Oyun İncelemeleri

Manhunt 2

Hep düşünüp dururum, Rockstar Games neden hâlâ kapanmadı? Yanlış anlaşılma olmasın. Kastım maddi anlamda değil, psikolojik anlamda. Yaptığı her oyun ile olay olan bu şirket, yüksek kâr marjları sağlaması yanında, şiddet unsuru içeren yapımlardan sürekli tepki toplamasına rağmen, bugüne kadar vazgeçmedi ve vazgeçecek gibi de görünmüyor. GTA, Manhunt, Bully… Her biri birbirinden şiddetli, içerisinde bazı oyuncuların kaldıramayacağı derecede ağır unsurlar bulunduran yapımlar. Bugünkü konumuz ise Manhunt 2.

Kontrol etmekle yükümlü olduğumuz baş karakterimiz Danny, bir akıl hastanesinde uzun yıllardır yatmaktadır. Tabii ki tek gerçek bu değil, onun kullanılmış biri olması. Uzun yıllar sonucu psikolojik sorunları baş gösteren Danny’nin macerası hastaneden kaçış olarak başlıyor ve ilerleyen bölümlerce gelişerek devam ediyor. Ana amacımızın öldürmek olduğu oyunumuzda dikkatli davranmak en iyi yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bölümlerde bulunan bazı kör noktalar (karanlık yerler) gizlenmek için bire bir ve bir o kadar da yapay hazırlanmış. Bu noktalarda belirli süre bekleyerek avımızın en savunmasız halinde saldırabilir veya hiç uğraşmadan kaçabiliriz. Bunu yapmadık ve saklanmadan ilerledik diyelim, ne olur?

Ekranımızın alt köşesinde bir radar bulunuyor. Böylece çevremizde bulunan kişileri tespit edip ona göre hareket edebiliyoruz. Sarı renk olarak görünen adamlar eğer bizi görürse radardaki renkleri kırmızıya dönüşüyor ve peşimize düşüyor. Bire bir kavgaya başladığımız zaman kazanma şansımız gizli saldırılara nazaran daha az. Karşımızdaki rakip zayıf veya güçlü olabiliyor. Üstelik zor durumda kaldıklarında arkadaşlarını da çağırabiliyorlar. Bu durumda iş içinden çıkılmaz bir hal alıyor ve yenilgi kaçınılmaz oluyor. Zaten bire bir dövüşte yapabileceklerimiz, tekme, tokat ya da bir şeyle vurma gibi yöntemlerden ileriye gidemiyor. Eğer gizli saldırma şekillerine yönelirsek, özel ve bir o kadar vahşi öldürme yöntemleriyle karşılaşıyoruz. Bunlar ilk başta zevkli gelse de daha sonra birbirini tekrar etmeye başlıyor.

Kullanıma sunulmuş silahlar, “küçük aletler, büyük katliam yapabilir” cinsinden. Beyzbol sopası, testere dişleri, balta, elektrikli sopa, taş gibi silahlarımız var ki, bunları yerli yerinde kullanınca verdikleri hasarlar çok büyük oluyor. Zaten elinizde bu araçlardan hiç yoksa, gizlenerek saldırı yapamıyorsunuz. Buna rağmen silaha ihtiyaç bırakmayan saldırı çeşitleri de mevcut. Hepsi kendine özel ve başka bir zaman bunları yapmak mümkün değil, sadece bir kereye mahsus. Oyunun radar ekranında bazen kuru kafa logoları beliriyor. Bu şu demek; bu noktaya gizlice gelinip rakibe saldırı yapılabildiği sürece, o noktadaki araç veya aletlerle korkunç saldırılar mümkün. İğneli bir kutu, klozet veya elektrikli sandalye bunlara örnek olarak verilebilir.

1980’lerin filmleri gibi

Oyunda ilerlediğimiz sürece yapacağımız şeyler hep aynı. Gizlen ve saldır veya kendinize güveniyorsanız direkt olarak saldır ve ilerle taktiğini uyguluyorsunuz. Genel olarak çizgisel bir oynanış sunsa da bazı alternatif yollar oldukça hoş olmuş. Etkileyici ve gerilim dolu bir atmosfere sahip olan Manhunt 2’nin grafikleri pek de iyi değil. Ancak görselliğe eklenen eski film türü parazit efektleri grafik kalitesini biraz da olsa gizlediği gibi kaliteyi de arttırmış bana göre. 1980’li yılların yapımı bir gerilim filmini andırıyor. Genel olarak sesler iyi olsa da karakterlerin sesleri neredeyse birbirinin aynısı.

Manhunt 2’nin kontrol mekânizması iyi. Checkpoint sistemi yerine save yapma yöntemi bulunuyor, ama bunu her zaman kullanamıyoruz. Yapay zekâya değinecek olursak kaliteli bir iş çıkarıldığı söylenemez. Bazen yürürken bir köşeye takılıp kalanlar olduğu gibi, bizi gördüğü halde hemen önündeki karanlık noktaya saklandığımız sürece bir anda göremeyen; burnumuzun ucunda olmasına rağmen çok uzağa bakıyormuş gibi bakan ve göremeyen karakterler oyunu kolaylaştırıyor.

Sonuç olarak fazlasıyla şiddet içeren bir yapım olan Manhunt 2, bana göre birkaç istisna dışında eğlenceli olmuş. Hele de son dönemlerini yaşayan PS2 konsolu için bulunmaz fırsatlardan diye düşünüyorum. İçerdiği şiddet unsurları nedeniyle tamamen iptal olma aşamasına kadar gelen Manhunt 2, The Suffering kadar şiddetli ve kanlı değil, Punisher kadar gaddar ve çeşitli öldürme şekilleri de barındırmıyor. Bu +18 derecelendirilmesine sahip yapımı, güzel bir deneyim yaşamanız için sessiz ve karanlık bir ortamda oynamanızı tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu