Oyun İncelemeleri

Medieval: Total War

Gerçek zamanlı ve sıra tabanlı strateji oyunlarının öncüsü olmasa da yine de kendine has bazı özellikleriyle ve 3D olması sebebiyle bu türde ilk akla gelen oyunlardan olmayı başarmış bir oyun var karşımızda. Avrupa ve Ortadoğu’yu içeren, bölgelere ayrılmış bir harita üzerinde, bina inşa etmek, asker üretmek, birimlerimizi hareket ettirmek, diplomatik ilişkilerde bulunmak gibi stratejik kararlarımızı verirken sıra tabanlı bir oyun oynuyoruz. Hamlemizi yapıyoruz ve rakiplerimizin hamlesini bekliyoruz. Birimlerimiz birer satranç taşı gibi simgeler halinde gösteriliyor. Ne zamanki bir düşman ordusuyla karşılaştık bu durumda da oyun gerçek zamanlı hale geliyor ve ordularımızı meydanlarda bizzat yöneterek savaşıyoruz. 

Bu oyunun geliştirilmesi epeydir devam ediyordu ve ben de dahil ilk oyunları oynayanlar ciddi bir beklenti içindeydi. Fakat oyuna başlar başlamaz; “Acaba yanlış oyunu mu açtım?” diyorsunuz. Çünkü oyunun arabirimi ve grafikleri neredeyse aynı. Çünkü oyunun motoru da aynı. Bunca zamandır neden yeni bir motor geliştirilmedi diye sormadan geçemiyor insan. Oyunun ilerlemesiyle birlikte ise bu açık, içerikte sağlanan gelişmeyle telafi ediliyor. Her şeyden önce Ortaçağ Avrupa’sı zengin bir konu kaynağı sağlıyor. Özellikle buna Türkler,Araplar ve Afrika’nın bir kısmı da eklenince artılar hanesi baskın hale geliyor. Ama eğer daha iyi grafikler sunulsaydı, günümüz video kartlarının özelliklerinden daha iyi yararlanılsaydı ve oyun daha iyi optimize edilseydi (sesler bile wave formatında) klasik olmaya aday bir oyun olabilirdi. Açıkçası bu oyuna puan vermekte çok zorlandım. Başlarda düşük puan vermeyi düşünürken, zamanla artan heyecan ve mücadele, zevki artırdı ve oyun daha yüksek bir puan almayı başardı. 

Oyunda çoklu, tekli oyun modları ve direkt savaşa girebileceğiniz bir seçenek var. Çoklu oyun Gamespy aracılığıyla sağlanıyor. Eğer oyuna aşina değilseniz, temel noktaları gösteren basit iki tutorial mevcut. Tekli oyunda tarihi savaşları veya campaign’leri oynayabileceğiniz gibi kendi oyununuzu oluşturabilir ya da mevcut bir campaign’e başlayabilirsiniz. Eğer böyle yaparsanız yönetebileceğiniz 12 ırk çıkacak karşınıza. Bunların belli avantaj ve dezavantajları mevcut. Ayrıca oyuna başlarken 4 farklı zorluk seviyesini ve 3 farklı zaman dilimini seçebilirsiniz. Bu durumda ülkelerin durumları da farklı olacağından sizin seçtiğiniz ırkın oyun başında karşılaşacağı zorluk veya kolaylıklar da değişebilir. Örneğin; erken zamanlarda Bizans güçlü olduğu için Türkler ile oyuna başlamak zor. Ama geç periodda Bizans zayıfladığı için Türkler ile başlangıç daha kolay. Bunun dışında kazanma şartları da değişik. Her yeri ele geçirerek veya belli başlı gelişmeleri sağlayarak oyunu kazanabilirsiniz; tabi başta bunu belirtmek şartıyla. Ayrıca kendi haritalarınızı yapabileceğiniz veya mevcut haritaları değiştirebileceğiniz bir editör de oyunda mevcut. 

Farklı ırkların olması sadece sembolik düzeyde olmamış. Farklı ırklara ve dinlere ait özellikler kendini ciddi olarak gösteriyor ve bu oyunu gerçekçi ve zevkli yapan nedenlerden biri de bu. Aslında bu oyunda birçok şey gerçekçi. Diğer strateji oyunlarından çok daha farklı şekilde tepkiler ve sonuçlar alabiliyorsunuz. Nerdeyse gerçek bir ordu yönettiğinizi hissediyorsunuz ve bunun zorluklarını (bazen avantaja dönüşüyor) sürekli hissediyorsunuz. Bu gerçeklik hem savaşları kapsıyor hem de stratejik yönetimi kapsıyor. Diğer devletlerle diplomatik ilişkiler kurmanızda dininizin, davranışlarınızın, o ülkelerin ittifaklarına karşı nasıl davrandığınızın, gücünüzün vb birçok gerçekçi öğenin etkisi var. Bu oyunda diğerlerinden farklı olarak, savaş dışı münasebetler çok artmış. Din adamlarından, prenseslere, suikastçilerden, elçilere ve casuslara kadar birçok eleman çok yoğun olarak kullanılıyor. Önceki oyunlarda örneğin bir suikast sırasında kısa bir sinematik gösteriliyordu. Bu oyunda ise maalesef kaldırmışlar.

Bundan başka savaş alanı da gerçekçi. “Hurra!“ diye saldırmak genelde hezimeti de beraberinde getiriyor. Ayrıca diğer oyunlarda olduğu gibi adamlarınız sizin emirlerinizi kesin dinleyecek diye bir kaide yok. Adamlarınızın birçok özelliği var. Bu, ünite çeşitleri ile birleştirildiğinde ortaya birçok varyasyon çıkıyor. Ordunuzun başında kıdemli bir generalin bulunması bazen savaşı olduğu gibi tersine çevirebilir. Yetkili ve etkili kumandan daha doğrusu kalifiye eleman farkı bu oyunda kendini daha çok belli ediyor. Sadece savaşlarda değil. Örneğin; bir şehrin emirinin veya başının özelliklerine bağlı olarak o şehirden daha iyi gelir sağlanabiliyor ve bağlılıkları artırılabiliyor. Ayrıca kralın veya sultanın etkinliği de bu şehirlerin başlarının bağlılığında etken. Savaşlarda çok dikkatli düşünmeniz ve davranmanız gerekiyor. Coğrafi koşullardan, askerlerinizin ve düşman askerlerinin özelliklerine kadar her şeyi ince ince hesaplamanız ve ilk seferde doğru kararı vermeniz çok önemli. Çünkü savaş başladıktan sonra ve askerler karşı karşıya geldiğinde bu kadar rahat yönlendiremeyeceksiniz adamlarınızı. Adamlarınız o kargaşada savaşı bırakıp sizin istediğiniz yere gitmekte epey zorlanacaklar. Ayrıca bazı birimler başına buyruk olmakla ünlü. Zaten adamlarınız kaçmaya başladığında iş işten geçmiş olacak çünkü onlara büyük bir ihtimalle bir daha komuta edemeyeceksiniz. 

Yapay zeka bir miktar daha gelişmiş. Eğer yeniyseniz veya fazla dikkat etmeden savaşı yönetecekseniz, savaşları bilgisayarın kontrolüne bırakmak, daha doğrusu sonucu hesaplamasını sağlamak daha iyi sonuç verebilir. Eskiden bilgisayar oyuncusunu kaçırmak daha kolaydı. Kaçanlar da pek kolay geri dönmüyordu. Şimdilerde ise toplanıp geri dönebiliyorlar ve savaş daha uzayabiliyor ve yön değiştirebiliyor. Savaş alanında binlerce birim bulunabiliyor. Fakat her grupta belli sayıda asker bulunabildiğinden ve bir ordu maksimum 960 kişi olabildiğinden, birden fazla ordunuz aynı bölgede bulunsa bile, sadece bir orduyu savaşa sokabiliyorsunuz. Diğer askerler ise takviye birlik olarak duruyorlar ve diğer askerleriniz eksildiğinde ancak takviye çağırabiliyorsunuz. Doğrusu bu, işi zorlaştırıyor. Çünkü istediğiniz birimi çağıramıyorsunuz. Bununla birlikte farklı ülkelere ait ordular aynı anda savaş alanında ittifak gücü olarak bulunabiliyorlar. 

Grafikler her ne kadar pek gelişmediyse de bazı ufak tefek gelişmeler olmuş. Harita artık daha çok haritaya benziyor. Coğrafi özellikler haritada belirtilmeye çalışılmış. Farklı bölgelerin farklı iklimsel ve coğrafi koşulları gerçek zaman modunda görülebiliyor. Yani çöllerde de savaşacaksınız, yeşil, dağlık , göl gibi yerlerde de savaşacaksınız. Fazla olmasa da savaş alanı biraz daha zengin. Bu bile atmosferi fark ettiriyor. Haritaya ve savaş alanına zoom yapabiliyorsunuz. Askerlerinize yaklaştıkça, onların çıkardıkları seslerin ve hareketlerin de gerçektekine benzer olduğunu görebilirsiniz. Tabi yaklaşınca birimlerin grafikleri biraz bozuluyor. Anlaşılan 3D değiller. Bunun dışında atmosferik olaylar da mevcut. Bu da bir miktar daha gözlere şenlik sağlıyor. Arabirimde bir takım iyileştirmeler sağlanmış. Üretim ile ilgili herhangi bir şehrin penceresini açtığınızda diğer şehirlerin menülerine de, o şehirlere tıklamadan ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca ordularınızdan, elçilerinize kadar tüm elemanlarınıza bir liste halinde ulaşabiliyorsunuz ve listeden tıklayarak onlara ulaşabiliyorsunuz veya o an ne yaptıklarını görebiliyorsunuz. Harita üzerinde adamlarınızı götürmek istediğiniz yere sürükleyip bırakmanız yeterli. Daha sonra adamınız, sırası geldikçe o yere kadar kendi gidiyor. 

Başka neler var?

Sembolik düzeyde de olsa ticaret ve deniz üzerinde oynama imkanı var. Belli bölgelerdeki ticari mallardan kazanç elde edebiliyorsunuz ama bunlarla mikro düzeyde ilgilenmiyorsunuz yani bunlar çok yüzeysel. Aynı şekilde gerçek zaman modunda deniz savaşları olmuyor. Gemilerinizi sadece harita üzerinde yönetebiliyorsunuz ve bunlarla ticarî ve askerî yolları tıkayabiliyor veya düşman gemilerine saldırabiliyorsunuz. Para birimi artık Koku değil Florin olmuş. Ülkelere has para birimi olsa daha iyi olurdu belki ama bu sefer de parite problemleri sorun oluştururdu. Eskisi gibi askerleri yapmanın yanında onları barındırmak da belli bir paraya ihtiyaç duyuyor. Ülkenin güvenliği bulunduğunuz coğrafyaya göre değişebiliyor. Ben oynarken arkamda aynı dinden ülkeler var diye direkt batıya yöneldim. Epey bir süre iyi gitti ama arkamdaki Mısır’ın çıkış noktası olduğumdan dolayı bir süre sonra çift taraflı tehditle karşı karşıya kaldım. Bunun üstüne isyanlar da eklenince bir anda çok zor duruma düştüm. Maddi durumum iyi olduğu halde askere para yetiştirmekte zorlandım. Bundan dolayı çok planlı gelişmeniz gerekiyor. Kaliteli asker üretmek gerçekten önemli fakat bu oyunda bina sayısı artmış ve eskisi kadar hızlı ve ucuza yapamıyorsunuz. Bazı ülkeler baştan iyi askerlere sahip olurken bazıları zamanla bunları elde edebiliyorlar. Askerleriniz geliştikçe mevcut askerlerinizi de yeniden eğitip onları daha iyi bir hale getirebilirsiniz. 

Bu oyunda dinin önemi büyük. Özellikle ortaçağda milletleri ayıran en büyük farkın din olmasından dolayı, bunun oyuna da yansıması gayet doğal. İslam, katholik ve ortodoks hristiyanlığı, musevilik, dinsizlik gibi dinlerin temsilcileri oyunda mevcut bulunmakta. Oyunda, çok ucuza üretebildiğiniz din adamlarından birkaç tanesini kullanarak bir yerin dinini kısa sürede kolayca değiştirebilmeniz biraz saçma olmuş. Bir yeri ele geçirmek için savaşmaktan önce yapabileceğiniz bazı şeyler mevcut. Bunlardan biri rüşvet, bir diğeri isyan çıkartmak. Bir yeri işgal etmeden önce oraya birkaç din adamı göndererek zemin hazırlamak daha sonra sizin başınızın ağrımaması için iyi bir fikir olabilir. 

Genel olarak oyunun özellikleri bu şekilde. Müzikler ırklara has olmasa da değişiklik gösteriyor. Eğer strateji ile uğraşmak istemiyorsanız direkt quick battle ile savaşa girebilir ya da savaşmak yerine strateji tercih ediyorsanız, savaşları bilgisayarın kontrolüne bırakabilirsiniz. Kısaca hem real time hem de turn based oyuncuları için bir şeyler mevcut. Oyun yine 2cd’den oluşuyor. Gözlemlediğim kadarıyla grafik kartından çok işlemci gücüne ve belleğe ihtiyaç duyuyor gibi. Evet, siz bu oyunu almaya giderken ben de beni sırtımdan vuranların kellesini almaya gidiyorum. Mehter vursun, düşman korksun, cihan ordusu yeri göğü inleterek yola koyulsun!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
  • N+
Başa dön tuşu