Oyun İncelemeleri

LittleBigPlanet 3

2007 yılında PlayStation 3’e çıkması ile birlikte oyun dünyasına bomba gibi düşen, sayısız ödüle ve övgüye layık görülen LittleBigPlanet, gelişen oyun modları ve grafikleri ile yeniden PlayStation’larımıza konuk oluyor. Kendi karakterini oluşturmak, kendi bölümünü tasarlamak ve kendi oyununu yapmak gibi, oyuncuların ufkunu genişleten seçenekleri olan LittleBigPlanet, ilk başlarda küçük bir kesime hitap ettiği düşünülmesine rağmen zamanla daha fazla insanın ilgisini çekti. E3 fuarlarında yapılan tanıtımları ile de dikkatleri üzerine toplayan LittleBigPlanet, üçüncü bölümü ile hem PlayStation 3 hem de PlayStation 4 üzerindeki yerini aldı. Üstelik Türkçe dil seçeneği ile birlikte!


Ekrandaki her şeyi toplamalıyım!

Açık konuşmak gerekirse, daha önce denemeyen ve tür hakkında bilgi sahibi olmayanlar için gerçekten manasız gözüken bir oyun LittleBigPlanet. Klasik bir platform oyunu olan LittleBigPlanet’ta, yapmamız gereken başlangıç noktasından yola çıkıp, bitiş noktasına kadar ulaşmaya çalışmak kadar kolay aslında. Bunu yaparken etrafta gördüğümüz objeleri toplayabiliyor, yeni çıkartma ve kıyafet öğeleri edinebiliyoruz. Ancak bölüm tasarımları o kadar başarılı yapılmış ki, insan bu basit oyun sisteminde bile çok eğlenceli dakikalar geçiriyor.

Kullandığımız karakterler her türlü kıyafeti giyebilen ve şekilden şekle giren basit birer bez bebek olduğundan yol boyunca binlerce kıyafet parçası toplayabiliyor ve bu kıyafetlerden oluşturacağımız ilginç kombinasyonları üzerimize geçirip diğer oyunculara fark atabiliyoruz.

Oyun boyunca pek çok ekipman edinerek, ilginç bulmacalar çözmek durumunda kalıyoruz. Söz gelimi oyunun başında edindiğimiz itiş ve emiş gücüne sahip kurutma makinesi benzeri cihazımız ile pek çok mini bulmacayı aşmamız gerekiyor. Herhangi bir düzeneği çalıştırmak için döndürülmesi gereken kocaman bir çark varsa, derhal kurutma makinemize başvuruyoruz.

Hemen her platform oyununda olduğu gibi normalde erişemeyeceğimiz noktalara ulaşmak için etrafa cisimler yerleştiriyor, sallanmakta olan objelere tutunup farklı noktalara ulaşabiliyoruz. Öte yandan, ışınlanma gücüne eriştiğimizde de gittikçe karmaşıklaşan ve zamanlamanın iyi ayarlanması gerektiği bulmacalara denk geliyoruz.

Sizler de kimsiniz?

LittleBigPlanet 3 ile standart bez bebeğimizin yanına üç yeni karakter katılıyor. Dört bacaklı ve köpek benzeri tasarımı ile Oddsock isimli karakteri seçmemiz durumunda daha hızlı koşabiliyor, Sackboy’un aksine duvarlardan zıplayabiliyoruz. Swoop isimli kuş benzeri karakter ile de etrafça uçabiliyor, hafif cisimleri bir yerden bir yere taşıyabiliyoruz. Big Toggle ise diğerlerine nazaran daha iri ve güçlü bir karakter. Ağılığı sayesinde platformları hareket ettirebiliyor. Kendini küçük hale dönüştürüp suyun üzerinde yürüyebiliyor veya küçük deliklerden geçebiliyor.

Normalde gayet basit olan oynanış ve bölüm tasarımları, ilginç kıyafetleri ya da çıkartmaları edinmek adına hırs yapıldığında iyice zorlaşıyor. Bölüm içlerindeki objelerin yarısını toplamadan da oyunu bitirebilecekken, kafaya taktığınız bir objeyi edinmek için aynı bölümü defalarca oynamanız gerekebilir.

Hemen her bölümde birden fazla oyuncu ile çözülmesi gereken bulmacalar içeriyor. Tabii ki arada sadece co-op sistemi ile geçilebilen, ancak iki tane sackboy yan yana gelirse açılacak bazı kapılar var. PSN üzerinden oyuna dahil olacak bir oyuncu ile bu kapıların ardına geçerek özel objelerin sahibi olabiliyorsunuz.

Benim bölümüm, benim kurallarım

LittleBigPlanet serisinin en büyük özelliği kendi bölümünüzü tasarlamak olduğundan, üçüncü oyunda da bu sistemi biraz daha geliştirmişler. Oyun, bir çocuğun kullanabileceği ve hayal dünyasında oluşturacağı samimi bir evrende geçiyor. Tencereden yapılan uzay mekikleri, kahve fincanından tekneler, kartonlardan kesilerek şekil verilmiş objeler ve akılınıza gelecek ne kadar ilginç fikir varsa, hepsi LittleBigPlanet içerisinde yer alıyor.

Yeni eklenen karakterlerin becerilerini dikkate alarak, harita tasarımlarını daha özenli yapmak gerekiyor. Bölümlerin içine yerleştireceğiniz bulmacaları öyle bir tasarlamalısınız ki, ancak ve ancak karakterlerin becerilerini doğru biçimde kullanılması sayesinde bu engeller aşılabilmeli. Zaten yapımcılar da bu sisteme daha fazla hakim olabilmemiz için, bölüm tasarımı esnasında karakterleri seçebilme imkanı sunmuş. Bu sayede yaptığımız düzeneklerin hangi karakterle aşılıp hangisiyle aşılamadığını hemen tasarım esnasında kontrol edebiliyoruz.

Senaryo modundaki “Pumpinator”un yanı sıra kendi cihazlarımızı da geliştirebiliyoruz. Bunun için de 70’e yakın ek araç seçeneği sunuluyor. Serinin önceki oyunlarına üretilmiş tüm haritalar LittleBigPlanet 3’e aktarılabildiği gibi, ekrana 16 katmana kadar da cisim eklemek artık mümkün. Eski haritaları eklemek baştan güzel gibi dursa da çok da mantıklı olmadığı bir gerçek. Çünkü eskiden aşamadığımız engelleri şimdiki karakterler ve araçlarla kolayca aşabiliyoruz. Dolayısıyla eski haritasını aktaran oyuncunun mutlaka üzerinde rötuş yapması gerekiyor.

Aman da ne tatlı şeymiş bu!

LittleBigPlanet’ın grafikleri ve bölüm tasarımları beni her zaman memnun etmiştir. Ancak bu sefer, PlayStation 4’e yeteri kadar önem verilmediğini düşünüyorum. Oyunu hem PS3 hem de PS4’te gören biri, iki platform arasında çok büyük bir farkın olmadığını anlayacaktır. Sanki oyun PS3 için yapılmış da, PS4’e de çıksın diye “Remastered” tadında aktarılmış gibi duruyor.

Önceki bölümleri oynamış ve çok eğlenmiş biri olarak, ne yazık ki LittleBigPlanet 3’te tam istediğim zevki alamadım. Bundaki en büyük etmen olarak da oyunun akıcılığının azalması olarak gösterebilirim. Eğer oyunu dijital değil de Blu-ray olarak standart biçimde oynamaya kalkarsanız, hikaye modunda sürekli takılmalar yaşayacaksınız. Bir karakter konuşmaya başladığı anda Blu-ray’den bilgi aktarmak için yaklaşık yarım saniyelik gecikmeler yaşatan oyun, belli bir yerden sonra can sıkmaya başlıyor. Tam hızımı almış, hoplaya zıplaya ilerlerken, karakterin konuşacağını hissettiğim anda, “oyun yine takılacak” dememe vakit kalmadan ekran donuyor. Blu-ray’den bilgi gelir gelmez ise yeniden oyun akmaya başlıyor.

LittleBigPlanet 3’ün temasına uygun, güzel müziklerin yanı sıra, tıpkı önceki oyunda olduğu gibi, The Hitchhiker’s Guide to the Galaxy (Otostopçunun Galaksi Rehberi) filminde de anlatıcı rolünü üstlenen Stephen Fry’ın yine bizimle birlikte olduğunu da hatırlatalım. House MD. dizisinden tanıdığımız Hugh Laurie’nin yanı sıra, Lewis MacLeod, Tara Strong, Vera Oblonsky, Robbie Stevens gibi isimler de seslendirme görevi almış.

Sevsem mi, dövsem mi?

Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, LittleBigPlanet 3’ün önceki bölümlerinde sunduğu her şeyi aynen ekrana yansıttığını aralarına yeni karakterler ve özellikler de ekleyerek süslemeye çalıştığını söyleyebiliriz. Her şeyiyle dört dörtlük gözükse de, serinin önceki bölümlerini oynayanlar için devrimsel pek bir yenilik olmadığı da ortada.

İlk kez LittleBigPlanet oynayacak biri için gerçekten sınırsız ve kendine has tarzı olan bir oyun dünyası sunuluyor, ama daha önce bu deneyimi yaşayanlar için heyecan unsuru oluşturacak fazla içerik yok. Konuşmalar esnasında takılma probleminin yanı sıra, birden fazla oyuncunun bir araya geldiği online seçeneklerde yaşanan ve bölümü en baştan oynamanıza neden olacak bug’lar da son derece can sıkıcı. Bu sorunlara acilen yama ile çözüm bulunması gerekiyor.

Normalde bu söyleyeceğim sözün tam tersi kullanılır ama daha evvel LittleBigPlanet oyunlarını denemişseniz ve deyim yerinde ise, oyunun suyunu çıkardıysanız, bu oyun ilk tercihiniz olmayabilir. Eğer LittleBigPlanet serisi ile henüz tanışmadıysanız, platform türünde bundan daha çok eğleneceğiniz bir oyun daha bulamayacağınızı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu