Max Payne 2: The Fall of Max Payne

Yepyeni bir aşk öyküsü ile karşınızda Max Payne 2

Şimdi düşündüğümde çok iyi hatırlıyorum. Sene 1998 civarı, elimizde bir derginin promosyon cdsi. Takıyoruz 24x cd okuyucumuza, başlıyoruz içindeki demoları yükleyip videoları izlemeye. Aralarından hemen Max Payne adında bir oyun sıyrılıveriyor. O videonun üzerinden neredeyse 4 yıl geçiyor. Her yıl yeni bir video izleyip “ulan ne oyun bea!” nidaları ile arkadaş ortamında Max Payne muhabbeti yapıyoruz. Hatta son zamanlarda Max Payne ile Duke Nukem Forever’ın aynı kaderi paylaştığını, ikisinin de herhalde çıkmayacağını düşünüyoruz. Neyse ki Max Payne çıkıyor ve hepimizi kendinden geçiriyor. Ayrıca sene neredeyse oldu 2004 biz halen Duke Nukem Forever’ı bekliyoruz, ayrı bir mevzu. Oyunun üzerinden, ilk oyunun yarısı kadar beklemeden bile bir duyum alıyoruz, “Max Payne 2 bitmek üzere”. Hepimiz “nasıl yani?” durumlarında iken tarih açıklanıyor ve biz Max Payne 2 oynamaya (hatta bitirmeye) başladık bile!

Neden aşk sayın Payne?

İlk oyunu oynayan bilir. Max abimiz çok aşk perest bir insan olup, aşkı uğruna dağları delen genç delikanlılardan biriydi. Max abimiz önceki oyunda kendisini karısını öldürenlerden intikam almaya adayan bir insandı. Bu sefer Max karşımıza biraz farklı fakat ilk oyun ile çoğu zaman kesişen bir konu ile çıkıyor. Max Payne, NYPD’de çalışan bir dedektiftir ve ilginçtir ki ortağını öldürmek ile suçlanmaktadır. İşin daha da ilginci gerçekte ortağını öldürdüğünü düşünen katilin, hemen hemen aynı sebeplerden dolayı peşinde olan bir başka bayan ile tanışmaktadır(!). Mona Sax, Max abimizin yeni favorisi olmuştur ve sırt sırtı vererek katilin izini sürmektedirler. Kabaca konu böyle fakat oynadıkça dallanıp budaklanıyor. Bazı yerlerde ilk oyun ile kesişiyor, bazı yerlerde film gibi ilerliyor. İşin en iyi tarafı ise bazı bölümleri Mona Sax ile oynamamız. Karakterin sniper üzerindeki deneyimini de işin içine katarsak oyuna çok farklı bir tat verdiğini söyleyebilirim.

Daha çok bullet time, daha çok eğlence

Nedendir bilinmez yapımcılar oyunun menülerini ve video sistemi değiştirmemişler. Menüler gene eskisinde olduğu gibi. Videolar ise çizgi roman tarzında. Aslında hoş olmuş fakat insan Max Payne 2 diyince daha çok şey bekliyor doğrusu. Bir diğer merak konusu olan, ilk oyunda çoğu kişinin hiç sevmediği “rüya bölümleri” gene mevcut. Fakat bu sefer eskisi gibi değil de daha çok rüyayı yaşamış gibi oluyorsunuz. Oradan oraya zıplayarak platform oynar gibi oynamak yerine bazı olaylar ile karşılaşıyorsunuz. Bir diğer değişiklik ise en çok sevdiğimiz, Max Payne’i Max Payne yapan “Bullet Time” olayında. İlk oyuna nazaran iyice geliştirilmiş. Bir tuş ile sadece yavaş çekim oraya buraya atlıyoruz. Asıl bullet time efekti ise ayrılmış. Gene farenin sol tuşuna basarak aktif hale getiriyoruz. Bu sefer olay birazcık daha aksiyonvari hale getirilmiş.

Şöyle ki, bullet time olayına iyice alıştığınızda ayaklarından vurarak yerden havalandırdığınız düşmanınızı şarjörünüz bitene kadar havada tutabiliyorsunuz. Tabi ki kendi kendine havada asılı kalmıyor siz ateş ederek onu havada tutuyorsunuz. Mesela dört kişini arasına bomba attınız, bomba patlarken bullet time olayını başlatırsanız havadaki düşmanlarınıza ateş edebiliyorsunuz. Gerçi ölen bir kimseye kurşun harcamak pek mantıklı değil fakat görüntü açısından gerçekten çok şık olmuş. Eklenen yeni silahların haricinde artık aynı anda bomba ve silah kullanabiliyoruz. Eskiden bomba atmak için silah değiştirirdik ve bu zaman kaybına yol açardı. Artık bir makineli ile etrafı tararken ayrı bir noktaya bomba atmak mümkün. Özellikle bullet time sırasında atılması şiddet ile tavsiye edilir. Oyuna genel olarak bakarsak eskisine nazaran çok kaliteli bir aksiyon olduğunu kabul etmeliyiz. Bazı oyunlarda yeni eskiyi aratabiliyor, Max Payne 2’de ise bu söz konusu değil.

Max Payne’i piyasada daha uzun süre tutmasını sağlayan “Mod” olayı gene aktif. Yakın zamanda değişik değişik Max Payne 2 modlarının internette dolaşacağını rahatlıkla söyleyebilirim.

Peki abi bu oyunu benim makine açar mı?

Açar. Ama 320×240 çözünürlükte :). Şaka bir yana Max Payne 2 grafiksel olarak gerçekten tatmin edici kalitede bir oyun olmuş. Yakın zaman çoğumuzun izleyip hayran kaldığı Half-Life 2 tanıtım videolarında olduğu gibi, Max Payne 2’de de çevrenizdeki objelerin nerdeyse %90’ı etkileşimli. Kutular çarptığınızda yada mermi atıldığında devriliyor, dolabı açtığınızdan içinden tabaklar dökülüyor, siper almak için kullandığınız eşyanın önüne bomba atıldığında bir anda kabak gibi ortaya çıkıyorsunuz, bunlar sadece bir kaç atraksiyon o kadar. Bunun yanında tabi ki yılların verdiği deneyimden sonra Max Payne’de biraz değişim yaşamış. Yüzü daha çok oturmuş, o eski genç delikanlı değil de daha çok karizmatik ve yüzü sadece bir kaç şekilde değil şekilden şekile giren bir Max Payne olmuş. Tabi ki bu seviyeye gelmesinde yılların deneyimi de vardır herhalde. İşin tatlı kısmı ise ilk oyunu oynayan, daha sonra makinesine normal upgradeler yapar her makinede düşük grafikte de olsa çalışıyor olması.

Denemelerimde gördüm ki en kötü ihtimal bütün ayarları Low yapsanız bile 800×600 modunda rahatlıkla çalışıyor. Tabi ki o haldeyken ayna gördüğünüzde “Neden yansımam yok yoksa ben vampir miyim?” dememek lazım. İyi grafik kartlarında ise özellikle AA ve AF destekleyenlerde (Antialiansing,Anisotropic Filtering) grafikler gerçekten çok iyi çıkıyor. Şahsen ben şimdiye kadar Max Payne 2’deki kadar başarılı patlama ve yangın efekti görmedim. Özellikle bullet time sırasındaki grafikler, patlamalar bir harika. Grafiklere gösterilen özen tabi ki sesler için de gösterilmiş. Dolby ses sistemi olan arkadaşlar ses yönünden daha bir tatlı haz alacaklarına eminim, öyle ki oyun bu tür sistemleri tam destekliyor.

Son Sözler

Aslında Max Payne 2 anlatılmak ile bitmeyecek bir oyun. Tıptı eski sürümünde olduğu gibi. Fakat yaşamamız gereken bir hayat ve ayrıca bu yazının bitip bir an önce oyunu elde etme olayına girişmek isteyenler için yavaş yavaş yazımın sonuna geliyorum. Yazımda anlattığım kadarı ile ve verdiğim notlardan da anlaşılacağı üzere Max Payne 2 tam kıvamında çıktı. Konusu ile sürükleyen, grafikleri ile gözlere bayram ettiren, son zamanlarda çıkan en iyi aksiyon
oyunu.

Exit mobile version