Oyun İncelemeleri

Mass Effect 3

İnsanoğlu teknolojik olarak gelişmiş ve uzaya açılmıştı. Diğer ırklar ile diplomatik ilişkiler kurmuştu. Her şey görünüşte iyi gitse de, ortalıkta ve tüm ırklar arasında bir söylenti dolanmaktaydı. Bu söylentiye göre Reaper adında çok güçlü bir makine ırkı vardı ve uzun zaman önce canlı organizmaları yok etmek için Reaper’lar harekete geçmişti. Ama bir şekilde durdurulmuşlardı. Mass Effect 1 işte bu noktada başlıyordu. Reaper ırkının yeniden dönmesi ve canlı organizmaları tekrardan tehdit etmesi üzerine, perde arkasında birçok dönen oyun vardı. Komutan Shepard bu işin peşine dönünce, hatta ilk insan Spectre olmuş ve oyun sonunda Reaper ortaya çıkmıştı. Özellikle diplomatik engeller çıldırtan cinstendi. Son kısımda Citadel’daki o savaşı unutmak kolay olmamalı.

İkinci yapımın açılışı birçok yapıma ders olacak nitelikte. 2183’teyiz, gemimiz saldırıya uğramış durumda. Ancak Joker bir türlü gemiyi terk etmek istemiyor, onu kurtarmaya çalışırken gerçekleşen büyük patlama ile Shepard gezegenin atmosferine doğru savruluyordu. Böylesi bir açılışla birlikte daha ilk dakikadan itibaren oyun senaryodaki heyecanı tavana fırlatmıştı. Bu olayın 2 sene sonrasında aslında Shepard halen yaşıyor ve ortalık daha karışmış durumda. Ekibimize Yvonne Strahovski’nin modellemesi ve sesiyle hayat verdiği güzeller güzeli Miranda Lawson da katılmıştı. Aslında Miranda iOS’a çıkan Mass Effect Galaxy’de ortaya çıkmıştı. Mobil oyunda yaşanan bazı ara olaylar Mass Effect 2 ile bağlantılıydı.

ME2’de tehdit kendini göstermiş, ortalık karışmış duruma geldi. Sonuç olarak Shepard duruma yeniden el attı, ama bu sefer sıra Dünya’ya gelmiş ve Mass Effect 3 işte bu noktada başlıyor.

Hasan Uğur Nayır

Bir uzay operası

PC, PS3 veya Xbox 360 oyuncusu olun, Mass Effect’in ilk iki oyununu tecrübe etmediyseniz bir oyuncu olarak eksiksiniz demektir. BioWare’in aksiyon/RPG dünyasına büyük bir katkısı olan Mass Effect, oyun endüstrisinin de son dönemde piyasaya sunduğu en başarılı serilerinden. Mass Effect 3’le birlikte seri, standartlarının en üst noktasına ulaşmış gibi görünüyor.

İlk insan Spectre olan Kumandan Shepard, Mass Effect 3’te yine başkahramanımız. Bu seferki görevi ise daha öncekilerden büyük ve çok önemli: Galaksinin tüm organik yaşamını kurtarmak. 50 bin yıldan sonra geri dönen Reaper’lar, galaksideki tüm organik yaşamı yok etmek için büyük bir saldırı başlatıyor. Mass Effect 3’ün başında da bu saldırıdan kendi payına düşen Dünya’yı görüyoruz. Shepard ve müttefikleri, Reaper’larla mücadele etmek için yeterli değiller, bu yüzden toplayabildiğiniz kadar fazla müttefik toplamalı ve galaksiyi tehdit eden bu düşmana karşı tek bir vücut olup karşı koyabilmemiz gerekiyor.

Ancak müttefik toplamak, halihazırda kendi içlerinde düşmanlıklar yaşayan ırklar arasında oldukça zor. Örneğin Krogan ırkı, Salarian ve Turian’lardan nefret ediyor. Her ırkın gönlünü almak için onlara bazı jestler yapmanız gerekiyor. Bunlar da genellikle görevler olarak karşımıza çıkıyor. Bir yerden sonra “Galaksi elden gidiyor, ben neyle uğraşıyorum?” sorusunu soruyoruz ister istemez. Ancak galaksinin kurtulmasının da barışı sağlayıp toplu halde Reaper’lara karşı koymakla sağlanabileceği gerçeği bizi amacımıza doğru giden yoldan saptırmıyor. Mass Effect 3’ün ana amacını da bu oluşturuyor zaten. Diplomasi, diplomasi ve diplomasi.

Serinin önceki oyunlarında olduğu gibi Shepard’ın diyaloglardaki seçimleri kaderinizi de belirliyor. Ancak Shepard’ın kaderi, galaksinin de kaderi olduğu için bu sefer verdiğimiz kararlar, direkt olarak oyunun sonunu da etkiliyor. Ayrıca oyunda ne kadar çok kişiyle ne kadar çok dialoğa geçerseniz, Mass Effect 3’ten daha fazla hikaye çıkarabiliyorsunuz. Bununla birlikte çoğu kişiyle konuşmanız size ekstra görevler olarak da geri dönüyor.

Gel Shepard, git Shepard

Bu görevlerin ana amacı, galaksinin bütününde Reaper’lara karşı oluşturulacak gücün belli bir yüzdeyi aşması.  Yani her ırk için yaptığınız görevlerle kazandığınız destek belli bir yüzdeyi geçince, Reaper’lara karşı koyabilecek düzeye geliyorsunuz. Tabi bu yüzde de oyunun sonuna belli bir oranda etki ediyor.

Mass Effect 3, daha önce Mass Effect 2’de olduğu gibi önceki oyunlardaki kayıtlı karakterlerimizi ME3’e aktarmamıza izin veriyor.  Tabi burada yeni bir karakter yaratırken de sizden çeşitli seçenekleri seçmeniz isteniyor. Bunlar da oyunun sonuna etki ediyor. Ancak yine de önceki oyunları oynayanların karakterlerini taşımaları, daha fazla zevk almalarını sağlayacaktır. Her iki tür oyuncu için Mass Effect 3, ME2’ye orijinal oyundan daha çok benziyor. İkinci oyunun seride yaptığı büyük değişiklikleri yanına alan Mass Effect 3, bunların üzerine küçük şeyler koyuyor. Bazı şeyleri de siliyor. Bunun nedeni, Mass Effect 3’te, ana hikayenin çok önemli olması ve ön plana çıkarılması gerekliliği. Herhalde galaksiyi kurtarma çabasındayken, gezegenlerden mineral toplamak gibi gereksiz bir işle uğraşmazsınız. İşte Mass Effect 3, bunun gibi gereksizlikleri oyundan çıkarıyor ve hikayeye daha çok odaklanıyor.

Zaten baştan seçebileceğiniz gibi oyunu ister saf aksiyon, ister sadece hikaye odaklı şekilde oynayabiliyorsunuz. Tabi ki önceki oyunların aksiyon/RPG tarzı da seçilebiliyor. Galaksiyi kurtarma görevimizde yardımcı olan takım arkadaşlarımızdan bazıları önceki oyunlardan hatırlayacağımız isimler. Bunların yanında ekibe yeni katılanlar da mevcut. Her birinin kendine göre farklı özellikleri bulunuyor. Bazısı silah, bazısı biyotik özellikleriyle ön plana çıkıyor. Mass Effect 3’te seviye sınırımız 60. Ancak büyük ihtimalle oyunu bitirdikten sonra tekrar oynamadan bu seviye sınırına ulaşmanız pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden BioWare oyuna “New Game+” diye bir mod da eklemiş.

Dopingli aksiyon

Mass Effect 3’te saklanıp ateş etme havası, aynen korunmuş. Ancak artık Shepard’ı boşluklardan atlatabiliyor, oradan oraya yuvarlayabiliyoruz. Böylece Aksiyon/RPG özelliğindeki “Aksiyon” kısmı biraz daha dopinglenmiş görünüyor. Bu bazı hardcore RPG fanlarını üzebilir ancak güzel bir özellik. Bölümlerin de daha aksiyonvari olması, ikinci oyundan bir farklılık olarak göze çarpıyor. İşin içine bir de yapay zeka kontrollü takım arkadaşlarınız girince, kafanızı tamamen Shepard’a verebiliyorsunuz. Tabi isterseniz onları da kendi isteğiniz doğrultusunda yönlendirebilirsiniz.

BioWare, çoklu oyuncu moduna odaklanmadığı için pek fazla bir şey ummamalısınız. Zaten BioWare’den de bu konuda pek bir beklenti yoktu. Tek kişilik moddan alınan 6 farklı bölümde geçen çoklu oyuncu modu, tek kişilik moddaki düşmanlarımızı da bize rakip olarak sunuyor. Genel olarak gerekli bir mod değil çoklu oyuncu. Ancak tek kişilik moddan biraz olsun farklı bir tad istediğinizde karşınıza sunulan bir seçenek.

Gelelim Mass Effect 3’ün teknik yanlarına. Görsel olarak Mass Effect 3’ün ikinci oyundan çok büyük değişiklikleri yok. Tabi ki bazı küçük geliştirme ve iyileştirmeler bulunuyor. Çevre tasarımları daha etkileyici. Bunda hikayenin aldığı yönün de tabi ki büyük bir etkisi var. Bazı kaplama sorunları ve kare atlamalar olsa da bunlar oynanışı etkileyecek kadar problem yaratmıyor.

Sesler konusunda söylenecek pek söz yok. BioWare’in dialoglar konusundaki tecrübesi, Mass Effect 3’te de karşımıza çıkıyor. Özellikle üçüncü oyun, müzikleriyle de ön plana çıkan bir yapım olmuş. Gerektiği zaman dramatik, aksiyon dolu, romantik ve epik bir hal alan çeşitli müzikler Mass Effect 3’te yeralıyor. Zaten oyun için genellikle Star Wars ve Star Trek gibi yapımları nitelendirirken kullanılan “Space Opera” terimi, sıkça kullanılır hale geldi. Mass Effect 3, “Space Opera” terimini tam anlamıyla hakediyor.

Mass Effect 3’le ilgili incelemelerin birinde “2012’nin Uncharted 3’ü” cümlesini duymuştum. Oyunu oynadıktan sonra bu cümleye katılmadığıma karar verdim. Çünkü Mass Effect 3, Uncharted 3’ten daha geniş, daha epik ve daha detaylı. Konsollara özel bir seri olmamasıyla da bu başarısını satış anlamında da sağlayacağına eminim. Bence elinizde hangi platform olursa olsun, kesinlikle bir yerlerden Mass Effect 3’ü bulun ve galaksinin uçsuz bucaksız genişliğine kendinizi bırakın.

İKİNCİ GÖRÜŞ DİĞER SAYFADA

İKİNCİ GÖRÜŞ

Açıkçası oyun grafiksel açıdan önceki yapımlara çok büyük bir fark atmıyor. Hali hazırda Unreal Engine 3 motoru ile aslında görsel olarak yapılmak istenen yapılmış. Grafikler, atmosferi ve kurguyu tamamlıyor. Seslendirmeler yerinde olmuş, ama bazı şok edici yerlerde ne grafiksel ne de diyalog anlamında bir tepki var. Hatta bazı diyaloglar ruhsuz ve klişe olmuş.

Yapımdaki sevmediğim noktalardan biri en başta Action, Role Playing ve Story diye üç farklı seçenek sunulması. Bence temeli RPG olan bir oyuna böyle bir seçeneğin konulması bile en baştan yanlış. Bunun nedeni aslında oyunun daha fazla kullanıcıya ulaştırılmak istenmesi. Bazı kullanıcılar sadece aksiyonu seçerek; karakter gelişimi, diyalog seçimine girmeden dümdüz oynamak istiyor. Bu aslında yapımcının kazanması, kullanıcı yelpazesini genişletmek için iyi bir yöntem, ama serinin sıkı fanları tarafından sevilmeyen bir durum oldu ki, şahsen bir türlü onaylayamadım bende.

Artan aksiyon en baştan beridir belliydi, zaten Mass Effect 2’de de böyleydi. Yine ilk oyundaki atmosfere ve mekaniği daha çok benimsemiş biri olarak, daha artan aksiyona bir türlü alışamadım. Aslında Mass Effect 3’ten orijinal oyuna biraz daha dönüş olmasını istiyordum, ama bunu yapmadılar.

Mass Effect 3, evet insanı sarıyor, hatta bağımlı hale getiriyor. Hikayeyi muhteşem bir biçimde sunuyor. Atmosferi ve diğer tüm noktalarıyla birçok kullanıcının beğeneceği bir oyun. Ama ben eskiyi daha göz önüne aldığım için oyunun bazı noktalarına ısınamadım ve sevemedim. Hatta oyunun sonu tam bir fiyasko. O kadar uğraş et ve sonuca gel. Aslında olması gereken daha iyi bir sondu. Üç oyunluk bir seri kötü bir sonla veda ediyor! Olmadı işte BioWare bu kısım. Zaten birçok oyuncu Facebook, Twitter ve BioWare forumları üstünden tepkilerini dile getirdi.

Diğer kafama takılan bir olay ise o kadar para harca, zaman harca ama kalk Tali’nin yüzünü Getty Images adlı fotoğraf sitesindeki ücretsiz fotoğraflardan birinden devşirerek kullan. Bu bence bir skandal. Sonuçta o kadar emek ve para harcadıktan sonra, Tali’yi neden kolay yoldan böylesi hazır yapmışlar, bir türlü kafama yatmadı. Sonuç olarak hikayenin devamı ve serinin benim gibi müdavimleri için Mass Effect 3’ü oynamak zorunlu. Her ne kadar eleştirsem de, yapımın kalitesi yine de ortada.

Puan: 80/100

Hasan Uğur Nayır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu