Magicka
Bağımsız oyunlar-yapımlar denilince aklınıza ne geliyor? World of Goo’yu hatırlayalım mesela: 2008 yılında çıkan, düşük bütçesine rağmen ödüle doymayan bir bulmaca oyunuydu. Günümüzde ise bir Angry Birds çılgınlığı aldı başını gidiyor. Fiyatları ve türleriyle genellikle “Casual” denilen oyuncu kitlesine hitap eden bu yapımların arasından elbette daha “sert” şeyler de çıkabiliyor. Misal; Amnesia bunun en güzel örneğiydi. Ne olursa olsun bu yapımların geneli düşük bütçeyle, az sayıda çalışan, hatta bazen tek bir kişi tarafından yapıldığı için takdire şayan. İncelememizin de konusu olan Magicka ise Angry Birds veya World of Goo kadar popüler olmasa da gayet başarılı, mütevazı bir yapım. Steam’in de en çok satanlar listesini alt üst eden Magicka, Black Ops gibi, Dead Space 2 gibi devasa bütçeli yapımları bile geride bırakmış durumda.
Büyülerin Efendisi
Ucuz fiyatı ve bağımlılık yapıcı oynanışı nedeniyle 2011’in büyük sürprizi olan Magicka için tam bir tür tanımı yapmak da mümkün değil açıkçası. Birçok yerde Action-RPG olarak tanımlansa da RPG öğeleri yok denecek kadar az, hatta evet, hiç yok. Nitekim oyunda class seçimi, inventory vesaire gibi temel RPG elementleri yok. Zaten Magicka adından da anlaşılacağı üzere tek bir sınıfa odaklanan ve sadece “Wizard” olabileceğiniz bir yapım. Senaryosu da bu bağlamda ilerliyor ve oyunda yoğun bir mizah dili kullanılmış. Bu yönüyle de bana DeathSpank’i hatırlatan yapım, birçok klişeyi de alaya alıyor. Özellikle, oyunda yarı İngilizce, yarı İsveççe ve saçma kelimelerin olduğu bir dil kullanılması ilginç olmuş.
En önemli nokta ise element ve kombinasyon kısmı. Zira oyunda tek bir sınıf olduğundan temelini burası oluşturuyor. Elementler bu kadar farklı şekillerde kombine edilemeseydi zaten çok sıkıcı olurdu Magicka. Q,W,E,R,A,S,D,F tuşlarına atanmış olan bu 8 farklı elementle (Water, Life, Shield, Cold, Lighting, Arcane, Earth, Fire) yapabilecekleriniz çok çeşitli. Kombine dediğim olay aslında bir çeşit skill üretme durumu. Mesela; Earth ve Fire elementlerini birlikte kullanarak “Meteor” yağdırma olayı. Bu kombineler de sayıca epey fazla ve hepsi de işinize yarıyor. Elementlerin hepsinin alanı ayrı, isimlerinden de anlaşılacaktır zaten. Örneğin; Wizard’lar (yani biz!) ilginç bir şekilde yüzemiyor ve sudan geçmek için buzdan bir köprü yapmanız gerekiyor.
Büyülerin yön ayarlarını fare yardımıyla yapıyoruz, tabii gamepad’inizi bağlayıp oynayabilme şansınız da bulunuyor. Magicka’da bir diğer ilginç nokta ise Friendly Fire’nin daima açık olması. Bu da oyunun akışını çok değiştiriyor ve büyü yaparken biraz daha dikkatli olmayı gerektiriyor. Nitekim, sağlık büyünüz düşmana da etki ediyor veya ıslakken yaptığınız elektrik büyüsü sizi de çarpıyor! Kısacası öldüreyim derken düşmanınızı güçlendirebilir, çarpışmanın ortasında kendinizi küle çevirebilirsiniz. Bu alanda oyunun hakkını vermek gerekiyor, gerçekten başarılı. Yani bu kombineleri ve büyüleri burada tek tek anlatmam mümkün değil ama beğeneceğinize eminim çünkü daha önce hiçbir oyunda bu kadar ayrıntılı ve başarılı bir sistem yoktu.
Tüm artılarına rağmen teknik alanda büyük bir darbe yiyor, bu da oynanabilirliği etkiliyor. Yapımda bulunan bolca bug’dan bahsediyorum, çünkü Magicka tamamlanmamış bir oyun izlenimi yaratıyor, bugüne kadar çıkan 10’a yakın yeni update de bunun en büyük göstergesi. Optimizasyon sorunları, çapına göre istediği yüksek sistem gereksinimleri, hantal kontroller de cabası. Bu konuda aklıma ilk gelen örnek Torchlight oluyor, kontroller ve büyüler çok hızlıydı çünkü. Tabii, bu kadarla da sınırlı değil sorunlar. Maalesef kayıt sistemi çok yetersiz, istediğiniz zaman oyunu save edemiyorsunuz ve auto-save’ler de yarı yolda bırakabiliyor. Öldüğünüzde en son bıraktığınız noktadan başlıyor, oyunu kapatıp yeniden açtıysanız da bölümün başına geri dönmek zorunda kalıyorsunuz. Dev savaşlarda ise ne olduğunu anlayamıyorsunuz çünkü üzerinize o kadar çok yaratık-düşman geliyor ki onlarınkiler arasından kendi sağlık barınızı dahi seçemiyorsunuz. Neyse ki sürekli yeni güncelleme yayınlanıyor ve sorunlar da aşılıyor.
En büyük benim!
Senaryo mod’unun yanı sıra bir de Challenges bölümü bulunuyor. Burada arenaya çıkarak üstünüze gelen yaratık akınlarını durdurmaya çalışıyorsunuz tabii belli bir noktadan sonra o kadar zorlaşıyor ki siz de dayanamıyorsunuz. Oyunun bu kadar tutmasının asıl sebebi ise Multiplayer ve Co-op özelliği oldu bence. Çünkü Magicka genel haliyle zaten Multiplayer oynanmaya uygun, aksiyon odaklı bir yapım. Eşya toplama derdi yok, skill ağacı derdi yok. Yapmanız gereken tek şey önünüze çıkan engelleri aşmak. Bu noktada Co-op modu büyük eğlence vaat ediyor, üstelik senaryo haricinde arenaya da gerçek oyuncularla beraber çıkabiliyorsunuz. Ortalama bir internet bağlantısıyla da zaten lag sorunu çekmiyorsunuz.
Teknik yönden bakınca ise şirin grafikler göze çarpıyor, büyü efektleri çok hoş. Her şey parlak ve çekici gözüküyor. Elbette çevre ve nesne tasarımları fazla detaylı değil, her şeyle de etkileşime girme şansımız olmuyor ama asla rahatsız edici olmuyor tüm bunlar. Sonuçta 10 dolarlık bir oyundan Havok fizikli, Next-Gen grafikleri kim bekler ki? Sesler ve müzikler de gayet yerinde. Yazının başında da bahsettiğim Tarzanca bir dil (İngilizce-İsveççe karışımı) ve seslendirmeler çok iyi.
Ne iyi ne de kötü
Her oyundan bir şeyler alıp da hiçbirine de benzemeyen tek oyun sanırım Magicka’dır. İsveçli firma Arrowhead Games ilk oyunlarında iyi iş çıkarmış, yine de güncellemeleri hızlandırsalar iyi edecekler. Şu ana kadar yanılmıyorsam 9 tane update yayınlandı ve hala sorunlar devam ediyor çünkü. En büyük eksisini de tamamlanmamış görüntüsü veren halinden alan Magicka yine de denemeye değer bir yapım. Özellikle hack’n slash türünü seviyorsanız ve arkadaşlarınızla eğlenecek bir oyun arıyorsanız deneyin derim.