne de olsa Charlie oldukça çapkın bir adam. Gelelim Walden’ın hikayesine: Walden Schmidt evli bir adam ve Microsoft’a sattığı bir proje sayesinde köşeyi dönüyor ancak eşiyle yaşadığı sorunlar nedeniyle kendisini intiharın eşiğinde buluyor. Okyanusa atlayan Walden (bu arada Charlie karakterimiz artık yok), Alan’ın okyanusa bakan evinin kıyısında kendisini buluyor ve Harper ailesinden telefon etmek için yardım istiyor. Umutsuzca karısının kendisini affetmesini isteyen Walden, kendisini Alan’ın balkonunda buluyor ve tabii ki olan oluyor. İntihar çabaları… Alan tabii ki buna izin vermiyor ve  zamanla iyi birer dost oluyorlar.

Kurgusu ve oyuncuları ilk yıllarda son derece mükemmel ve eğlenceli iken, yapımcı firma ve dizinin yaratıcısı Chuck Lorre ile yaşanan anlaşmazlıklardan sonra Charlie karakteri Walden ile yer değiştirince, hikaye de farklı noktalara gidiyor. Bunun kötü bir karar mı, yoksa iyi mi olduğuna karar vermek zor. Zira hem Ashton Kutcher, hem de Carlos Irwin Estévez (Charlie Sheen) son derece başarılı oyuncular.

DEVAMI DİĞER SAYFADA
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Kısacası Two and a Half Men, değişen kadrosuna rağmen son derece başarılı bir komedi dizisi. Oyuncuların ve karakterlerin değişmesi dizinin kalitesini eskisi kadar yüceltmese bile, hala izleyenleri güldürmeyi başarıyor.

İyi seyirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu