Oyun İncelemeleri

Kill Switch

Bir gün gelecek ve bilgisayar tarihinde bir oyun türündeki neredeyse tüm
oyunlar kült olacak deseler, hayatta inanmazdım. Yahu harcanabilir her başlık bu
piyasada, tadı geçer, mevsimi unutulur derdim. Ben böyle gördüm, bizim
bahçelerde her ağacın malı yenmezdi zira. Kimi ilacı alırdı, kimi gölgede
kalırdı. Ne hikmetse büyük olgunluk hadisesi denk düşmüş.

Bu türden saymaya başlayalım. Splinter Cell, Metal Gear Solid, Max Payne,
Hitman, hatta Grand Theft Auto bile denebilir. Aksiyon macera hikayeleri yani.
Her birinin maşallahı var yahu, olmuyor ki böyle hepsi güzel, hepsi güzel?

Ve şimdi de her nasılsa reklamı yapılmamış, gelmiş ama duyulmamış bir cevher
avuçlarımızda. Kill Switch!

Önce Xbox, akabinde PS2 versiyonu boy gösteren KS, şimdi de PC monitörünü
süslemek üzere yanıbaşımızda. Aksiyon, silah, tek kişilik ordu, sessizlik,
eğlence, tahribat, hikaye vesaire. Hepsi aynı cümlenin, hatta iki kelimenin
içinde bir arada.


Şimdi tabi haliyle insan yazıyı okuyup “Yahu” der, “madem canavar gibi oyun,
neden reklamı yapılmamış”? ben de haklısın birader diye cevap veririm, neden
yapılmamış acaba, ben de fikir yürütemiyorum. Yani birçok firma sırf arka fondan
nitroyu bastırıp dandik oyunları pohpohlayarak satarken, bu oyuna nasıl olur
imza atmazlar, garip.

O değil bu değil de, materyal güzel. Şöyle ki;

Oyunu ilk kurmaya başladığımda, biraz hevesliydim. Zira hem övülen bir oyundu,
hem PC için hep iyi oyunların çıktığı bir türde şansını deneyecekti hem de
reklamsız geliyordu. Ne diyeyim, pek başarı şansı vermedim –ki dediğim oldu da
insanlar farkedemedi- ama hasretler içinde bekleyedurdum. Ve gün bugündür, taş
gibi oyun ve ufak hatalar silsilesi ile bir yeni yolculuk.

Şimdi, karakterimiz bir gelecek savaşçısı. Nasıl oluyorsa oluyor işte, bugünün
topraklarında, bugünün düşmanlarında ve bugünün hayatıyla oynuyoruz ama
adamımızın teçhizatı ve yardımcıları pek bugün bazında listelenmiyor. Ne demek
istediğimi ancak oyunu oynarsanız anlarsınız diyebilirim. Karakterin zira
maşallahı var, ne bulsa kullanabiliyor.


Oyunun grafikleri gerçekten çok güzel. Aslen iki arada bir derece, ama olması
gereken de buymuş. Şimdi Splinter Cell’deki inanılmaz yumuşaklık, Metal
Gear’daki askeri hareket gerçekliği, Hitman’deki görüş açısını hayal edin.
Bunların hepsini veriyor oyun ama birazcık daha geride kalmış bir teknolojiyle
verip donanım ihtiyacını da geri çekiyor. Karakter hareketleri yeterince hızlı
ve yumuşak, nişan alması kolay ve düşmanlar bulundukları ortamdaki duvar,
çıkıntı, koltuk gibi şeylerin boşa durmadığını gösteriyor. Üstelik bunlar için
gereken, çok mütevazi ve basit bir sistem ne güzel ki. Herkesin evindeki birkaç
nesil önceki sistemlerde oyunun çalışmaması için hiçbir sebep yok. Hem de
detaylar karşınızda. Zaten fazla bir ayar olmadığından, çözünürlük değiştirerek
hemen oyunun keyfine dalıyorsunuz.

Tamam, konular ve bağlantılar biraz mütevazi kalmış rakiplerinin yanında. Gerçekten tam bir lineer
konu çıkınca da karşımıza, birkaç oyundan sonra sıkıcı hale geliyor. Gene de
gerçekten oynaması çok eğlenceli.


Bu oyunun bir diğer özelliği de, getirdiği iki yeni teknoloji sayılabilir. Daha önce Judge Dread vs Judge Dread’de kullanılan ama ilk deneme olduğundan pek
kullanıma açılamayan “Offensive Covert System” ve “Blind Fire”. Ateş etmek ve
nişan almak becerileri içindeki saldırı oranı ve saklanıp, siper alıp görmeden
mermi yağdırdığınız bölümler işte bu motorların becerisinde. Örneğin bir
koltuğun arkasındasınız ve ateş altındasınız. Kafanızı çıkarmanız ölüm demek. O
halde ne yapacaksınız? Tabi ki silahınızı sallamaya başlayıp rasgele ateş
edeceksiniz. İşte bu seviyedeki mermi simülasyonunu ayarlayan bir ara motor.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, oyun sisteminizin desteklediği çözünürlüğe
göre, 1600*1200*32 desteğiyle geliyor. İnanılmaz değil mi?


Biraz da silahlarından bahsedeyim diyeyim de hani pek anlamam zaten. Benim
karşıma çıkanlar pek fazlaca da olmamakla birlikte, halliceydi. Oyundaki tüm
silahlar ise, M4, M203, AK47, AKU, AKUG, HK5A3, HK5SD5, M1, MCRT 300, M249 ve el
bombaları olmak üzere benim bir ya da iki silahtan öteye gitmeyen bilgimi
katlayan şekilde listeleniyor. İşin güzel tarafı da bunları bölümlere göre
düşmanlarınızdan elde ediyorsunuz: yeni silah istiyorsanız, görevinizi yapın.

Tamam, bunlar bir yana yazar kişi bu oyunun nelerini beğenmedi?

Bir kere bazı sahnelerde perspektif ve oyun kayboluyor, adamlar zor ayarda bile
kolay öldürülebiliyor, duvar kenarlarındayken fare kontrolüne alışmanız zaman
alıyor ve bölümler çok kısa. İşte bu kadar. Yoksa oyun canavar gibi maşallah,
tertemiz girip çıkıyorsunuz zevkle.
Bana kalırsa, muhakkak alın, edinin ve oynayın. Eğleneceksiniz ve seveceksiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu