Oyun İncelemeleri

Minority Report

Uyarlama eserler her zaman özlerini aratır olmuştur. Örneğin bir kitaptan tiyatroya (R.N. Güntekin’in Çalıkuşu Romanı), çizgiromandan sinemaya (X-Files) hatta günümüzde bir bilgisayar oyunundan beyazberdeye (Resident Evil) aktarılan her türlü yapıt seyircide bir hayalkırıklığına yol açar. Bu noktadan hareketle Philip K.Dick’in kısa bir öyküsünden yola çıkılarak ve çekimi tamamlanan Azınlık Raporu filminin bir de konsol dünyasına geçiş yaptığını düşünürsek geleneğin ne yazık ki çok da değişmediğini görmekteyiz.

2054 yılında “kahin” adı verilen üç kişi üzerine kurulan bir sistem, halusinasyonları olasılık hesaplarına göre ekrana taşıyan ileri bir teknoloji sayesinde suçları işlenmeden adeta “öngörerek” haber vermektedir. Bir komplo sonucu bu sistemi kuran John Anderton (filmde Tom Cruise ve oyunda kaçınılmaz kahramanımız!) kapana kısılır. Kahinler John’un cinayet işleyeceğini rapor ederler.

Zorlu ve kimi zaman polisiye vakaları andıran bu futuristik bilimkurguda bizim de devreye girdiğimiz yer kaosun ortası oluyor. Fakat ne yazık ki oyunun yetersiz denilebilecek girişinde yukarıdaki hikayeden en ufak bir bilgi yer almıyor. Yalnız gözüme çarpan ilk şey karakterimizin filme nazaran yaşının nedenini anlamadığım bir biçimde epey ilerlediği ve beyazlamış saçlarıyla işi bitmiş ve macera arayan paralı askerleri andırıyor olması(biraz Soldier of Fortune’a taş gibi oldu ama). 

İlk beklentilerimden yoksun kalarak devam ettiğim oyunda yapmanız gereken şey durmaksızın sıçrayarak, kapalı ve açık mekanlardan transit geçişler yapmak suretiyle jet-pack takmış uçan polislere karşı sürekli ateş tuşlarını kullanmak. Yakın dövüşlerde bilinçsizce gerçekleştirilen bu saldırılar dışında ayrıca düşmana filmde kullanılan elektrik şoku ve post-modern shotgun! ve türevi silahlar ile ateş edebilirsiniz. Tüm bunları yaparken kamera açıları ve oynanabilirliğin yine bu firmanın başka bir sinema katli olan Spider Man’e benzediğini söyleyebilirim. 

Bunun dışında teknik detaylar da tatmin edici değil. Değişim göstermeyen ve bir süre sonra “A! Bu sanki önceki bölümde yok muydu?” demenize yol açacak mekanların yanına oldukça kaba ve yine az sayıda modellenmiş karakterler eklenince hevesiniz iyice kaçıyor. Bu arada yapay zeka algoritmasının siz ateş edince menzil dışına çıkan ve size saldırırken genelde duvalara çakılan polislerden oluştuğunu üzülerek izledim.

Sonuç olarak PS2 ve Xbox öncelikli olmak üzere hemen her türlü platforma çıkan (Pc için bir gelişme yok) bu oyun Cüneyt Arkın’ın Bizans Askerlerinin kafalarında zıpladığı aksiyon sahnelerine “batılı” yorumu katmanın ötesine geçemiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu