Oyun İncelemeleri

MechAssault 2: Lone Wolf

Xbox sahibi olan ya da oyunları ile az çok ilgilenenler MechAssault ismini
hemen tanıyacaklardır. Microsoft destekli firma, Day 1 Studios’un bizi dev
robotlar dünyasına götürdüğü 3. kişi görüşlü yüksek tempolu aksiyon oyunu, Xbox
dünyasında büyük ses getirmişti. Sadece tek kişilik senaryosuyla değil online
oynanan modları ile de en az HALO ve Ghost Recon kadar ilgi gören oyun, hatırı
sayılır satış rakamlarına ulaşmıştı. Kısa süren tek kişilik senaryosu nedeniyle
hemen bitiyor olması insanları bir sonraki versiyonunu beklemeye itti, çünkü
gerek yüksek temposu gerekse güzel grafikleri ile herkesi ekranların başına
monte etmişti MechAssault.

Day 1 Studios beklentileri boşa çıkarmadı ve aradan uzun bir süre geçmeden
ikinci oyunlarını piyasaya sürdüler. MechAssault 2 tıpkı ilk oyunda olduğu gibi
dev robotlar dünyasını, bol aksiyon ve hareket içeren yüksek tempolu senaryosu,
gözleri yerinden fırlatacak kadar kaliteli grafikleri ve Matrix filmini
anımsatan efektleri ile yaşatıyor.

Robotum olmadan çıkmam abi

Tarihler epeyce uzak bir geleceği gösteriyor ve ileri teknoloji ile donatılmış
şehirlerde dolaşıyorken zamanımızın izlerini görmek pek mümkün değil. Dört bir
yan aşırı gelişmiş araçlar ve robotlarla dolu. Bu denli ileri teknoloji
oyuncakları arasında şehrin asayişini koruyanlar da üzerleri tank misali
silahlarda donatılmış ve içlerinde birer pilotu olan dev robotlar. Baş
kahramanımız da çenesini değil de robotunun silahlarını konuşturmayı seven
karizmaya sahip gizemli biri. İlk oyunda fazlasıyla önem taşıyan, devam oyununda
da üzerine giyeceği aşırı güçlü zırhı yine iş başında. Aslında bahsettiğimiz;
kahramanımızı 3 metre boyunda ve savaş makinesi yarı robot haline getiren bir
zırh. Çevrede kullanılabilecek her hangi robot, araç veya tank olmadığında
güvenebileceğimiz tek araç.

İrili ufaklı her tülü suçun robotlarla işlendiği bir zamanda, sayısız düşmanı
alt ederek dünyanın sükunetini yeniden sağlayan kahramanımızı ikinci oyunumuzun
başında bilgisayar dehası arkadaşı ile yürürken görüyoruz. Daha ne olduğunu
anlamadan şehri daha büyük ve daha güçlü silahlara sahip robotlar istila etmeye
başlıyor. Şehrin belirli noktalarındaki geçitlerden birer birer çıkan bu
robotlarla baş etmek bize düşüyor elbette.

İlk görevimiz olan şehrin güvenliğini sağlama esnasında hem kontrolleri
öğreniyor hem de oyunun genel yapısını kavrıyoruz. Demin de bahsetmiş olduğum
zırhımız, bizi dev robotlara karşı koruduğu gibi onları alt edecek kadar güçlü
silahlı donanıma da sahip. Analog kollarla kolayca hakimiyetini kurduğumuz
kahramanımızı yöneterek ilk görevi tamamlamaya çalışırken ister istemez
grafiklere ve patlama efektlerine hayranlık beslemeye başlıyoruz. (İleride
göreceklerimizin yanında bunlar hiçbir şey sayılır).

“R” sınıfı ehliyeti olan, robot pilotları aranıyor.

Oyunun büyük kısmını robot kullanarak geçirdiğimiz az çok anladınız, ancak işin
güzel tarafı oyunda gördüğümüz her türlü aracı kullanabiliyor olmamız.
Kahramanımızın kullandığı zırh ile gözümüze kestirdiğimiz bir robotun üstüne
atlarsak; onu etkisiz hale getirmek için küçük bir oyunu tamamlamamız gerekiyor.
Zırhımızla robota sarıldığımızda sağ alt köşede game-pad ile basmamız gereken
tuşlar belirtiliyor. Eğer bize söylenen tuşlara doğru zamanda hatasız basarsak;
robotu etkisiz hale getiriyoruz. Daha sonra yapmamız gereken “Y” tuşuna basıp
zırhımızdan çıkarak müstakbel robotumuzun kontrol paneline geçmek. Eğer ele
geçirdiğimiz robotumuz gerçekten güçlü silahlara sahipse; seyreyleyin
gümbürtüyü.

İster zırhımızla dolaşıyor olalım istersek de güçlü bir robotu ya da tankı
kullanıyor olalım, kontroller hep aynı. Sol trigger tuşu ile değişik silah
seçeneklerinden birini alıyor ve sağ trigger ile ateş ediyoruz. Eğer
kullandığımız uçabilen bir robotsa; (ki çoğu robot uçabiliyor) o zaman sol
thumbstick tuşuna basarak belli bir süre havada kalabiliyoruz. Alışması zaman
alan ancak öğrenildi mi inanılmaz zevkli olan bu uçma modu sayende alt edilemez
denilecek kadar güçlü robotlara ya da devasa gemilere karşı oldukça başarılı
işler çıkarabiliyoruz. Düşmanlarımız, yok ettiğimiz zaman büyük patlamaların
ardından mutlaka gerilerinde güç paketleri ya da silah mermileri bırakıyorlar.
Bunları toplamak hayati önem taşıyor. Yine aynı şekilde şehir içindeki küçük
binaların yıkılması sonucunda içlerinde güç jeneratörleri ya da benzeri ek
özellikler çıkabiliyor.

Genel oynanış için pek fazla bir şey söylemedim çünkü oyunun ilerleyişi ilk
bölümden son bölüme kadar hep aynı. Bize gösterilen oku takip edip görev yerine
ulaşıyoruz herkesi öldürüyor ve bir sonraki hedefimize gitmek için oku takip
ediyoruz. Mükemmel grafikler, harika efektlerle birlikte bol aksiyon içerikli
olan oyunun bu özelliği baştan zevkli dakikalar yaşamamıza neden olsa da
bölümler ilerledikçe farklı hiçbir şey yapamamak maalesef sıkmaya başlıyor.
Karşımıza çıkan bulmacalar ise genelde hep uçabilme yeteneğimizi akıllıca
kullanmamız gerekliliği üzerine kurulu. Sanki platform oyunu oynuyormuş gibi,
ulaşamayacak kadar yüksek olan bir yere uçabilmemiz için ondan daha düşük
seviyedeki bir binaya çıkıp o binadan uçmaya başlamamız gerekiyor.

Gözlerimiz bayrama erkenden girdi.

MechAssault’un oyun içi grafik motoru ile yapılmış olan ara videolarını
izlediğinizde grafiklerin Doom 3’ten ya da Riddick’ten farklı olmadığı
göreceksiniz. Yani karakter modellemeleri inanılmaz derecede gerçekçi. Gölge
efekti ve yüz kıvrımları harika yapılmış. Oyun içine geldiğimizde ise
grafiklerin önüne geçe başka bir unsur çıkıyor ortaya; efektler. Yıllardır Xbox
oyunu oynamama rağmen efektlerinden bu kadar etkilendiğim başka oyun
hatırlamıyorum. Bir robotu alt ettiğiniz zaman önce enerji reaktörü çevredeki
enerjiyi emiyor ve küçük bir sessizlik oluyor. Ardından büyük gürültü ile
patlayan robot, çevreye parçalarını savurduğu gibi müthiş bir yanma grafiği de
izletiyor. En güzeli ise patlama ile birlikte çevreye yayılan enerji çemberi. Bu
enerji çemberi kısa bir süre için etrafta bulunan tüm cisimleri, binaları ve
duvarları tıpkı Matrix filminde olduğu gibi içe dışa esnetiyor ve daha sonra her
şey normale dönüyor. Sizin anlayacağınız oyunun görsel zenginliği en üst
düzeyde. Grafikler konusunda tek eleştirilecek nokta ana karakterler ve robotlar
dışındaki diğer öğelerin daha düşük seviyede detaylandırılmış olması. Sonuçta
oyun konsol için yapıldığından kısıtlı RAM yüzünden “o kadar da olacak”
diyebiliriz.

Ses ve müzik konusunda MechAssault en az grafikler kadar başarılı. Hikayenin her
anında özellikle de yüksek tempolu savaşları esnasında sert rock müziği insanı
havaya sokuyor. Patlama esnasındaki ses efektleri ve silahların sesleri gayet
doyurucu. Seslendirmelerde keza öyle. Hatta imkânınız var ve sisteminize 5+1
hoparlörler bağlayabiliyorsanız; o zaman seslerin ne denli iyi olduğunu daha iyi
anlayabilirsiniz.

Nerede çokluk orada MechAssault

Tek kişilik oyunun fazlasıyla tek düze olması ve sadece “Karşına çıkanı vur”
mantığı ile ilerlemesi bir süre sonra insanı sıkabiliyor, ama MechAssault’u
oynamaktan vazgeçeceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü oyunda sunulan çoklu oyuncu
modları tıpkı ilk oyunda olduğu gibi insanı ekran başına toplamayı çok iyi
beceriyor. Müthiş silahlarla donatılmış, her biri oldukça atik olan robotların
birbirleriyle savaşmaları üstelik bunların gerçek insanlar tarafından kontrol
ediliyor olması, oyunun zevkini kat be kat arttırıyor. Online ya da LAN ile
birbirine bağlanan konsollar aracılığı ile oynanabilen modlar PC’deki FPS
oyunlarını aratmayacak cinsten. Oyunun ayrıca aynı konsolda iki kişinin
oynayabilmesi için CO-OP modunu desteklediğini de söylemek gerek.

MechAssault 2: Lone Wolf’a genel olarak baktığımızda teknik açıdan mükemmele
yakın bir performans sunan, hızlı ve bir o kadar da hareketli aksiyon oyunu
olduğunu söyleyebiliriz. Sadece Xbox için hazırlanmış olan MechAssault 2’nin tek
kişilik senaryosu tek düze olsa da mükemmel grafikleri, tempolu ve kolay
anlaşılan kontrol sistemi için mutlaka alınıp denenmesi gereken oyunlar arasında
olduğunu söylemek gerek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu