Micro Commandos
Dünyaları keşfettiniz, oralardaki canlıları ehlileştirdiniz, yeni uygarlıklar
kurup yüzlerce yıl tüm evrende hüküm sürdünüz; o yetmedi ilk çağlarda işe
koyuldunuz, keşifler yaptınız, yeni ve farklı diplomasiler geliştirdiniz ve
nihayet bu kez de dünyanın tahtına kuruldunuz. Kimilerinize o da yetmedi,
dünyayı alien’ların gözünden gördünüz, etrafı yakıp yıktınız, tüm medeniyetlerin
canına okuyarak bir nesli yok ettiniz, sonunda da farklı renkte kanı akan
canlılar topraklarımızda yürür oldu. Ama onlar büyüktü. Hatta kocamandılar; dev
gibi silahları ve onlarca farklı teknolojik donanımları vardı. Bu kez aynı şeyi
çok farklı bir şekilde deneyeceğiz. Elimizde üçer santimlik boylarıyla mikro
komandolar var, silahlarıysa kibrit çöpleri, düşmanlarıysa biz insanlar.
Sevdiklerimizin ve bizim hayatımızı tehdit ediyorlar. Kökümüzü kazıyıp dış uzaya
savurmak ve binalarımızı yerle bir edip yüzyıllardır uğraşıp yarattığımız her
şeyi yok etmek istiyorlar. Peki, onlara yardımcı olacak mıyız? Elbette.
Buralar aslında onların
Micro Commandos aslında üç sene önce piyasaya çıkmış bir oyun ve oyunun
grafiklerini ve her şeyini ona göre yorumlamanızı öneririm. Üç senelik bir
oyunun şu anda bu sayfada olmasının ne gibi bir nedeni olabilir diye sorarsanız;
oyunu REMA’nın ülkemize ithal edip tamamen Türkçeleştirmiş diye cevaplarım.
Zamanına göre oldukça iyi yorumlar alan Micro Commandos şu sıralar yeni çıkan
çoğu oyun arasında bir miktar sırıtıyor olabilir. Ama oyunu çıktığı tarihe göre
yorumlamanız gerektiğini ve oyundaki arabirimden içeriğe ve oradan da görevlere
kadar her şeyin Türkçe oluşuna dikkat etmenizi de en başta belirtmek isterim. Üç
sene öncesine kadar oldukça iyi yorumlar alan bu oyunu Türkçe oynayabiliyor
olmak gerçekten de oldukça iyi.
Oldukça hoş bir konusu olan Micro Commandos’da dünyaya inen mini mini bir alien
sürüsünü kontrol ediyoruz; amacımızsa, az önce de dediğim gibi, insanların yaşam
alanlarını ele geçirmek. Üst üste söylendiğinde kulağa çok garip gelse de
oyundaki hedefimiz işte bu. 14 bölüm boyunca ilerleyerek onları komuta etmemiz
mümkün ve terkedilmiş metro istasyonu, bir evin arka bahçesi, bodrum gibi
birbirinden farklı ve orijinal mekanda ilerleyerek bunu gerçekleştirme şansımız
var. Oyuna başladığımızda ilk olarak kendimizi bir eğitim görevinde buluyoruz.
Burada basit kontrolleri ve nasıl birim toplandığını öğreniyoruz; ardından gelen
bölümlerde ise tehlikenin boyutu büyümeye başlıyor, sahip olduğumuz ekipmanları
üretip karşılaştığımız zorlukları teker teker aşmaya çalışıyoruz.
Micro Commandos’un bildiğiniz diğer strateji oyunlarından neredeyse hiçbir farkı
yok. Elinizde üç tipte yaratık var ve bu yaratıklar yapabilecekleri işlere göre
sınıflandırılmışlar. Örneğin sadece mühendisler bina inşa edebiliyorken, yine
sadece savaşçılarınız düşmanlarla baş edebiliyorlar. Kaynak toplayan
elemanlarınızı ise etraftaki yiyecek ve enerji birimlerine yönlendirip oyun
sırasında komandolarınızın ihtiyacı olacağı yiyeceği ve aletlerinizin çalışması
için gereken elektriği toplatmalısınız. Her komando sınıfına ayrı ayrı görevler
yüklenmiş olması oyunun her aşamasında onlara ihtiyacınızın olduğunu gösteriyor.
Çünkü askerleriniz acıkıyorlar ve yemek yemeleri gerekiyor. Ya da uykuları
geldiğinde uyuyacak yer aradıklarında sıcak yatakları hazır olmalı. Yapıların
çalışabilmesi için elektriğin kesintisiz olması gerekiyor; zira enerji kesildiği
anda kaynak toplama işinin yanı sıra bütün yapısal aktiviteler de aniden
kesiliyor. Sürekli yiyecek ve uyku ihtiyacı olan komandolarınızın bunlardan
mahrum kalmaları bölümdeki yapmanız gereken her şeyin aksamasına neden oluyor ve
çoğu görev de kaynak toplayıp karşıt güçlerle savaşmak üzerine kurulu olduğundan
komandolarınız güç toplayamıyor ve sonucunda da mağlubiyet kaçınılmaz
olabiliyor. Her komandoyu seçtiğinizde ona ait ihtiyaçlar ekranın alt satırı boyunca ekrana
geliyor. 100’e kadar seviyeden oluşan uyku ve yiyecek ihtiyacını bu arabirimden
görebiliyor ve ona göre kahramanlarınızı ilgili yere göndererek uyumasını ya da
yemek yemesini sağlayabiliyorsunuz. Her iki seviye de 20’nin altına düştüğü anda
komandoların kafalarının üzerinde neye ihtiyacı olduğuna dair ikonlar çıkıyor.
Yapay zekâya göre bu ikonlar çıktığı ilk anda kahramanımız ihtiyacını karşılamak
üzere yola çıkıyor.
Savaşın komandocuklarım
Oyun dünyası komandolarımız için ikiye ayrılmış durumda. Birisi binalarımızı
inşa edip kahramanlarımızın güç kazandığı kasaba bölümü (ki burası onların
olmazsa olmaz yaşam alanları olarak lanse ediliyor), diğeri ise insanların ve
diğer canlıların yaşadığı normal yaşam alanı. İki tarafı da birbiriyle
bağlantılı kabul edip sürekli etkileşim halinde olmalısınız. Her iki tarafta da
kaynak toplayabileceğiniz küçüklü büyüklü merkezler bulunuyor; fakat en önemli
kısımlar doğal olarak insanların yaşadığı tarafta. Kaynak toplayan
elemanlarınızı onların üzerine yönlendirerek her komando için sekiz bölmeye
ayrılmış slotları doldurmanız neticesinde bu işi gerçekleştirebiliyorsunuz.
Mühendislerin dikebileceği binalar arasında revir ve fabrika gibi temel
ihtiyaçlara ait yapılar bulunuyor, bunları ise kasaba merkezindeki belli yerlere
dikebiliyorsunuz. Bunların yanı sıra belli bir miktar yiyecek ve enerji
karşılığında seyyar yatakhane ve yemekhane gibi çeşitli gerekli araçlar, savaş
makineleri de üretebiliyorsunuz. Savaşçı komandoların ise tek bir görevi var:
savaşmak!
Oyunun üç sene önce piyasaya çıktığına dikkat edersek sahip olduğu detayları
azımsamak haksızlık olur. Fakat ne de olsa üç senelik bir oyundan bahsettiğimizi
unutmamamız lazım. Buna göre grafiklerin ve seslerin günümüze göre zaman aşımına
uğradığını kabul etmek zorundayız. Çözünürlük seviyesi oldukça düşük ve kamera
açısı oyun alanının dışına taştığında duvarların dışında kalan yerleri kapkara
görmeniz söz konusu olabiliyor. Ayrıca karakterlerin animasyonlarında da fazla
çeşitliliğin olmaması dikkat çekici. Kameranın üç boyutlu olması ve bunu 360
derece çevirip istediğimiz açıdan oyunu seyredebiliyor oluşumuz bir avantaj;
fakat düşük çözünürlüklü Micro Commandos’da bu oyunun pek işe yarar durmuyor.
Dokular ve dolguların da günümüze göre yaşını doldurduğu her halinden belli.
Sesler için de pek iyi niyetli olamayacağım maalesef. Karakterlerin hepsi aynı
sesleri çıkarıyor; yani mühendisin sesi ile savaşçının sesi birbirinden farklı
değil. En azından bunların farklı olması kulağımıza gelen tınılarda bir miktar
varyete yaratabilirdi.
Üç senelik bir geçmişine rağmen şimdi bile düşünüldüğünde oldukça hoş bir konusu
olduğu dikkat çeken Micro Commandos doğru ellerde yoğrulsaydı çok farklı
olabilirdi. Piyasaya çıkışının üzerinden bunca süre geçmiş; fakat konu hala
etkileyici. Grafiklerin zamanına göre epey iyi olduğu her halinden belli; ama
günümüz için bunlar çok yetersiz kalmış. Oyunu tamamen Türkçe oynamak isteyenler
hiç zaman kaybetmeden REMA’nın ithal ettiği Micro Commandos’u kaçırmamalılar.
Basit arabirimi ve kullanım kolaylığı ile stratejiye yeni bir boyut kazandırmasa
da oynayınca insanı eğlendiren bir oyun. Çok düşük sistemlerde bile oldukça
verimli çalışabilmesi ise en büyük artıları arasında yer alıyor; hatta üç
senelik bilgisayarını hala yenileyemeyenler için bulunabilecek en iyi ve yeni
stratejilerden biri.