Midye Dolması – 2. Bölüm
Günümüzde İnternet, artık insanlar için olmazsa olmaz denilen bir araç. Hem
iş, hem de eğlenceyi bir araya getirebildiği gibi, tüm dünya üzerinden
insanların da bir araya toplandığı ve bilgi paylaştığı bir ortam. Fakat bu geniş
ağın iyi yönleri olduğu gibi, kötü yönleri de var. Oyun, film ve müzik gibi
sektörlerin ürünleri, resmi olarak piyasaya çıktıktan sonra veya çıkmasına az
bir süre kala, İnternet üzerinden illegal olarak paylaşılabiliyor. Korsan
yazılımlar sebebiyle firmalar, büyük zararlarla karşı karşıya geliyor. Bu
sebeple yeni ürünler yapmaya pek sıcak bakmıyor, farklı arayışlar içerisine
giriyor. Oyun dünyasında da yapımcılar ve dağıtımcılar bu sebeple sıkıntı
yaşayabiliyor.
Organize işler
Son yıllarda yapımcıların arkasına saklandığı en büyük dayanak “Korsan oyun”.
Ubisoft’un birkaç yıl öncesinde denediği kopya koruma sistemi, her ne kadar
kopya kullanıcılarına kök söktürse de, orijinal ürün alan oyuncuların da başına
bela olmuştu. Öyle ki, firmayı mahkemeye verenler de vardı; çünkü bu sistem,
PC’nizde önemli bir güvenlik açığına sebebiyet veriyordu. Günümüzde daha yakın
bir zaman dilimini ele aldığımızda ise, 2006 yılıyla birlikte PC’ye oyun
geliştirme önceliğinin neredeyse yok olduğunu görüyoruz. Sebep yine korsan
ürünler. Peki sadece korsan PC’de mi var? Cevap hayır. X360’ta da illegal oyun
rakamları bir hayli yüksek, ancak Live sistemi sayesinde orijinal yapımların
satışları da gayet iyi. Tabii ki bu rakamlar her proje için geçerli değil.
Şüphesiz, siz kötü bir oyun yaptıysanız, bunun iyi bir satış başarısı
yakalamasını bekleyemezsiniz. Ancak geliştirdiğiniz yapım iyiyse, konsollardaki
kadar olmasa da, PC’de de iyi bir rakam elde etmek hiç zor değil.Bu kez yemin ettik kesin X360’a özel olacak. Başka yerde bulamazsınız!
Hemen başlığın altında bir parantez açmayı uygun görüyorum, “Bu kavram Sony
oyunları için geçerli değil”. Hangi birini anlatsam, hangisinden daha fazla
bahsetsem karar veremiyorum. Elimde daha doğrusu elimizde sayısız örnek var.
Hadi yavaş yavaş bakalım. 2006 yılı, Epic Games’in ünlü grafik motoru Unreal
Engine 3 ile arz-ı endam eden Gears of War (GeOW), X360’a özel olacak dendi;
fakat 1 yıl geçtikten sonra bir de baktık GeOW, PC’ye gelmiş.
Gün ışığında fazla kalınca hayaller göreceğimiz, yeni virüs sayesinde daha güçlü
düşmanlarla mücadele edeceğimiz söylendi, ama tek şartla bir PS3 lazım! Peki
öyle mi oldu, tabii ki hayır! Önce X360’ta Resident Evil 5’i gördük. Yakın bir
zamanda da PC’de göreceğiz. Peki ya Final Fantasy ve Tekken’e ne demeli?
Konsolda X360’a özel olan Lost Planet ve Bioshock madem özeldi, neden daha sonra
PS3’e de geldi? Tüm bunlar ve daha fazlası bize gösteriyor ki: Demek ki özel
oyun kavramı diye bir şey yok! Firmaların birbirleri arasındaki rekabet olmasa,
böyle bir konudan söz edilmesi bile mümkün olmazdı. Firmalardan kasıt Microsoft
ve Sony. Bu sebeple özel oyun deniyorsa, bunu sadece Sony cephesinde
görebiliriz; çünkü Microsoft, Windows platformunun da sahibi olduğu için, ister
istemez oyunların neredeyse tamamını PC için de yaptı ve yapacaktır da.
Ne zaman çıktı?
PC’de korsanı sorumlu tutarak konsola yönelen yapımcıları, anlaşılan o ki korsan
oyunda da konsolu öncelikli görüyor. Nasıl iştir anlamak mümkün değil, ama yeni
piyasaya sürülecek ürünler, daha resmi olarak çıkmadan haftalar önce İnternet’te
olabiliyor.Kullanıcıları toplasak ve bir oturum yapsak, herkesin soracağı soru aynıdır: “Sizden habersiz, bu
oyunlar nasıl oluyor da, İnternet’te yayınlanıyor?”. Bunun mantıklı bir
açıklaması vardır muhakkak, ama hiç bir zaman da açıklanmayacaktır bence.
Şimdi ilk başlığa dönerek matematiksel bir işlem gerçekleştirelim. A firması,
konsollara oyun yapmak ister ve kopya oyun nedeniyle PC’yi es geçer. Sonrasında
X tarihinde Y konsolu için projesini çıkaracağını açıklar. Ancak çıkış tarihine
haftalar kala S oyunu İnternet’e düşer ve milyonlarca kez indirilerek
yapımcıları milyonlarca dolar zarara sokar (Güya PC’ye korsan var diye
çıkarmıyorlardı). Peki bu denklemde, korsan olduğundan projenin çıkarılmayacağı söylenen
PC’nin rolü nedir?
Yapımcı firmaların pazarlama stratejileri, tabii ki onların kâr politikaları
üzerine kurulu. Ancak böyle yaparak, iki veya üç kesimi, belki de daha büyük bir
kitleyi birbirine zıt düşürüyor. Bu nedenle “Fanboy” denilen kavramın ortaya
çıkmasına zemin hazırlanıyor. Bir taraf hazırlanan oyunu oynarken, diğer kesim
beklemekle yetiniyor. Daha sonra o platforma çıkarılmasına karar verilince, bu
kez o kullanıcılar için ekstra içerikler hazırlanıyor. Sürekli olarak firmalar
arasında bir rekabet söz konusu, yine de en çok bekleyen ve sabırsızlanan
oyuncular oluyor.