Oyun İncelemeleri

LittleBigPlanet (PS Vita)

‘PlayStation 3 mü yoksa Xbox 360 mı’ sorusu, tıpkı ak mı kara mı, kedi mi köpek mi, iOS mu Android mi ya da Windows mu Mac gibi günlük hayatımızda pek çok kez karşılaştığımız bir soru haline geldi. Teknoloji ve oyun editörleri olarak bizler bu soruya hep tarafsız yaklaşarak cevap vermeye çalışırız. Örneğin bu soru bana sorulduğu zaman, verdiğim cevap hep şu olmuştur: ‘Seni eğlendiren oyun hangi platformdaysa onu al’. Çünkü benim için oyun demek eğlence demektir. PlayStation platformunda beni çok eğlendiren oyunlardan biri de kesinlikle LittleBigPlanet’tır.

Benim gibi düşünen LittleBigPlanet meraklıları bilirler ki, bu oyunu oynarken zaman kavramı bambaşka bir hal alır. Siz saniyelerin geçtiğini zannederken aslında dakikalar, dakikaların geçtiğini zannederken aslında saatler geçer. Bir bakmışsınız inceleme yazısı girmeniz gerekirken siz hala oyun oynuyorsunuz. (Omuzlarımı daha sıkma Murat abi, bak başladım işte yazıya!)

Sackboy, PS Vita’ya da el attı
Az önce bahsettiğim üzere PlayStation 3 platformunda hayli ses getiren ve oyuncuların büyük bir bölümü tarafından çok sevilen LittleBigPlanet, şimdi PS Vita için de geldi. Yani Sackboy adı altındaki kumaştan yapılma bebeğimizle, artık portatif oyun platformlarında da oynayabileceğiz.

Peki LittleBigPlanet, PS Vita gibi dokunmatik yapıya bir cihazda nasıl oynanacak? Oyunu oynamaya başlamadan önce en az sizin kadar ben de bu sorunun cevabını merak ediyordum ve konuyla ilgili şüphelerim vardı ancak aldığım sonuçtan epey etkilendiğimi söylemem lazım. İncelemenin ilerleyen safhalarında oyunun dokunmatik ekranla nasıl uyumlu olduğundan epey detaylı olarak bahsedeceğim ancak şimdi oyunu ilk açtığımdan andan itibaren yaşadığım tecrübeleri anlatayım.

Carnivalia’yı kurtarma zamanı
Oyunu ilk açtığım zaman yalnızca hikâye modunun açık olduğu fark ediyorum ancak merak etmeyin co-op modu, mini bölümler ve kendi haritanı yaratma modu ileride açılıyor. Hikâye, bir zaman mutlu eğlenceli bir yer olan Carnivalia adlı karnaval dünyasının anlatımıyla başlıyor. İlerleyen zamanlarda Carnivalia, kötü niyetli bir kukla oynatıcısı olan Puppeteer tarafından ele geçiriliyor ve gezegeni kurtarma görevi Sackboy’umuza düşüyor.

Senaryo bu kadar basit. Yani oyunu oynarken, hikâye açısından büyük bir beklenti içerisinde olmayın ancak yapımcı firmanın bu konuda özellikle fazla uğraştığını zannetmiyorum. Zira oyunun ön plana çıkan özelliği senaryo olmaktan ziyade eğlenceli içerik.

Ekran parmak izi içinde kaldı
PS Vita için LittleBigPlanet, PlayStation 3’tekiyle çok benzer bir oyun mekaniğine sahip. Hatta PlayStation 3’teki mekanikten çok daha fazlasına sahip. PS Vita’nın sahip dokunmatik ekran ve dokunmatik arka panel özelliği, oyuna müthiş bir şekilde entegre edilmiş.

Oyundaki normal eşyaların yanı sıra, mavi renkte parlayan yalnızca parmağımla hareket ettirebileceğim özel nesneler yer alıyor. Her bölümde yer alan ufak bulmacaları çözmek için bu nesneleri kullanmak gerekiyor. Örneğin oynadığım bölümlerin birinde, ilerleyebilmem için zıplama mesafemden çok daha yüksek bir yere çıkmam gerekiyordu. Buraya çıkabilmek için etrafımda tutup çekerek taşıyabileceğim herhangi bir kutu da yer almıyordu. Bunun yerine ekranın bir diğer köşesinde mavi bir kutu yer alıyordu ancak Sackboy’un kendi yetenekleriyle, kutuyu tutup çekmek mümkün değildi. İşte burada parmağım devreye girdi ve mavi kutuyu parmağımın ucuyla tutup zıplamam gereken yerin tam altına sürükledim. Böylece Sackboy zıplayabilmek için yeterli yüksekliğe sahip oldu ve bölümü geçebildim.

Oyundaki nesnelerin dokunmatik ekranla olan entegrasyonunu bu kadar basit bir örnekle anlatabilmem mümkün değil. Bazı dokunmatik mekanikler Sackboy’u yalnızca oradan orya fırlatmama yarıyor. Başka bir örnek vermem gerekirse; bazı yerlerde mavi kutular öylece tutup götürebileceğim şekilde yer almıyor. Oynadığım bölümlerin birinde mavi kutunun altında yaylı bir sistem alıyordu. Sackboy’u kutunun üstüne çıkarıp daha sonra kutuyu çekebildiğim kadar aşağı çekip bıraktım. Bundan sonra bana yalnızca Sackboy’un ne kadar yükseğe zıplayabildiğini seyretmek kaldı.

Ekrana dokunmak, yalnızca sürükleme değil bazen de ileri ittirme görevi görüyor. Örneğin yolumun üstünde bir kutu duruyor ilerleyebilmek için bir şekilde onu geçmek zorundayım.  Bazı durumlarda kutuyu sürükleyip çekmek yerine, parmağımla ona bir kere dokunarak geri ittirmem yeterli olabiliyor. Ancak öyle zamanlar oluyor ki bazen ittirdiğim nesneyi tekrar kendime doğru çekmek zorunda kalabiliyorum. PS Vita’nın dokunmatik arka paneli de burada devreye giriyor. Arka panel aracılığıyla oyun içerisinde hareket ettirilebilir nesneleri kendime doğru çekebiliyorum.

Dokunmatik ekran ve dokunmatik arka panel aracılığıyla, oyun mekaniklerinin nasıl değiştirilebildiğiyle ilgili daha pek çok örnek saymam mümkün ancak bunu yaparsam sanırım inceleme yazısı on binlerce karakteri bulacak. Sonuç olarak; dokunmatik mekanikler sayesinde zaten eğlenceli olan oyun içeriği, bir üst seviyeye çıkarılmış.

Sadece senaryo oynamak zorunda olduğumuzu kim söyledi?
PlayStation 3’te LittleBigPLanet’ın en çok zevk aldığım yanlarından biri; senaryo modundaki standart bölümlerin haricindeki, ufak bulmaca bölümleri olmuştu. Bu bölümler kimi zaman ufak bilmeceler kimi zamansa yalnızca eğlence odaklı olabiliyordu.

Benzer ufak bölümler, PS Vita için LittleBigPlanet’ta da yer alıyor ancak buradaki ufak bölümler klasmanını ikiye ayırmam gerekiyor. Biri senaryo modunu tamamladıkça açılan mini bölümler, diğeri ise tamamen farklı bir oyun yapısına sahip başka bulmaca oyunları. Senaryoyu oynadıkça açılan mini bulmacalardan özellikle Tetris temalı olanı epey eğlenceli buldum. Bu bölümün çoklu oyuncu modu olduğunu da ayrıca belirteyim.

Tamamen farklı bir oyun yapısına sahip olduğunu belirttiğin oyun modu ise Sackboy’umuzdan bağımsız bir dünyada geçiyor. Buradaki oyunlara, Story gezegenindeki Arcade bölgesine tıklayarak girebiliyorum.

Örneğin resimlerde gördüğünüz; elektrik akımının doğru yere zamanında iletilmesinin gerektiği çeşitli mini oyunlar yer alıyor. Aslında burada yer alan mini oyunları, iOS ve Android platformunda sıkça karşımıza çıkan mobil oyunlara benzetebilirim. Zira burada da aynı mobil oyunlarda olduğu gibi ‘ne kadar başarılı olursanız o kadar yıldız alırsınız’ tadında derecelendirme sistemi var.


Arkadaşları toplayıp, LittleBigPlanet yapıyoruz

LittleBigPlanet’ın PlayStation modundaki en eğlenceli özelliklerinden biri hiç şüphesiz co-op modudur. Zamanında arkadaşlarımla sabaha kadar gülme krizlerine girmeme neden olan bu mod, PS Vita için de yer alıyor. Hatta bazı haritalardaki özel koleksiyon eşyaları yalnızca çoklu oyuncu moduyla toplanabiliyor. Bu da, oyunu tam anlamıyla bitirmek isteyenleri biraz sosyalleşip başkalarıyla oynamaya zorunlu bırakıyor.

Ne yazık ki oyunun PlayStation modunda en çok sinir olduğum özelliklerinden biri burada da kendini gösteriyor: Kontrolden çıkan kamera. Ne zaman bir kişi çok önden gitse veya biri çok geri kalsa; bu durum diğer oyuncular için sıkıntı yaratabiliyor.

Sadede gelelim
Bütün hafta sonu boyunca asosyal takılmama neden olan hatta bununla da yetinmeyerek ofiste bile işten kaytarmam yüzünden bolca fırça yememe sebep olan PS Vita için LittleBigPlanet’tan, son derece memnun kaldım. Oyunun grafik kalitesinin PlayStation 3’tekiyle birebir aynı olması, son derece başarılı müzik ve seslendirmeler de cabası.

Gözle görülür bir eksisi olmadığını ve son derece sürükleyici olduğunu göz önüne alırsam, alınmaya değer bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Hatta çıtayı biraz daha yükseltiyorum: PS Vita almayı düşünen ancak kararsız kalanlar için LittleBigPlanet tek başına bile yeterli bir sebep olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu