Oyun İncelemeleri

Mercenaries 2: World in Flames

Mercenaries, 2005 yılında Playstation 2 ve Xbox için çıkmıştı. O yıllarda zaten alıp yürüyen GTA fenomenine değişik yaklaşımlarda bulunmuş ve beğeni toplamıştı. Paralı askerlik yapıp verilen görevlere göre etrafı yıkıyor, önemli kişileri öldürüyor ya da kaçırıyorduk. Önünüzde koskoca bir harita ve kısa yükleme süreli, o zamanın hoş görsellikleri ile birleştiğinde başarılı olmuştu. Aradan geçen süre zarfında devam dedikoduları alıp yürürken resmi olarak duyuruldu, birkaç kez çıkış tarihi ertelendi ve nihayet Mercenaries 2: World in Flames piyasadaki yerini aldı.

Parayı severim, hele benim ise daha çok severim

Açılıştaki güzel tasarlanmış banknotlardan oluşan menünün ardından karakterimizi seçip oyuna başlıyoruz. Üç adet karakter var; Mattias Nilsson, Jennifer Mui ve Chris Jacobs. Seçiminiz konuyu ve gidişatı direk etkilemiyor. Kendi aralarında çok az farklar var. Jennifer diğerlerine göre daha hızlı koşarken Mattias’ın sağlığı ötekilerden daha hızlı doluyor. Anlayacağınız tamamen göz zevkinizle alakalı bir seçim bu. Seçtiğiniz tipe göre diyaloglarda ufak değişiklikler oluyor o kadar. Konu ise neredeyse yok gibi bir şey. Adına iş yaptığımız Ramon Solano para vereceği yerde bizi öldürmeye kalkınca, bir paralı asker olarak içimiz intikam duygusuyla doluyor, kendi takımımızı kurmak için yerel gerillalara ve devlet adına çalışmaya başlıyoruz.

Ramon Solano’ya ölüm

Önümüzde koskoca bir harita ve tek yardımcımız var. İlerlemek için para kazanmak, çevre yapmak ve takıma sizi daha çok güçlendirecek yardımcılar almak gerekiyor. Oyunun başında direk her yere gitmek mümkün değil. Fakat bu süreç çok kısa birkaç görevden sonra harita yavaş yavaş açılıyor. Yanınızda bulunan cep bilgisayarı yardımı ile nerede neler olduğunu, insanların size göre görevi olup olmadığını ve oradan alışveriş yapılabildiğini görmek mümkün. Oynanış temel olarak gidip bir gruptan görev alıp yerine getirmek, karşılığında para ve teçhizatlara ulaşabilme hakkı kazanmak üzerine kurulu. Haritanın her kısmı belli kişilerin elinde ve kime çalıştığını burada önem kazanıyor. İsteklerini gerçekleştirip dost olduğunuz gruba düşman olanlar otomatikman size de düşman oluyor. Onlara ait topraklardan geçerken ateş açıyor, hatta kullandığınız araçları bile parçalayabiliyorlar.

Paranın dışında bir diğer önemli gereç ise yakıt. Yaptığınız alışverişler ardından bilgisayarınıza eklenen araçları, silahları ve hava desteğini yakıt miktarınız ile kullanabiliyorsunuz. Eski oyunda düzen daha kullanışlıydı. İlerledikçe kullanabilecekleriniz açılıyor para karşılığı direk o an alabiliyordunuz. Burada ise önce alışveriş yapacağınız yer için görev yapmak, daha sonra istediklerinizi satın alıp depoya kaldırmanız, ardından da yeterli yakıtınız var ise kullanabiliyorsunuz. Seçenekler ise oldukça genişletilmiş. Onlarca hava destek saldırısı, tank savar roketler, binalar için uçuk güçlü bombalar, denizde kullanmak için küçük jet-skilerden roketlere sahip botlara, çeşit çeşit tanklar ve helikopterler mevcut. Sadece satın alarak değil normal sokakta gördüğünüz tankları, uçan helikopterleri çalabilme gibi bir şansınızda var. Buralarda araya kısa mini oyunlar giriyor. Ekranda çıkan tuşlara zamanında basabilirseniz başarılı oluyorsunuz.

Parayla saadetin gerçekleştiği yer

Oyuna yegane değer katan şey bu sipariş üzerine kullanabildiğiniz araçlar ve destekler. Fakat ilk oyuna göre menüler biraz karışık ve sıkıcı olmuş. Aynı anda sadece 3 gerece anlık ulaşabiliyorsunuz. Bir nevi favori listesi oluşturuyor ve onlar arasından hızlıca seçim yapıyorsunuz.Genel listeye ulaşmak için oyununu durdurup menüler arasında gezinmek gerekiyor ki, bu o an yaşadığınız atmosferi etkiliyor. Böyle olacağına oyun sırasında bütün isteklere ulaşılabilecek daha kullanışlı bir tasarım olsa çok iyi olurdu. Normal görevlerin haricinde gezindikçe fark edeceğiniz birçok yan görev mevcut. Aranan kişileri yakalama, belirli binaları havaya uçurma gibi. Ayrıca para ve gereçlerde etrafa dağıtılmış. İşaretleyip pilotunuza haber verdiğinizde gelip hepsini topluyor. Geleyim görevlere, görevler nedense ilk oyunun çok gerisinde kalmış. Belli kalıplar oluşturulmuş ve kısa süre sonra hep aynı şeyleri yaptığınızı fark ediyorsunuz. Aldığınız görevler ya bir yeri kuşatıp ele geçirme ya da belirli yeri yok etme üzerine. Yapımcılarda bunu sonradan fark etmiş olacak ki, araya çok alakasız işler sokmuşlar. Mesela jet-ski veya bot ile yarışmak gibi. Bunlarda maalesef oyunun tek düze gidişini olumlu yönde etkileyebilen çalışmalar olmamış. Genel olarak oynanışa bakıldığında ilk oyunun yakaladığı başarıdan çok uzak görünüyor.

Dünya göründüğü gibi tozpembe bir yer değil

İlk Mercenaries görsel olarak oldukça iyiydi. Hele hele Xbox versiyonu hem çok hızlı çalışıyor hem de o kadar patlamaya aksiyona rağmen yavaşlama olmuyordu. Mercenaries 2 ise görsel bakımdan neredeyse hiç gelişme kaydetmemiş. Aynı kaplamalar, aynı su efekti, aynı gökyüzü kullanılmış. Hal böyleyken grafikler biraz zamanın gerisinde kalmış. Elimizdeki Xbox 360’ın gücünden neredeyse hiç istifade edilmemiş. Ara sıra ufak ayrıntılar gözünüze takıldığında evet ışık var diyorsunuz, ama kazın ayağı öyle değil. Mesela helikopter yere yaklaştığında ağaçların sallanması, hemen hemen bütün binaların yıkılması, yakıcı bombalar attığınızda ağaçların tutuşması hoş enstantaneler. Öte yandan koskoca haritada hep aynı araçları görmek, ormanlık alanlarda yere baktığınızda bazen iki farklı kaplamayı fark etmek, motoru kullananı öldürdüğünüzde motorun bir yere çarpsa bile yinede dümdüz kalması hoş değil. Ayrıca karakter animasyonlarına da hiç özen gösterilmemiş. Öyle ki oyun içinde kahramanımız konuşurken ağzı bile oynamıyor.

Ara sahneler ufak videolarda çok geleneksel hazırlanmış. Bunların yanında oyun çok hataya ve eksiğe sahip. Özellikle fizik motoru sanki Mars’taymışız gibi çalışıyor. Koskoca tank dimdik bayırı çıkabilirken, siz çıkamıyorsunuz. Yapay zeka da bir o kadar başarısız. Sadece düşmanlarınız değil sizden yana olanlarda kötü. Size destek olacaklarına binalara takılıp kalmayı yeğliyorlar. Görsellik olarak en başarılı alan patlamalar. Özellikle içlerinde yakıt bulunan tanklar çok kaliteli ve değişik patlıyor. Aynı şekilde binaların yıkılması ve araçların patlamalarına da uğraşıldığı belli. Geleyim madalyonun öteki yüzü olan Xbox Live üzerinden multiplayer seçeneklerine. Burada beni en çok eğlendiren özellik oyunun Co-op yani 2 kişi normal olarak oynayabilmeniz. Arkadaşınızın kurduğu oyuna girip onunla birlikte görevler yapabiliyorsunuz. Kazandığınız para ise karakterinize işleniyor ve kendi makinenizde oynadığınız dünyada geçerli oluyor. İşin içine birlikte oynama girince aldığınız keyif ikiye katlanıyor.

Kapatırken…

Mercenaries 2: World in Flames genel olarak ilk oyunun başarısı yanında gölgede kalıyor. Basit ve kısa zamanda sıkan görevleri, oynanışının kendini tekrar etmesi, en hoş özellik olan hava desteği araç transferleri menüler yüzünden kursağınızda kalıyor. Neyse ki oyunun Xbox Live üzerinden yaptığı Co-op seçeneği biraz işi kurtarıyor. Kendiniz üzerine fazla düşmeseniz bile arkadaşlarınız ile birlikte eğlenceli vakit geçirebileceğiniz bir yapım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu