Oyun Ön İncelemeleri

Lost Planet 2

Güçlü silahlara sahip olabilirsiniz, ama hazırlıksız yakalanırsanız, doğanın kamizake pilotları tarafından yok edilmeye mahkumsunuzdur.

Fazla sayıda helikopter, zırhlı adamlar ve ellerindeki güçlü silahlar, düşünmeyi gerektiren bir fonksiyon olmadıkça etkisiz elemanlardan farksızdır. İşte bu nedenle saldırıya uğruyor ve koca birlikten geriye kalan az sayıda arkadaşımızla beraber yağmur ormanlarına doğru yol alıyoruz.

İlk Lost Planet’in ardından 10 yıl sonra, bu kez erimiş karların ortaya çıkardığı tehlikelerin içinde, yani kısacası Lost Planet 2’deyiz. Çıkışına az bir süre kala oynama imkânı bulduğum yapım hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşayım.

Uğradığımız saldırıyı hemen atlatıyor ve belanın kaynağına doğru yol alıyoruz. Bu sıradaki yağan yağmur ve oluşan kargaşa, sizi bir an önce sıcak çatışmaya girme arzusuyla bütünleştiriyor. Çok geçmeden yaratıklarla karşılaşıyoruz ve tek düşmanımızın sadece onlar değil, bitklilerin de olduğunu görüyoruz. E.D.N. III gezegeni, daha önce görülebilecek yaşam formlarıyla benzer, ama kesinlikle aynı değil. Devasa yaratıklar ve bitkiler, bizim gibi yabancılar için zor bir durum. Zira yönettiğimiz karakter ve beraberimizdekilerin bu ortama alışması biraz zaman alıyor.


Düşünceleri boşluğa sürmek, başarısızlığın ilk adımıdır
Öncelikle yönettiğimiz karakterimize bakalım. Oyunumuzda gelişim sistemi var. Yaptığımız her görev sonrasında bunlar bize gelişim puanı olarak yansıyor ve silah kullanımından, üzerimizdeki zırhın gücüne kadar çoğu detayı değiştirebiliyoruz. Tabii ki bunlar için zaman gerekli. Boyut veya işlev fark etmeden her silahı kullanabiliyoruz. Hele bir minigun var ki, sizin boyunuzdan bile daha büyük, ama yine de rahatlıkla kullanabiliyor, hareket edebiliyorsunuz. Hepiniz aynı derecede iğrençsiniz

Düşmanlarımız, birbirine benzer iğrençlikte, kimi büyük, kimi daha küçük, ama tek amacı öldürmek olan canlılar. Onlarla savaşırken yanımızda takım arkadaşlarımızın da olması çok önemli. Siz siz olun, ekipten ayrılıp da tek başınıza Ramboculuk oynamaya kalkışmayın. Bitkileri hallettik, yaratıkları da hallettik, şimdi de sırada devasa boss’lar var. Hele ki onlarla karşı karşıya gelince tek başınıza hiç şansınız yok. Eğer takım olarak saldırırsanız, dev düşmanınızın kafası karışıyor. Size mi, yoksa diğer askerlere mi vuracak, karar veremiyor ve siz de bu karışıklıktan yararlanarak işini bitirebiliyorsunuz.

İlk yapımda olduğu gibi, yeni oyundaki yaratıklarda da zayıf noktalar var ve bunlar açık kırmızı renkle belirlenmiş. Ateş ettikçe koyulaşıyor ve en nihayetinde parçalanıyorlar. Boss dövüşlerindeki bazı anlar çok hoşuma gitti. Hem değişen kamera açıları, hem de değişen mekânlar çok güzeldi. Devasa bir solucanın midesine girip, orada hayatta kalmak için çatışıyorsunuz örneğin.

Bu kaskın içinde düşünen bir katil var

Yaratıkların düşünme kapasitesinin insan beyninden daha az olduğu gerçek. Böylelikle daha akıllı düşmanlarımızla yani karşı güce mensup askerlerle savaşıyoruz. Size yakın mesafedekilerle meşgul olurken, keskin nişancılara kurban gidebilir veya yanınıza düşen bir bombayla saf dışı kalabilirsiniz. Her daim dikkatli olmakta yarar var, ama yine de yapay zekânın çok iyi olduğunu söyleyemem. Etraftaki sandıkları karıştırarak da hem silah, hem de cephane olarak ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. Silahlar dışında kullanabileceğimiz farklı boyutlarda robotlar da bulunuyor.

Haritaların belirli noktalarında istasyonlar mevcut. Bu bölgelere ulaştığımız taktirde, istasyonları işlevsel hale getirerek save yapabiliyoruz. Böylelikle başarısız olursak, tekrar bu noktalardan mücadeleye dahil olabiliyoruz. Göreve geri döndüğümüzde, her şeyin bıraktığımız gibi olduğunu görebiliriz. Yani tüm görevleri tekrar baştan yapmak zorunda değiliz, ama bir şartla; yeterli paramızın olması gerekli.Durum şu ki, kayıt noktalarını kullandıkça para ödemeniz gerekiyor. Eğer tüm paranızı bitirirseniz, bölüme en baştan başlamanız gerekiyor. Bu da sinir bozucu doğrusu. Ufak bir ipucu olarak, etrafta kırmızı şeritlerle çevrili alanlar görürseniz, hemen içeri girin. Böylelikle sonraki bölümü oynamaya hak kazanırsınız. Çevredeki düşmanları öldürmekle meşgul olmanıza da gerek kalmaz.

Gerçek bir takım oyunu

Senaryo modunu isterseniz gerçek oyunculardan oluşan takımınızla da oynayabiliyorsunuz. Böylelikle her asker, gerçek kullanıcılar tarafından kontrol edildiği için sürekli iletişim halinde olabilir ve daha iyi taktikler geliştirebilirsiniz.


Lost Planet 2, görsel yön olarak iyi, ama çok iyi değil. Su görselleri, bitki örtüsü, karakter modellemeleri güzel. Yapımda, MT Framework 2.0 grafik motoru kullanılıyor. Açıkçası fiziksel olarak da takviyeler yapılsaydı, çok daha iyi olurdu. Bomba attığınızda, patlamasıyla birlikte etraftaki otlar savrulmaya başlıyor. Bu güzel bir detay, ama ağaçlara ya da toprak zemine ateş ettiğinizde, sanki metale kurşun sıkıyor gibi kırmızı kurşun izleriyle karşılaşıyorsunuz. Aynı şekilde suya ateş ettiğinizde de neredeyse hiç tepki alamıyorsunuz. Objelerin parçalanamaması da kötü. Çevreyle etkileşim neredeyse yok denilecek seviyede. Son olarak demo sürümdeki AA probleminin önemli ölçüde düzeltildiğini belirteyim.

Capcom tarafından geliştirilen oyun, PC, PS3 ve X360 platformları için 18 Mayıs’ta raflarda olacak. Lost Planet 2’nin, özellikle co-op oynanışıyla zevkli saatler sunması muhtemel. Çıkış tarihi gelene kadar ilk yapımı tekrardan oynayarak savaşa ısınabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu