Makale

KOMPLO TEORİSİ #6,5 – 2015 yılı beklentileri ve sürprizler

2014 yılını bitirirken, ‘Komplo Teorisi’nin altıncı bölümünde bahsettiğim yılın son oyunlarını da geride bırakıyoruz. Gelecek yılın beklentilerinden bahsetmiştim ki, 2015-2016 yılına ait beklentilerimize ışık tutan bir olay gerçekleşti. Bildiğiniz üzere geçen hafta iki önemli etkinliğe sahne oldu. Bunlardan biri Las Vegas’daki, The Game Awards 2014 (Oyun Ödülleri) ve Playstation Experience idi.

Birçok yeni oyunun duyurusunun yanında önümüzdeki yıl için beklediğimiz çoğu oyunun da demo gösterimi yapıldı ve birçok detay gün yüzüne çıktı. Bazı yenilikler bizi yeni nesil oyunlar için oldukça heyecanlandırırken birçoğu da hem şaşırttı, hem de beklentilerimizin dışında kaldı. Peki, geçen hafta neler öğrendik, nelere heyecanlandık? 2015 ve sonrası yeni nesil oyunlarında bizleri neler bekliyor, endişelerimiz ve beklentilerimiz neler?

Playstation Experience ve The Game Awards 2014

Uncharted 4: Belki de beklenen oyunlar arasındaki ilk bomba bu oldu! Aslında E3’den beri beklediğimiz oynanış videosu sonunda gösterildi ve birçoğumuzun ağzı açık kaldı. Yeni nesil konsollardan görmek istediğimiz grafikleri ve görsel kalitenin yanı sıra aksiyon sahnelerindeki akışkanlığı da sunan oyun etkinliğin en çok beklenen ismiydi. Naughty Dog’un yeni oyununda Last of Us’dan gelen esinlenme açıkça görülüyordu. Ayrıca parkur ve gizlilik mekanikleri de dikkatlerden kaçmadı.

Street Fighter V: Etkinlikten önce gelen tanıtım videosuyla büyük bir sürpriz yaratan oyun özellikle PS4 ve PC’ye özel olarak çıkacağı haberiyle de ortalığı sarstı. Dünyanın en büyük dövüş oyunu olma unvanını taşıyan ve maçların özellikle Xbox Live üzerinden döndüğü oyun meraklılarını PlayStation cephesine çekeceği kesin. Capcom, bu sefer geçen sene E3’de gösterilen Mortal Kombat X’e sağlam bir cevap veriyor. Ayrıca grafiklerdeki ciddiyet ve olgunluk da dikkatimi çekti diyebilirim.

The Order 1886: Görsellik ve detay konusunda belki de Viktorya
dönemini en iyi yansıtan yapım bize bir kez daha görsel bir şölen sundu.
Bir yıldan beri gösterilen demolarda sadece bir “cover-up shooter” ve
ara geçiş sahneleriyle etkileşime girmekten başka bir oynanış sunmayan
oyun, açıkçası bu defa beni oynanış içeriği ve derinlik açısından hayal
kırıklığına uğrattı. Görsel tasarımı, detayları ve sinematik etkisi
oldukça kuvvetli olmasına rağmen oynanış açısından oldukça sınırlı
kalması ilk tanıtıldığında oldukça heyecanlandığım bu yapıma şüpheyle
yaklaşmamı sağladı. Oynanışı ilk gördüğümde Playstation’ın Gears of
War’a verdiği sağlam bir cevap olacak sanmıştım. Ancak bu oyunda ayrıca
co-op veya multiplayer modu da bulunmuyor.

Bloodborne: Belki de birçok kişi için etkinliğin en çok beklenen oyunlarından biriydi. Souls serisi sınırlı bir kitleye sahip olmasına rağmen oldukça ilgiyle karşılanmış ve büyük başarılar yakalamıştı. From Software’in bu seriden sonraki, aynı mekaniklerle geliştirdiği, Viktorya döneminde geçen oyununda en önemli noktalardan biri de yeni co-op oynanışıydı. Dark Souls oyunlarına nazaran daha hızlı ve daha bağışlayıcı bir oyun sunması bakalım takipçileri tarafından nasıl karşılanacak.

Human Element: COD Modern Warfare 3’den sonra Infinity Ward’dan
ayrılan Robert Browling tarafından kurulan Robotoki adlı stüdyo
tarafından geliştirilen oyun VGA 2014’ün sürprizlerinden biriydi. “Zombi
kıyametinde en büyük tehlike nedir?” sorusunu ele alan oyun tabi ki de
cevabını “hayatta kalanlar” olarak veriyor ve oyun dünyasını felaketten
35 yıl sonra hayatta kalan bu oyuncular üzerine kuruyor. Aksiyon,
gizlilik ve zekâya yönelik sınıflardan birini seçtiğiniz oyunda
karakterinizin kimliğini de tekil, eşli veya çocuklu olarak da
belirleyebiliyor olmanız ilginç bir özellik. Çünkü bu seçimler oyun
dünyanızla olan tüm etkileşimleri başından değiştirecek.

Metal Gear Solid Online: VGA 2014’de tanıtımı en çok beklenen oyunuydu. MGS 5’in online oynayışıyla ilgili bir gösterim bekliyorduk ancak bu şekilde olacağını kimse tahmin etmiyordu anlaşılan. Karşılıklı ekiplerin birbirinin üslerine sızmasını konu alan oynanışta oldukça ilginç oyun mekanikleri ve ekip çalışması gösterildi. Özellikle gizlilik ve karşı ekibin silahlarını ele geçirerek onların aleyhine kullanma kavramı en ilgi çeken özelliklerden biriydi.

Adr1ft: Unreal Engine 4 tarafından oluşturulan demosunu izlediğimiz yapım uzayda geçen bir hayatta kalma oyunu olacak. 550 Games tarafından geliştirilen oyunda uzay boşluğunda süzülürken evimize dönmeyi çabalayan bir astronotu canlandıracağız. En büyük özelliklerinden biri ise Oculus Rift ile oynanacak olması, tabii isteyenler VR başlığı olmadan da oynayabilirler. Adr1ft, 2015 yazında bizlerle olacak.

No Man’s Sky: Önümüzdeki yıl çıkacak belki en ilginç oyunlardan
birisi. Oldukça hırslı bir mottoyla yola çıkan yapım, bizden sonsuz
sayıda gezegeni keşfetmemizi bekliyor. Burada ilginç olan No Man’s
Sky’ın işleyişi. Tüm gezegenlerin yüzeyi, atmosferi, ekolojisi ve
topografisi belirli bir matematiksel formüle dayanıyor. Gezegenlerin tüm
yapısı ve görünüşü bulundukları güneş sistemine uzaklığına, atmosfer
kalınlığına, kütlesine göre matematiksel olarak hesaplanıp çiziliyor.
Yani hiçbir şey rastgele oluşmuyor. Oyunun yapısı bir nevi varlık
felsefesine dayanıyor. Çünkü keşfettiğiniz gezegenler tamamen siz orada
var olduğunuz sürece mevcutlar. Yani keşfetmediğiniz bir yer aslında
oraya hiç gitmediğiniz için var olmuyor ve oyun motoru tarafından
oluşturulmuyor. Bu da sonsuz sayıda olasılık ortaya çıkarıyor. Ancak
oyunun oynanışına ait diğer mekanikler gizemini koruyor. Yani oyunda
keşfetmenin ve belirli canlılarla (veya oyuncularla) etkileşime geçmenin
dışında ne yapacağımız hala meçhul.

Peki, bunların dışında neler yaşandı? Yeni yapımlardan, Gone Home yapımcılarından Takoma ve kara kalem stilindeki enteresan karakterleriyle bir Arena shooter olan Drawn to Death tanıtıldı. Batman Arkham Knight’ın üçüncü fragmanıyla dövüş mekaniklerine yakından göz atma imkânımız oldu. Battlefield Hardline’ın hikâyesiyle ilgili detayları öğrendik. Dying Light’ın evrenini ve silahlarını keşfettik. The Witcher 3’ün son demosu ile Rıdvan Dilmen’in gençliğine yolculuk yaptık (şaka!) Efsanevi macera oyunu Grim Fandango’nun yeniden doğuşuna şahit olduk (en çok etkilendiğim ve çocukluğuma döndüğüm anlardan birisiydi) ve son olarak da God of War’un yeni oyununun sözünü aldık.

Kendi açımdan bakacak olursam, benim en çok beklediğim gösterim Uncharted 4 idi. 15 dakikalık videosu oldukça tatmin ediciydi tabii ama sanki ağzımıza bir parmak bal çalınıp öyle bırakıldı. The Order 1886 ile ilgili olarak (görseller ve animasyonlardan oldukça etkilenmeme rağmen) oynanış açısından hayal kırıklığına uğradım. Biraz daha derin ve özgürlüğe sahip bir oyun yapısı bekliyordum ancak oyuncu olarak görevimiz biraz hikâyeyi yönlendirmek gibi görünüyor. No Man’s Sky’da ise keşfetmenin yanı sıra diğer oyun mekanikleri oyunun bütünlüğündeki önemini ve gizemini koruyor. İçinde bulunduğumuz galaksilerin ilişkileri, ekonomisi ve bizim oradaki rolümüz tam olarak nedir bunlara umarım ileriki gösterimde yakından bakacağız.

Duygusal anlamda dövüş oyunlarından Mortal Kombat’a daha çok bağlı olsam da bir PS4 sahibi olarak Street Fighter 5’in bu platforma özel olacak olması güzel bir lütuf oldu. Tabii çoğunluk kitlesi Xbox live üzerinden oynanan oyunu Sony ye kaptırdıktan sonra Xbox patronu Phil Spencer açıklama yapmakta gecikmedi ve “Üçüncü parti firmalar böyle anlaşmalar yapabiliyor ancak biz de çok iyi bir oyun geliştiriyoruz” diyerek Killer Instict’in yeni versiyonundan mı bahsetti, yoksa ortada beklenmedik bir sürpriz mi var orasını bilemiyorum. Ancak karşılıklı mücadele konusunda Metal Gear Online da çok güzel bir gösterim yaptı ve oyunun takım halinde oynanan rekabetçi içeriğini sergiledi. Oyun evrenine bağımsız olarak mı çalışacağı, yoksa oyuncuların aynı harita üzerinden anlık olarak geçiş yapabileceği bir mod mu olacak, bunu da merak ediyorum. (Bknz: Watch Dogs örneği)

Uzun bir süreliğine zombi ve hayatta kalma oyunları ilgimi çekmiyor ama bu yıl en büyük beklediklerim arasında özellikle The Witcher 3, Evolve ve Batman Arham Knight var. Witcher’ın ertelenmesi canımı sıkıyor olsa da güzel şeyler için sabretmeyi öğrenmeliyiz diye düşünüyorum. Sonuçta “daha büyük olsun, daha iyi görünsün, daha çok içeriği olsun ve hemen şimdi, bu sene çıksın” diye hızlı tüketim furyasına soktuğumuz sakız tipi oyunların yanı sıra bu tür yapımlar daha çok ilgimi çekiyor ve beklenen emeğe de değineceğini düşündüğüm yapımlardan biri. Eskiden olduğu gibi oyunların tüketim malzemelerinden ziyade bir kültür oluşturan öğeler olması gerekli ve bunu hala başaran firmaların olduğunu görmek gerçekten güzel.

Peki, siz 2015’de bize sunulacak oyunlarla ilgili ne düşünüyorsunuz? En çok beklediğiniz oyun hangisi? Gösterimlerde sizi en çok heyecanlandıran veya beklentileriniz dışında kalanlar hangileri? Yorumlarınızı bekliyorum, haftaya görüşmek üzere!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu