Maximo vs Army of Zin
Capcom’un platform ve aksiyon öğelerini bir arada içeren eğlenceli oyunu
Maximo, ikinci oyunu Maximo vs. Army of Zin ile devam ediyor. İlk oyunda güzel
prenses Sophia’yı kurtarmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştık. İkinci oyunda
ise dostumuz Azrail (Maximo’nun yakın arkadaşı olur kendisi.) bize prensesin
yaşayabileceğini söylüyor, bunun üzerine umutlanan Maximo’da aşkı için yollara
düşüyor. Bu arada yolu üzerinde Zin Ordusu’nun talan ettiği köydeki insanlara da
yardım etmeyi unutmuyor tabi ki. Yani konu kaldığı yerden devam ediyor
diyebiliriz.
Pek fark yok gibi?
Maximo vs. Army of Zin’in ilk oyundan pek farklı olduğunu söyleyemeyeceğim,
oyun yine altın toplayıp, anahtar bul ve düşmanları dövüp ilerle şeklinde
sürüyor. Tabi ilk oyundaki gibi bazı gizlilikler yine oyunda bulunuyor, bu
gizlilikler de olmasa sanırım oyun tam lineer hale gelecek. Gerçi bu gizlilikler
de genellikle evlerin arka bahçesindeki sandıklar veya ulaşılması güç
platformlara yerleştirilmiş elmas kutuları gibi şeylerden oluşuyor. İsterseniz
bu gizliliklerin yerini kendiniz bulabiliyorsunuz, ama çok yorulmak
istemiyorsanız, askerlerin saldırısından kurtardığınız insanlarla konuşup bu
gizliliklerin yerini öğrenebilirsiniz. Bu gizli kutuların içinden ise genellikle
coin adını verdiğimiz altın paralar çıkıyor. Coin’ler ile tüccarlardan çeşitli
büyü, zırh ve silahlar satın alabiliyorsunuz. Size tavsiyem; acele etmeyip
bulunduğunuz bölümdeki bütün gizlilikleri ortaya çıkarmaya çalışmanız.
Maximo vs. Army of Zin’in dövüş sistemi ise ilk oyunla neredeyse tamamen aynı
sayılır. Eğer ilk oyunu oynadıysanız hareketler size fazlasıyla tanıdık gelecek.
Sadece bazı uzun kombolar daha da uzun ve etkili hale getirilmiş. Tabi
kalkanınızı da unutmamak gerek, bu kalkanı fırlatarak düşmanlarınıza yaklaşmadan
onlara zarar verebiliyorsunuz. Yine de oyunda karşılaşacağınız tek zorluğun
askerler veya diğer yaratıklar olduğunu sanmayın; çünkü oyundaki platform
öğelerini de dikkate almanız gerekiyor. Yani klasik platform öğelerinden olan
atlayıp-zıplayıp aşmaya çalışacağınız birçok zorluk da oyunda bulunmakta. Ani
ölüm noktaları da olabilen bu zorluklar, oyunda Quick Save olmadığından aynı
yerleri tekrar tekrar oynamanıza sebep olabilir, ki bu da pek hoş değil. Yani
oyun bu gibi noktalarda kendini tekrar oynanır kılamıyor maalesef. Neyse ki
oyunun oynanabilirliği iyi olduğundan bu sıkıntılar bir oranda aşılabilmiş.
Oyunun oynanış tarzının ilk oyunla olması yetmezmiş gibi grafik kalitesi
olarak da ilk oyunla aynı görünüyor. Yalnızca karakterlerin poligon sayısı ilk
oyuna göre biraz daha arttırılmış o kadar. Yani farklı bir oyun motorunun
kullanılmadığı Maximo vs. Army of Zin’de grafikler pek gelişme gösterememiş.
Grafiklerdeki bazı hatalar düzeltilmiş ama bunlar öyle göze batacak kadar önemli
şeyler değil.
Eh işte…
Oyundaki mekanlar ilk oyundan farklı olsalar da atmosfer yine aynı. Bunların
yanında oyunda kullanılan alev ve su efektleri berbat denilecek kadar kötü
yapılmış. Capcom sanırım grafikler üzerinde pek uğraşmamış. Yani grafiksel
anlamda bir yenilik beklemeyin; çok büyük hayal kırıklığına uğrarsınız. Ses ve
müzikler ise grafiklere nazaran daha kaliteli sayılırlar. Özellikle müzikler
gerçekten oyuna tam olarak uyuyorlar ve müzikler insanı oyunun atmosferine
ısındıran tek şey desem yeridir.
Eğer ilk oyunu oynayıp sevdiyseniz, bu devam oyununu da seveceksiniz; tabi
fazla bir yenilik beklememek şartıyla. Fakat oyunu daha önce oynamadıysanız
Ratched & Clank daha iyi bir seçim olacaktır.