Killzone: Liberation
Sony’nin büyük yankılar uyandıran el konsolu Play Station Portable, diğer
konsollar gibi bir oyuna vurulduğumuz için kendilerini aldırtmaktan çok, PSP’de
kendiyle özdeşleşen kesin bir yapım olmamasına rağmen albenisi bir hayli fazla.
Ülkemizdeki fiyatı diğer konsollar ile yarışır durumda olmasına rağmen cazibesi
ile oyuncuların dikkatlerini çekmeyi başarıyor.
Killzone, yapımcısı Guerrilla tarafından yalnızca PlayStation 2 için yapılmış
ve çıktığı zaman büyük yankı uyandırmıştı. Yalnız PS2 için geliştirilen bir fps-aksiyon
oyunu olması bir yana, zamanın ötesinde grafikleri ve sesleri ile de bir hayli
dikkat çekmişti. Firmanın yalnız Sony’ye çalışma politikası devam ediyor ve
Killzone PSP ile buluşuyor. Bu arada küçük bir hatırlatma… Firma yeni nesil
Killzone’u yeni nesil PlayStation, yani PS3 için hazırlama aşamasında.
Özgürlük İçin
Killzone Liberation, çok kaliteli grafik ve efektlere sahip bir video ile
açılıyor. PSP’nin tüm nimetlerinden sonuna kadar faydalanıldığı gözlerden
kaçmıyor. Yapım gelecekte geçmesine rağmen uzaylı ya da robot düşmanlarla
savaşmıyoruz. Düşmanlarda sizin gibi komandolardan oluşmakta. Savaşçı bir
topluluk Helghan adlı gezegende kendi hükümetlerini kurmak için sivrilmiştirler.
Ancak geçen zaman içinde gezegen bu topluluğu Helghast isimli insanlık dışı
varlıklara dönüştürmeye başlar. Artık İnsanlık ve Helghast’lar karşı karşıyadır.
Bir önceki oyunun bittiği yerden giriş yapıyor ve insan askerlerden Templar
olarak özgürlük mücadelemizi vermeye başlıyoruz. Amacımız basit, insan askerler
Helghast’leşmeden düşmanı alaşağı etmek. Basit sayılabilecek hikayemizi
dinledikten sonra kumandayı ele alıyoruz.
Hikayeyi bağlayan çok büyük bir oynanış bulunmamakta. Peş peşe gelen bölümler
içerisinde size verilen görevleri yerine getimeye çalışmaktasınız. Yapım hala
bir Shooter olmasına rağmen bakış açımız değişmiş durumda. Artık izometrik
kameradan, haritaya yukarıdan bakarak oynuyoruz. Karakterimizin elindeki ilk
silahımız Assault Rifle. Başta elimizde güçlü olmayan silahlar bulunmasına
karşın, zamanla “Unlock” sistemi ile daha güçlü silahları açarak
kullanabiliyoruz. Killzone Liberation’da siz ne kadar güçlü iseniz, düşmanda bir
o kadar çetin. Yapay zeka gerçekten çok iyi iş çıkartmakta. Düşmana ateş
ettiğiniz vakit bütün dikkatler sizin üzerinize çekiliyor ve canla başla sizi
ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Gerek silahlar gerek bombalar ile saklandığınız
noktaya saldırmaktalar. Düşmanın üzerine koşarak gitmek ve ateş etmek muhtemelen
sizin ölmeniz ile sonuçlanacaktır. Zira yapım salt bir FPS’den uzak. Yapım daha
çok bir Taktik-FPS havasında geçiyor. İlerlerken her daim saklanılacak nesneleri
kollamanız gerekmekte. Genellikle yaya olarak tamamladığımız haritalarda bazen
tank ve benzeri taşıtları kullanabilmemizde ayrı bir zevk veriyor. Etrafta
yalnızca saklanılacak noktaları aramaktan başka gizli kutuları da bulmaya
çalışmalısınız. Bu kutuları kırarak içlerinden çıkan silah, sağlık, para,
cephane gibi şeylerden faydalanabilirsiniz. Özellikle sağlık ve cephaneler hayat
kurtaran etkenler. Her bölümde bu kutuların içerisinde ayrıca belli miktar para
çantası bulunmakta. Bunları ne kadar çok toplarsanız o kadar iyi. Biriken
paranız ile ileride silah ve techizat edinebilirsiniz.Checkpoint
Zaman zaman bazı bölümleri yardımcı askeriniz Rico ile birlikte oynuyorsunuz.
Bu bölümlerde onun sağlığı da size bağlı. Yaralandığı ya da sağlığı kritik
noktaya geldiği zaman haritadaki kutulardan temin ettiğiniz şırıngalar ile
askerinizin sağlığını yüksek seviyede tutmaya çalışmalısınız. Askerlerinize
komut verebilir ve bazı görev atamaları yaparak kritik noktalarda yardımını
alabilirsiniz. Campaign mod’u belli yerlerde checkpoint noktaları ile
donatılmış. Öldüğünüz taktirde “Emin olun çok fazla öleceksiniz” en son
Checkpoint noktasından devam etmektesiniz. Böylece Checkpoint’ler sayesinde
görevi en baştan oynama zahmetinden kurtulmuş oluyoruz. Yapım her ne kadar tek
bir çizgide ilerliyor gibi görünsede bir noktadan başka bir noktaya ulaşmanın
farklı yolları bulunabilmekte. Single player mod’u yaklaşık 5-6 saatte bitmesine
rağmen oynarken eğleneceğinizden hiç şüphem yok. Eğer bir arkadaşınızda oyuna
sahipse Wi-Fi ile Multiplayer olarak oynamak gerçekten ayrı bir zevk.
Multiplayer’da düşman biraz daha akıllı ve sayı olarak fazla. Ayrıca cephane ve
sağlık sayısıda çok daha az. Yapım böylece 2 arkadaşa karşı gücünü biraz daha
arttırmış oluyor.
patlama sahnelerinde düşman karakterin verdiği tepkiler bez bebek modellemesi
üzerinde çalışıldığını gösteriyor. Patlama ve kurşun darbeleri sonucunda
nesnelerin partikülleri havada uçuşuyor. Karakterimiz bir su birikintisinden
geçerken bastığı yerlerde dalgalanmalar oluyor. Kısacası yapım grafik ve fizik
modellemesi açısından PSP’nin tüm olanaklarından sonuna kadar faydalanıyor.
Seslere gelirsek; oyundaki temponun hiç azalmadığını düşünürsek çalan askeri
marşlar ve tempolar oyunun ritmini yakalıyor. Patlama, silah ve karakter sesleri
çok iyi kotarılmış. Sonuç olarak single player’ın biraz kısa olması ve hikayenin
biraz havada kalması dışında oyunda eksi puan getirecek pek fazla şey yok.
PSP’de bulabileceğiniz en iyi Aksiyon-Shooter’lardan. Hatta PSP’de ki en iyi
oyunlardan biri dahi diyebiliriz.