Oyun filmleri, şu sıralar nerdeyse basın tarafından hep linç ediliyordu; fakat Max Payne’nin görülmeye değer fragmanından sonra birçok muhabir filmin cazip olacağına dair umut beslemeye başlamıştı. Görünen o ki ümitler boşa çıktı; zira ilk basın tanıtımlarının sonrasında gelen yorumlar fazlasıyla yıkıcıydı. İşte birkaç örnek:
“Film esnasında acı çektim, siz de çekin istemem. Bu şeyden iyi görünen bir şey çıkmıyor. İnanılmaz ağır-aksak bir film. Öyle ki hakkında yazmak için gereken enerjiyi bile bulamıyorum. Oyunlardaki görüntü yavaşlatma (slow motion) seçeneği güzel olsa da filmde bu oldukça saçma görünüyor.” “Aintitcool.com”
“Filmde tek güzel olan, geleceğin Bond kızı Olga Kurylenko’nun durdurulamaz seksiliğiydi. Bunun haricini sallayın gitsin.” “CHUD.com”
Finlandiyalı Suomen Kuvalehti ise: “Bir Uwe Boll filmiyle Max Payne arasındaki tercih, vebayla verem arasında tercih yapmaya benzerdi herhalde. Benim kararım Boll’dan yana olurdu.”
“Film, sadece iyilerin hedefi tutturduğu sayısız çatışma sahnesiyle sıkıcı olmuş.” “Urbancihephile.com”
“Max Payne’de en iyi olan çok kısa sürmesi. Sevilen oyunun bu gürültülü, aşırı kanlı, kötü uyarlaması, kabiliyetli artist Mark Wahlberg’in yükselen kariyerinde aşağı doğru bir adımdır.” “Emanuellevly.com”
Hemen hemen tüm eleştirmenler sadece filmin çok aksiyonlu olmasını, iyi görünmesini ve Mona’nın kardeşi Olga Kurylenko ile Jack Lupino’yu canlandıran Amaury Nolasco’nun iyi yerleştirildiği noktalarını müspet olarak değerlendirdiler. Fakat Chris O’Donnell (Batman & Robin’deki Robin), Rapper Ludacris ve diğer yan oyuncular hüsran ve Wahlberg ise çok tekdüze ve “robotsu”olarak tenkit edildiler.
KAYNAK