Oyun İncelemeleri

Madden NFL 2005

Madden NFL serisi, “bizim ülkemizde” yıllardır sessiz sedasız devam eden bir
dizi oyun. Bir zamanlar TV’deki kanalların birisi bir diğerinin NBA
reytinglerini kendine çekebilmek için NFL yayınlardı, ilgiyle olmasa da
izlerdim. Sonrasında devre arası bitince ben Kobe’nin smaçlarına geri dönerken
yeşil çimlerdekiler birbirlerini tepelemeye devam ederlerdi. Meğer ben ne büyük
bir cevheri görmezden gelirmişim. Bu oyunu oynayınca anladım.

Futbol ellen mi oynanırmış!! (Madden 2005 öncesi)

Bildiğimiz Amerikan Futbolu. Zaten bilmediğimiz amerikan futbolunu daha
bilmiyoruz. Bildiğimiz diyorum; çünkü oyun, gerçeğinin TV başında izlenirken
verdiği tadı aynen oyuncuya yaşatıyor. Oyuncuların her biri ve takımların
stadyumları gerçeğinden farksızca modellenmiş. Tümüyle ayrıntı kokluyorsunuz ve
fark edebileceğiniz bütün noktalarda o yerin kendine has özelliği gözlerinizi
okşuyor. Evet, ben de farkındayım ki bu oyunu alıp MYST gibi etrafı
gözlemeyeceksiniz. Benimkisi oyundaki grafikleri size övmek için kullandığım
sözlerden. Ama bütün oyun alanında çeşitli etkileşimler var, ve son zamanlarda,
bence, dünyaca beklenen oyunlarının öncesinde çöküş içerisindeki EA Sports’un
tekrardan patlayışının ilk sinyali.

NFL, oyununda da kendinde olduğu gibi dalgalı bir hareketliliğe sahip. Yani
maçlar sürekli duraklayıp hızlanıyor ve bunun geneli de oyuna çok iyi bir
biçimde aktarılmış. Oyun içerisinde atakta ya da savunmada oluşunuza göre
takımınızın yapacağı taktikler değişiklik gösteriyor. Öncelikle duruş
pozisyonunuzu ayarlıyorsunuz, ardından da her bir farklı dizilişe göre farklılık
gösteren onlarca pas varyasyonundan birini seçip istediğiniz oyuncuya topu
göndermenizle atağa kalkıyorsunuz veya diziliminize göre yapacağınız savunmayla
rakibinizi yere indirmeye çalışıyorsunuz. Tabi başarabilirseniz onların uzun
paslarının arasına girip topu kaparak kendi atağınızı da başlatabilirsiniz.
Ataklar maksimum 10 saniye içerisinde gelişip bitiyor, bu süre içerisinde ya
devrilmiş yada gol atmış oluyorsunuz.

Hmmmm…. (Madden 2005 sırasında)

Bu 10 saniye içerisinde yaklaşık 20 tuş birden kontrolünüz altında. Adamakıllı
ve sağlam bir atak geliştirmek, bunların yanında da savunma güvenliğini elden
bırakmamak için toplamda işte bu sayıya ulaşan farklı kombinasyonlardaki tuş
takımı size oyunun ilk yarım saatinde epey zorluk çıkartabilir. İlk dakikalarda
santrada arkamdaki adama pas atmak için ne kadar uğraştığımı tahmin bile
edemezsiniz. Bu zorluk, dediğim gibi sadece oyuna alışma safhasındayken sizi
zorluyor. Daha sonrasında ise gayet bilinçli ataklar geliştirebilir,
rakiplerinizin gözü dönmüş oyuncuları için etten duvarlar örebilirsiniz.

Grafiklerin ne kadar güzel olduğundan az önce üstü kapalı olarak
bahsetmiştim. EA’in zaten bu konuda aşmış yetenekleri olduğunu hepimiz gayri
ihtiyari biliyoruz. Detaylar daha arabirimdeyken bizi baştan çıkartırken oyunun
içerisine daldığımızda sporcuların hareketlerinden seyircilerin davranışlarına
kadar bütün görsellik adeta baştan yaratılmış. Bilhassa seyircilerin
“kartonluktan” çıkmış olması hayli güzel. Kendi aralarında şovlar yapıyorlar,
seslere zaten diyecek laf yok; diğer bir yandan da arada sırada ortaya çıkan
fanatik seyircilerin görünüşleri ve davranışları çok gerçek bir taraftar kadar
eğlenceli.

Oyun, franchise modunda oynandığında gerçek tadında keşfedilmiş oluyor. Burada
ilk olarak karşınıza oyuncunuzu geliştirme ekranı çıkıyor. Her mevkideki farklı
oyuncularınızdan güçlerini geliştirmek istediğiniz birini seçtikten sonra
mevkisine göre bir alıştırmadan geçiyor ve burada başarılı olursanız oyuncunuzun
istediğiniz bir özelliğine eklemelerde bulunuyorsunuz. Bu sırada arabirimde
çalan müzikler de sporun kendisi gibi çok sert. Yine EA imzası taşıyan
parçaların ağırlıkta olduğu bir müzik kutusuna sahibiz; ama, bu kez durum biraz
farklı. Çalmakta olan müzikler, EA Sports Radio’dan kulaklarımıza geliyor. Yani
arada sırada parça aralarında Dj çıkıp konuşuyor, maçlara canlı bağlantılar
yapılıyor ve bunun gibi çok çeşitli atraksiyonlar gerçekleşiyor. Oyunu bırakıp
bunları dinlediğim olmadı değil.

Futbol ayaklan mı oynanırmış!! (Madden 2005 sonrası)

Bu oyun hakkındaki tek korkum; gençlerin böyle bir heyecanı kaçırabilecek
olmaları. Zira hayli uzak toprakların kendi sporu olarak belleklerde NFL. Ben de
öncesinde çokça bir fikre sahip değildim; ama, birkaç maç sonra Philedelphia
Eagles taraftarı olup çıkmazsam hiç de şaşırmayın. Hem aksiyon, hem spor.
Hmmm… Bir televizyon kanalı alsa da izlesek şunların maçlarını.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu