Karakılıcın Dövülüşü
Daha önce news köşesinde haberini vermiştim bu kitabın tanıtımının
olucağını elimi hızlı tutuyım dedim ve karşınızda Karakılıcın Dövülüşü.İlk
önce genel bir bilgi verelim; efendim kitap bu güne kadar yayınladıkları
pekçok fantezi edebiyatı kitabı ile bütün FRP severlerin gönlünü kazanmış
bir kuruluş olan İthaki yayıncılık tarafından bizlerin beğenisine
sunuldu.Yazarlar ise dediğim gibi Margeret Weis ve Tracy Hickman ikilisi.Niran
Elçi tarafından Türkçe’ye çevrilen kitabın, çeviri açısından mükemmel
olduğunu belirtmek istiyorum.Zaten takip edenlerde bilir bütün İthaki yayınlarında
aynı kaliteyi bulmak mümkün.
Kitap Merilon adındaki bir dünyada gelişen olaylar üzerine kurulu.Dünyanın
en büyük özelliği ise büyünün yaşam sayılması. Zaman ve meken ise
bizim dünyamıza uyarlamak imkansız çünkü alternatif bir dünyada geçiyor
hikaye, ama Merilon’un Dünyadan tamamen farklı olduğunu söylemek de imkansız
bir defa kitap aslında şu anda yaşadığımız dünyanın bir uzantısı kıvamında
tasarlanmış.Şöyle ki, tarihi kısımlardan çıkanlara göre Merilon eskiden
teknelojinin had safhada olduğu ama büyünün buna nazaran kısıtlı olduğu
bir dünyaymış, ama insanlar barış içinde yaşıyamamışlar ve pekçoğumuzun
disütopyası olan 3.dünya savaşı kıvamında birşey çıkmış insanlar
arasında ve teknoloji yanlıları ile büyü kullanıcıları savaşmışlar.
Savaş ölümcül ve iğrenç yüzünü göstermiş, pek çok insanı öldürürken
dünyayada büyü sayesinde evrim geçirmiş insan dışı yaratıklar getirmiş.Savaşı
büyücüler kazanmış ve teknolojiyi büyünün 9. gizemi sayıp yasak gizem
ilan etmişler.Geçmişten ders aldıklarını sandıkları içinse büyüyü yaşam
ilan etmişler zaten bu kısımdan sonrada herşey çığrından çıkıyor ve müthiş
bir disütopya olan Merilon dünyası ortaya çıkıyor…. Konsusu ise Alemin(İnsanlar
arsında yaşanan yere verilen isim) tüm Piskopos’larına iletilen bir
Kehanetin gerçekleşmesini konu alıyor.
….ve tanrı bizimle konuşmuştu”Kraliyet Soyu’nda, ölü olan ama
yaşayacak olan, tekrar ölecek ve tekrar yaşayacak olan biri doğacak.Ve o
geri döndüğünde, elinde dünyanın yıkımını tutuyor olucak.” daha
fazlasıda gelebilirdi ama tam o anda sevgili Piskopos’umuz korkunç bir çığlık
kopardı…
Kitabın anakahramanları Joram adındaki bir gençle, Saryon isminde orta yaşlı
birisi.Joram büyü güçlerinden yoksun doğuyor ve ona ait olan herşeye daha
3 günlükken veda etmek zorunda kalıyor.Annesi ile birlikte saraydan uzaklara
kaçıp çiftçilerin yanına yerleşiyor ve annesinin ona öğrettiği elçabukluğu
sayesinde ”ölü” olduğunu gençliğine kadar saklıyabiliyor, ta ki birgün
gelipte ölü olduğu anlaşılana kadar ve umutsuz bir kaçışa başlıyor…
Saryon ise matematik dahisi bir katalist öğrencisi iken büyünün ona
yetmediğini anlıyor ve 9.sanat olan teknolojiye merak salıyor, bir gün yaşadığı
katedralin kütüphanesinde yasak bölge olan teknoloji kısmına gizlice
girmeya çalışırken yakalanıp hayatının değişmesine sebep oluyor.Daha
sonra kırk küsür yaşlarında iken tarikatı için bir göreve çıkıyor.”Ölü
adamı” avlamak için yabani topraklara gidiyor ve burda kendini herzaman merak
ettiği teknolojistlerin içinde buluyor…
Aslında kitap güzel ve klasik bir Margeret Tracy işbirliği örneği ama
ben yinede Saryon karakterini ve kitabın getirdiği disütopyayı tekrar olarak
gördüm, çünkü şahsi görüşüme göre; Saryon karakteri Ölüm Kapısı
serisinde ki Alfred’e çok benziyor, aynı zaamanda kitabın savunduğu büyük
savaş sonrası büyüye dönüş fikri yine Ölüm Kapısı Serisini oluşturan
fikirin aynısı.Bunlar benim şahsi çıkarımlarım, herkese göre değişiklik
gösterebilir tabi ki.Bu yorumlar sizi etkilemesin kitap kesinlikle süper ve
okunması gereken kitaplar arasında..Yerini kütüphanenizde hemen ayarlayın
ve okuyun.
Kara Gül Şovalyesi tanıtımında okuduğum bir uyarı beni etkiledi.O uyarı
tahmin ettiğiniz gibi fason,ofset yada korsan her ne diyorsanız o vasıfta ki
kitaplar üzerineydi.Bende tüm okuyucuları emeğe olan saygıya davet
ediyorum.Yayıncılar,yazarlar,ve daha sayamadığımız pekçok kişi bu
kitaplar için çalışıyorlar ve sonrada insanların gidip birkaç milyon için
hırsızlara para kazandırıyorve bu, bence sağlıklı bir davranış değil.Ben
kendi adıma bütün kitaplarımı orjinal alıyorum ve unutmayın ki o korsan
kitaplar alındıkça bir daha hiçbir yeni kitabın Türkçesi’ni bulamazsınız;
ne korsan satan tazgahlarda, nede kitapçılarda.
Neyse herkes eminim bu olaya gerekli sağ duyuyla yaklaşıcaktır.Hepinize
burdan selam yolluyorum, umarım bu açıklamalar bir yerlerde birilerine yararlı
oluyordur….
1.Cilt Karakılıcın Dövülüşü:Görkemli büyü, fantazya ve macera destanı
Karakılıç Üçlemesi’nin ilk cildi.
Seri’nin önümüzdeki aylarda yayınlanacak diğer kitapları:
2.Cilt Karakılıcın Yazgısı
3.Cilt Karakılıcın Zaferi