LittleBigPlanet
LittleBigPlanet (LBP) ilk gösterildiği zamanlarda açıkçası biraz dalga konusu
olmuştu. İnsanlar, “Ben bu oyunu oynamak için mi PS3 aldım?” gibi söylemlerde
bulunuyordu. Kimileri haklı bulurken, kimileri ise oyunun farklı olacağını
düşünüyordu. Ancak LBP hakkında bilgiler gelmeye başlayınca her şey ortaya
çıktı. LBP, piyasadaki tüm oyunlardan farklı olan yapısıyla herkesin dikkatini
çekmeyi başarmıştı. Hem de öyle bir dikkat çekti ki, şimdiden tüm zamanların en
özgün ve en yaratıcı oyunu olmuştu bile… Aslında bu kadar sıra dışı bir yapımla
ortaya çıkmak, hele ki oyunu tek bir platforma yapmak ciddi anlamda büyük bir
cesaret isteyen bir durum, ama Media Molecule bu işin altından çok başarılı bir
şekilde çıkmış ve insanları hangi yaşta olursa olsun bu sevimli dünyaya sokmayı
başarmış. Çünkü LBP, bir platform oyunu olarak beklenenden fazlasını, hatta
oyuncuların tahminlerinden çok daha fazlasını veriyor ve eğer bu oyunu
oynamamışsanız inanın bu harika dünyanın size sunduklarını anlamanız çok zor.
Eğlencenin sınırlarını zorlamak
Yapıma girerken doğal olarak bizi başrol oyuncumuz Sackboy karşılıyor. Bu içi
kıpır kıpır olan, ortalama bir parmak boyunda ve yeri geldiğinde korkusuz, ama
yeri geldiğinde de kendini feda edebilen kocaman kalpli sevimli bir karakter.
Sizden tek isteği karşısına çıkan zorluklarda ona yardım etmeniz. Bu yardım
esnasında da sizin eğleneceğinizi garanti ediyor, tabii ki sizde tereddütsüz bu
küçük arkadaşımızın isteğini kırmayarak oyuna başlıyorsunuz. LBP, aslında çok
basit bir tema üzerine oturtulmuş bir oyun. Çok uzun olmayan bölümlerde,
karşınıza çıkan engelleri ve bulmacaları aşmaya çalışarak, bitiş noktasına
gelmeye çalışıyorsunuz. Ama o noktaya gelene kadar, hem eğlencenin dibine
vuruyor hem de hiç olmadığı kadar mutlu bir yüz ifadesine sahip oluyorsunuz.
Peki nasıl oluyor bu derseniz? Şöyle ki, her bölüm kazanacağınız puanlardan, bin
bir türlü Sticker’lara, Sackboy’un kıyafetlerinden, çevre aksesuarlarına kadar
onlarca çeşit detayla donatılarak karşınıza çıkıyor ve sizin amacınız da, bölümü
en ince detayına kadar araştırıp, en sonunda yüzde yüz bir şekilde tamamlamak.
Tabii bunu yaparken de karşınıza gelen bulmacaları çözmeye çalışıyorsunuz. Ancak
yıllardır oyunlarda o kadar detaylı ve zor bulmacalara alışmışız ki, burada ki
bulmacaları da o şekilde sanıp, detaya inmeye çalışıyoruz, aslında 2×2=4 kadar
basit ve anlaşılır bulmacalar olduğunu çözdükten sonra kendi kendinize gülmeye
başlıyorsunuz.
Sackboy’nuzun üstünde bölüm esnasında bulduğunuz yeni kıyafetleri denerken de,
bir başka dünyaya yelken açıyorsunuz. Hatta öyle bir yelken açmak ki, bazen
oyunu unutup saatlerce sırf Sackboy’un üstü ile uğraşabiliyorsunuz. Öylesine bol
seçenekleriniz oluyor ki, hayretler içerisinde kalıyorsunuz. Resmen kendi
stilinizi dahi yansıtabiliyor, eğlencede doruk noktasına ulaşıyorsunuz. Tabii ki
buna her kıyafet deneyişinizde Sackboy’un hareketleri de büyük etki yaratıyor.
Mesela yeni bir saç taktığınız da, elleriyle saçlarını öyle bir savuruyor ki,
gülmemek, o şirinliğe bakıp da hayran kalmamak elde değil. Başka bir kıyafet
giydiğiniz de, üstünü güzelce bir süzüyor. Bir kuyruk taktığınız da bir sağından
bir solunda gülerek bakıyor. Yani oradaki mükemmeliyeti anlatmak için cidden
oyunu oynamak gerekiyor diye düşünüyorum.
Eğlence faktörünün en önemli sebebi olan bölümlerden bahsetmek gerekirse,
oyundaki bölümlerimizi kartondan yapılmış bir kutu içinde Gamepad aracılığıyla
seçiyor ve karşımızda ilk olarak LittleBigPlanet gezegenini görüyoruz. Diğer
yanlarında ise kendi bilgilerimiz ile bölüm tasarlamak için yaratılmış olanlar
gezegenler yer alıyor. Biz LBP’e tıklayarak oyunun Story moduna giriyoruz.
Burada her bölüm bir kıta üzerine konulmuş ve biz de sırasıyla bölümleri
geçerek, yeni kıtaları bir başka değişle yeni bölümleri açıyoruz. Story modunun
uzunluğu ise oldukça yeterli olmuş diyebilirim. Zaten bölümleri eksiksiz
tamamlamak için çoğu zaman birden fazla kez oynuyorsunuz. Çünkü her şeyi yaptım
deseniz bile bazen gözden kaçan şeyler olabiliyor. Mesela boş bir karton şekli
görüyorsunuz karşınızda, aslında o herhangi bir hayvanın şekli olabiliyor ve
sizde Sticker bölümünüzden o hayvanın resmini bularak oraya yapıştırıyorsunuz ve
bu sayede görünmeyen bir kapak açılarak daha önce almadığınız puanlara, yeni
eşyalara sahip oluyorsunuz. O yüzden bölümleri yüzde yüz tamamlamak için çok
dikkatli oynamak gerekiyor, ama oyun öylesine eğlendiriyor ki, dikkatiniz
toparlamak çok zor oluyor hatta bazı anlar oynamayı tamamen bırakıp dakikalarca
kahkahalar atıyorsunuz. Dolayısıyla her bölüm mutlaka kaçırdığınız bir şeyler
oluyor. Bu da oyunun Story mod süresinin uzamasını sağlıyor.
Bölümler sadece Sackboy’u koşturarak geçmiyor tabii ki, birçok araç da mevcut.
Hatta bazı bölümler tamamen araçlar üzerine kurulu oluyor ve sizde altınızdaki
oyuncakla engelleri aşmaya çalışıyorsunuz. Mesela bir örnek vereyim,
arkadaşlarımla beraber oynarken bir bölüm seçmiştik ve o bölümde jet vardı. Dört
kişi o jetle inanılmaz bir hızla müthiş zorluktaki engelleri aşmaya çalışmıştık,
fakat maalesef başaramadık. Ama bunu yaparken bile felaket eğlendik diyebilirim,
çünkü tam 1.5 saatimizi o bölüm için harcadığımızı fark ettik.Gönlünce davran, dağıt ortalığı…
LittleBigPlanet’in en güzel yanlarından biri de, sahip olduğu fizikler. Müthiş
derecede başarılı çevre etkileşimi insanı hayrete düşürüyor. Önünüze çıkan her
şeyi tutup çekin, dağıtın, sürükleyin istediğinizi yapın. Bunu görünce bir an
afallayabiliyorsunuz, ama hemen ardından bu işten fena halde zevk almaya
başlıyorsunuz. Mesela bir yokuş şeklindeki yolun üst tarafı onlarca nesne ile
kaplanmış ve hepside sallanıyor. Siz ise, oradan geçmeye çalışıyorsunuz, ancak
ani bir hareketinizle hepsi bir anda aşağı düşmeye başlıyor. Siz de onlarca
parçanın altında kalıyorsunuz. Zaten o anda Sackboy’un hali de çok komik olduğu
için ayrıca ona da kahkahalar atabiliyorsunuz. Çevre etkileşimi konusunda oyun
cidden tüm bilinenleri baştan yazmış diyebilirim. Çünkü önünüzdeki onlarca kutu,
tahta gibi birçok şeyi kendiniz için kullanabiliyor ve hatta tepeniz de
gördüğünüz birçok nesneye dahi Tarzan misali asılabiliyorsunuz. Ayrıca sahip
olduğunuz birçok Sticker ve çevre aksesuarlarını tüm mekanın her noktasında
kullanabiliyorsunuz. Hazır yapılmış bir bölümü dahi, bir anda kendi zevklerinize
göre şekillendirebilme imkanına sahipsiniz. Açıkçası oyunda çevre etkileşimi
konusunda cidden görülmesi gereken sahneler, yaşanması gereken anlar var.
Yapımın en başarılı kısımlarından biri de kendi bölümünüzü yapıyor olmanız.
Aslında birçok oyunda buna benzer bölüm tasarım seçeneği mevcut. Ama LBP’i diğer
tüm oyunlardan ayrı tutun derim. Çünkü inanılması güç derecede detaylı, bunu ilk
tasarlamak istediğiniz boş bir bölüme girdiğinizde fark ediyorsunuz. Ayrıca işin
en güzel yanı ise bu işin sınırı sizin hayalinizin de sınırı diyebilirim. Yapmak
istediğiniz herhangi bir şeyi kesinlikle gerçekleştirebiliyorsunuz. Daha geçen
gün girdiğimde, San Francisco’nun ünlü hapishanesi Alcatraz bölümü ile Batman
bölümlerini oynadım ve çok büyük bir zevk aldığımı söyleyebilirim. Unutmadan
Little Big Colossus bölümü de harikulade olmuş, onu da söylemeden geçmek
istemedim. Ayrıca yaptığınız bölümlerin ilerleyiş mantığını da kendi zevkinize
göre tasarlıyorsunuz. Örneğin, gerçekte olduğu gibi ben de oyunda Alcatraz’dan
kaçmaya çalışıyordum ve bunu yaparken ilginç bulmacalar da vardı. Hele ki bir
tanesinde neredeyse yarım saat uğraştım ama çözümü bulduğumda nasıl düşünemedim
diye kendimden utandım. O yüzden LBP, bu konuda da tartışmasız bir numara olmuş.
Tabii ki oyunun bir de online seçeneği mevcut. Burada da 4 kişiye kadar,
oyuncuların tasarladığı onlarca bölümden istediğinizi seçerek
oynayabiliyorsunuz. Aslında oyunun yapısı genelde çoklu oyuncuya odaklı, hatta
single player’da dahi 2 kişinin oynaması gereken yerler görüyorsunuz. O yüzden
LBP, multiplayer olarak oynandığı zaman çok daha fazla zevk veren bir yapım.
Hele ki, muazzam derecede başarılı tasarlanmış bir bölümde oynuyorsanız ki, çok
ince düşünülmüş, profesyonel tasarımları aratmayan harika bölümler de mevcut. Bu
sayede oyundan aldığınız zevk ikiye katlanıyor. Ancak online mod, ne yazık ki
çok başarılı değil. Bazı anlar çok fazla lag olabiliyor ve bu da online
oynanmasına izin vermiyor. O açıdan bu durum biraz sıkıntı yaratabiliyor. Bunun
dışında online kısmın bir başka güzel tarafı ise yapılan bölümleri değerlendirme
yeri. Çünkü oynadığınız bölümleri notlayıp, yorum yapabiliyor isterseniz de
favori bölümünüze alabiliyorsunuz. Açıkçası bir yerden sonra siz dede çok
iddialı bir bölüm yapma isteği doğabiliyor, lakin bunu gerçekleştirmenin pek de
kolay olduğunu söyleyemem. Son olarak arkadaş listenizi de ayarlayabildiğinizi
belirteyim.
Sackboy’dan sevgi dolu öpücükler
LittleBigPlanet, aslında birkaç sayfa da anlatılacak bir oyun kesinlikle değil.
İçi o kadar dolu ki, bunu görmeden, yaşamadan anlamakta mümkün değil. Media
Molecule, ufacık ama kocaman bir dünyanın içine tam anlamıyla bir başka dünya
sığdırmış ve bunu o kadar güzel sunmuş ki, oyunu konsola taktığınız andan
itibaren çıkarmak istemiyorsunuz. Öylesine çekiyor ki sizi, sıkılmak kelimesini
aklınızdan bile geçirmiyor. Ayrıca oyunun kendi içindeki doluluğu yetmemiş
olacak ki, PlayStation Store’da sürekli bazıları ücretli bazıları ücretsiz olmak
üzere yeni Sackboy kostümleri de yer alıyor. Tabii ki yeniden oynanabilirliği
arttıran 48 adet Trophy’i de unutmamak gerekiyor. Uzun lafın kısa versiyonunu
söylemek gerekirse, LBP kesinlikle yılın en başarılı, en özgün ve en yaratıcı
oyunu. PlayStation 3’ü olan herkesin kesinlikle sahip olması gerekiyor.