Oyun İncelemeleri

LEGO The Lord of the Rings (PS3 İnceleme)

“Üç yüzük, göğün altında yaşayan elf krallarına
Yedisi, taştan saraylarında cüce hükümdarlara
Dokuzu, ölümlü insanlara, ölecekler ne yazık
Bir yüzük, gölgeler içindeki Mordor diyarında
Kara tahtında oturan karanlıklar efendisine

Hepsine hükmedecek bir yüzük,
Hepsini o bulacak,
Hepsini bir araya getirip,
Karanlıkta birbirine bağlayacak,
Gölgeler içindeki Mordor diyarında…”

Kara Lord Sauron, Orta Dünya’daki halkların zaaflarından yararlanıp güç yüzüklerini yarattığı an, her şey değişmiştir. Çünkü Sauron, 19 yüzüğe hükmeden tek yüzüğü de yaratmıştır. Elfler ve insanlar bir araya gelerek, büyük bir savaş başlatmışlardır. Sauron’un elindeki tek yüzük Isildur’un eline geçtiği an tüm umutlar yok olmuştur, çünkü o da yüzüğü kendisi için kullanmaya karar vermiştir. Yüzük ona ihanet ederek, nehrin derinliklerinde izini kaybetmiştir.

Aradan geçen uzun yıllardan sonra Smeagol isimli bir Hobbit yüzüğü bulmuştur, 500 yıl boyunca Tek Yüzükle yaşayan genç hobbit, tüm benliğini kaybetmiştir. Tek Yüzük, ortaya çıkma zamanı geldiğinde Shire’lı Hobbit Bilbo Baggins’in eline geçmiştir. Yıllar boyunca Bilbo tarafından saklanan yüzük güçlerini kullanmaya başlayınca, efendisi Sauron tarafından çağırılır.

Tüm Orta Dünya’nın sarsılmaya yeniden başladığı zamanlar çok yakındır. Karanlık yaklaşıyor…

Çocukluğumuza dönelim
Yıllardır LEGO’ların ne kadar mükemmel oyuncaklar olduğunu söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. İlk olarak LEGO’nun video oyunlarının çıktığını öğrendiğimde, “Ne kadar başarılı olabilir ki?” diye düşünmeye başlamıştım. Çünkü konsol veya PC’de video oyunu olarak oynamak, elle LEGO’yu hissetmekten çok farklı bir konseptti.

İlk LEGO video oyunum, Star Wars delisi olduğumu bilen sevgili kardeşim tarafından alınmıştı. O zamanlar LEGO’nun video oyununu bulmak, özellikle orijinal olanlar, maddi açıdan çok canımızı yakardı. Oldukça geç keşfettiğimi kabul ediyorum.

Özellikle LEGO konulu video oyunları, asıl hikayeden sapmadan onlara eğlenceli içerikler katarak, ekranımıza kitlenmemizi sağladı. Hatta konuşmayan o şirin LEGO adamlar ve hanımlar, hikayeyi daha da eğlenceli hale getirdi.

Fakat ne olursa olsun, kendi adıma konuşacak olursam; sonunu bildiğim oyunlardan hiç haz almam. Bu nedenden, filmlerden esinlenen oyunlardan da elimden geldiğince uzak kalırım.

Tek Yüzük, hepsine hükmedecek
LEGO Lord of The Rings, J.R.R Tolkien kaleminden çıkan Yüzüklerin Efendisi’nin hemen hemen aynısı. “Hemen hemen” kelimesini kullanmamın nedeniyse, oynayanlar bilir, oyunun mizahi yaklaşımından kaynaklanıyor.

Özellikle karakter çeşitliliği ve film manzaralarının birebir aynı olması, Lego Lord of The Rings’i oynanabilir hale getiriyor. Hatta tüm üçlemenin yer aldığı oyun, saatlerinizi geçin, günlerinizi bile alabiliyor.

Filmin üçlemesi yaklaşık 12 saat sürüyor, hem de kesintisiz haliyle. Oyun da buna bağlı olarak aynı uzunlukta.

Tek günde bitirmeye kalkmayın, gözleriniz ve beyninizin yavaş yavaş aktığını bile hissedebilirsiniz. Çünkü oyunu kaydetme kısmı zaten yeterince işleri zorlaştırıyor, doğal olarak da “hadi hadi hadi!” diye bağırmaya başlayacağınız zamanlar olacak, bundan eminim.

Gülmekten yorulacaksınız
LEGO içerikli video oyunlarının tek hedefi, yanaklarınız kasılana kadar gülmemizi sağlamaktı. Warner Bros. bu konuda başarılı olduğunu kanıtlasa dahi, LEGO oyunlarının birçoğu puanlamalarda çok geride kaldı.

Belki istedikleri kitleye ulaşamamışlardı, belki de bu kadar ciddi filmlerin renklendirilmesine karşı çıkılmıştı. Bence, her iki neden de oyunların eksi puan almasına yetti.

Koskoca Sauron’un ayak parmağını ezip de yüzüğünü elinden almak nasıl bir duygu biliyor musunuz? İşte benim iptal olduğum nokta burasıydı. Ardından Frodo, yüzüğü kahvesine düşürdü, Saruman Gandalf’ı topaç gibi çevirdi, Aragorn Gimli’yi bir sağa bir sola fırlattı. Yanlış duymadınız, bizim şu kısa mesafe koşucusu Gimli, Legolas’tan tutun Aragorn’a kadar hemen hemen herkesin oradan oraya fırlattığı minik bir topa dönüşmüş.

Arwen, Aragorn’a kur yaparken, babası rahat durur mu? Kızını bir güzel azarlıyor. Legolas kimi zaman Gimli’nin dağınık sakallarına dayanamıyor ve onları taramaya başlıyor.

Özellikle Ork’ların yaratıldığı sahnede gülmekten yorulacağınızın garantisini veriyorum.

Daha bitmedi, dişi LEGO görmekten daha komik başka ne olabilir bilemiyorum. “Galadriel’in o güzel gözlerine ne olmuş öyle?! Onlar nasıl kulaklar! Hayıııııır” diye bağırmadan edemedim.

Çok karakter varmış
Film karakterlerinin hemen hemen hepsi LEGO Lord of The Rings’te bizlerle buluşuyor. Oyunda yaklaşık 80 tane oynanabilir karakter mevcut. Bölümden bölüme uygun olan karakterler otomatik olarak geliyor. Her karakterin farklı özellikleri var. Legolas bir elf olmasından kaynaklı daha yüksek noktalara zıplayabiliyor. Sam, yemek pişirme ve ateş yakma konusunda çok başarılı. Yemek pişirmeyi geçtim, bitki büyütüyor ve kazı bile yapıyor. Gimli, cüce olmasından gelen o huysuz haline rağmen, kimsenin kıramadığı sert kayaları kırabiliyor. Aragorn ve Boromir gibi karakterler küçük deliklerden geçemezken, bizim minik ufaklıklar her deliğe sığabiliyor.

Bu tuttuklarımız ne işe yarar Gandalf?
Sadece karakterlerin değil, taşıdığınız eşyaların da özel güçleri var. Kazma ve kürek ne işe yarar diye düşündüğüm zamanlar elbette oldu.

Etrafınızdaki kırılabilecek her şeyden küçük LEGO parçalarınızı toplamayı unutmayın. Bir ağacın arkasında, parçalanabilecek bir kayanın içerisinde veya belirli karakterlerin açabileceği özel kilitlerde, başarım puanı kazanabileceğiniz hazine sandıkları da sizleri bekliyor.

Her bölümün sonunda belirli karakterler oynanabilir hale gelecek ve buna bağlı olarak da belirli görevleriniz tamamlanmış olacak.

Filmin dışına çıkmak
LEGO Lord of The Rings, sadece filme bağlı olarak devam eden bir oyun değil. Diğer LEGO oyunlarından farkı, ek görevlerin olması. Bunun yanında o sessiz LEGO parçalarının yerine filmdeki seslerle süslenmiş karakterlerimiz bizlerle buluşuyor.

Bulunduğunuz her haritayı kontrol etmenizi tavsiye ederim, “select” tuşuyla haritanızı kontrol edebiliyor ve gizli görevleri de yapabiliyorsunuz.

Gandalf’ı bulmaya gittiğimiz küçük kasabada mini görevler de bizleri bekliyor olacak. Bir köylü, yanımıza gelip sizden yardım isteyebilecek. Her mini görev sonunda ödüllerimiz olacak.

İstersek topladığımız eşyaları demirciye götürebilir ve uygun olan karaktere özel silahlar yaptırabileceğiz.

Oyunun belki de en sevdiğim tarafı, aynı anda birkaç karakterle oynayabilmekti. Gandalf, Saruman’la dövüşürken, aynı anda minik hobbitler korkunç Nazgul’dan kaçmaya çalışabiliyor. Üçgen tuşuna basarak iki tarafta da oyunu devam ettirebiliyoruz.

Sonuç
LEGO Lord of The Rings, tüm vaktinizi ayırmak istemeyebileceğiniz ama eğlenmek için de birkaç saatinizi ayırabileceğiniz bir oyun olmuş. Zira film ve kitabından sonra böyle bir oyuna nefretle bakanlar elbet olacaktır, gelin görün ki işin içerisinde LEGO’lar olunca ister istemez oyun, çekici geliyor.

Kısacası filmden biraz uzaklaşıp, oyunu sıkıcı hale getirmemek adına birkaç farklı içerik eklenmiş. Fakat istesek de istemesek de LEGO Lord of The Rings, oynamaya başladığınız birkaç saat sonrasında size sıkıcı gelmeye başlayabilir.

Ne olursa olsun, eksilerini bir kenara bırakıp, denemeye değer bir oyun olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü Yüzüklerin Efendisi’ni farklı bakış açısıyla izlemek, gerçekten İlginç bir deneyimdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu