Oyun Ön İncelemeleri

Marvel vs Capcom 3: Fate of Two Worlds

Üniversite yıllarındayken, okula gitmekten başka her türlü şeyi yaptığım bir dönemde en sık aktivitelerden biri de atari salonlarına uğramaktı. Bu oyunları çok seven ve çok da iyi oynayan bir arkadaşımla birlikte saatlerce burada takılıp onlarca jeton harcadığımı bilirim. 19 yaşındaki bir adamın burada ne işi var diye soracak olursanız, açıkçası cevabı ben de tam olarak bilmiyorum. Sanırım eskiden kalma o retro anıların yeniden canlanmasından dolayı yaşadığım heyecandı.

Marvel vs. Capcom: Fate of Two Worlds elime geçtiğinde tekrardan o zamanlara geri döndüm. Nitekim o sırada arkadaşım tüm oyunlarda vakit geçirirken ben o sırada Marvel vs. Capcom’un ilk oyununu oynamakla meşgul olurdum.

Dikkat! Bu bir “Preview” versiyondur!

Öncelikle belirtmem gerekir ki bizim incelediğimiz versiyon deneme sürümü, yani bir nevi demo. Dolayısı ile oyun ile ilgili çok fazla detay veremeyeceğim gibi verdiğim detayların kesinliğinin de garantisi olmayacaktır. Nitekim sizlerin oynadığı demolardan farklı olarak bu sürümlerde gördükleriniz tamamıyla oyuna aktarılacak diye bir şart yok. Neyse bu teknik konuları bir kenara bırakarak oyunumuza dönelim.

Fate of Two Worlds’ün hikayesi şu şekilde; Dr. Doom, Marvel Evreninin tüm kötülerini toplar ve Resident Evil’dan tanıdığımız Albert Wesker’in güçleri ile birleşerek, alışılagelmiş “Şu dünyayı tek başıma bir yönetsem” mantığını uygulamaya çalışır. Yalnız bunu yaparlarken iki evreni de birleştirmeye çalışırlar ki bu da her iki dünyayı da yok edecek potansiyele sahip büyük bir tehlikenin ortaya çıkmasına sebep olur ve iş her zamanki gibi Marvel ve Capcom kahramanlarına kalır.

Ben eskiden çizgi roman severdim

Elbette
bu tarz oyunların tek kişilik modunda anlatılacak pek fazla bir şey
yok. 30 karakter içerisinden dilediğiniz üçünü seçerek sırası ile
rakipleriniz ile karşılaşıyor ve hepsini yenerek oyunu bitiriyorsunuz.
Her bir karakterin kendine has tanınmış özelliklerine uygun olarak dövüş
stilleri mevcut. Dövüşe ilk seçtiğiniz karakter ile başlarken dövüş
sırasında sıradaki karaktere geçiş yapabiliyorsunuz.
Genel hatları ile ilk iki oyunla benzerlik gösteren üçüncü oyunun farklılıklarına gelecek olursak, ilk başta bahsedilmesi gereken şey, serinin üçüncü oyunun da ilk defa üç boyutlu karakterler iki boyutlu bir dünya üzerine oturtulmuş. Dolayısı ile karakterlerimiz sağa sola ve yukarı gidebiliyor. Nitekim bu hiçbir şekilde göze kötü gelen bir manzara oluşturmuyor. Renkler yine capcanlı ve süper vuruşlar ile ölüm vuruşlarındaki efektler size gerçekten ciddi ve karşı tarafın bir tarafını acıtacağına emin olmanızı sağlayacak derecede etkili. Çizim ile klasik 3D modellemesi arasında gidip gelen oyun görselleri genel olarak –ve mantıklı olarak- çizgi roman havası oluşturuyor.

Marvel vs. Capcom 2 oyununda iki yüksek iki alçak olmak üzere yumruk ve tekme atabildiğimiz dört tuş kullanıyorduk, ancak Marvel vs. Capcom 3’te bu sistem basitleştirilerek hafif, orta ve şiddetli olarak üç tuşa indirilmiş durumda.


Ama şimdi bu oyun bana yetiyor

Elimizdeki versiyonda üç maç sonunda oyun başa döndüğü için ne yazık ki yukarıda bahsettiğimiz hikaye sadece herkesin kulağına geldiği kadar. Hikayenin gelişimi, kilit karakterlerle ilgili olaylar hakkında bir gelişmeye şahit olamıyoruz.

Oyunu hem tek kişilik modda, hem de karşıma ofisten birini alarak
oynadığımda şunu fark ettim ki, Marvel vs. Capcom 3 inanılmaz derecede
kolay bir oyun. Defalarca farklı farklı karakterler ile oyandım oyunu ve
inanın bana konsol size hiçbir şekilde üstünlük kuramıyor. Oyunda
“Normal” ve “Simple” olarak iki zorluk seviyesi mevcut. Normal modda
oyun bahsettiğim gibiyken bir de “Simple”ın nasıl olduğunu düşünün.

Özellikle Wolverine’i seçip yanına iki rastgele bir adam daha alarak oyunu yirmi dakikada bitirebilirsiniz. Üstelik hiçbir hareketi bilmenize de gerek yok. Rastgele tuşlara basarak Wolverine’in bıçakları ile üç rakibinizi de nefes almalarına izin vermeden tek kalemde harcama imkanınız mevcut.

Büyük olasılıkla gerçek oyun bu derece kolay olmayacaktır. Nitekim bu şekilde oyuncular çok kısa zamanda sıkılabilirler.

Çift kişilik oyunlarda ise zorluk seviyesi tamamen oyuncular tarafından belirlendiği için o konuda dengenin gayet iyi kurulduğunu belirtebilirim. Ancak iki kişilik oyunda bile süper çekmek dediğimiz özel hareketleri yapmak o kadar da zor olmuyor.


Üçünüze üçümüz… Gelin dövüşelim

Elbette bütün burada belirttiklerimiz sadece deneme sürümü, yani çıkacak oyun bundan çok değişik olabilir, ki zorluk seviyesine bakacak olursak lütfen biraz değişik olsun. Ancak gerek görselliği gerek oynanabilirliği ve oyuncuya verdiği zevk itibari ile Marvel vs. Capcom serisi benim sevdiğim dövüş oyunları olmuştur. Zamanın King of Fighters’ı Street Fighter’ı ve diğer başka oyunlardan çekip aldığı karakterlerle sizlere sunduğu seçenek bolluğu da oyunu defalarca oynamanız için farklı bir sebep sunuyor.

18 Şubat’ta Avrupa için çıkacak olan Marvel vs. Capcom: Fate of Two Worlds, bizim ekipçe merakla ve heyecanla beklediğimiz bir oyun. O zamana kadar “Bu eli geçiiim mi abii?”

Bu arada önemli bir not düşelim; daha önceden yaptığımız “Marvel vs. Capcom 3’e Akuma gelecek” haberlerine istinaden bize gönderilen sürümde Akuma bulunmuyordu, ancak dediğim gibi bu sadece deneme sürümü olduğu için esas oyunda da olmayacak gibi bir hüküm veremeyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu