Monster House
Artık son zamanlarda ne kadar çok çoğaldı film oyunlar falan demek
istemiyorum. Buna bir dur demenin zamanı sizce de gelmedi mi? “Süpermen Dönüyor”
gibi başarılı olanlara lafımız yok, ama sırf ticari amaç için her filmin de
oyunu yapılır mı? İşte yapılıyor. Başarısız bir şey istiyorsanız Monster House
tam size göre…
Hayır, yerden yere vurmayacağım. Sadece anlatacağım neler olduğunu. Hikaye
basit. 4 Ağustos’ta vizyona girecek olan oyunun senaryosunu oynuyoruz. Ne mi
senaryo? İşte bu…
Dj Walters, Chowder ve Jenny isimli 3 genç karşı caddedeki yaşlı
Nebbercracker’in evine attıkları her şeyin yok olduğunu sezerler. Bir gün
bahçeye attıkları basket topunun ise kaybolduğuna bizzat şahit olurlar. Ancak
korkuyla birlikte bu olayı anlattıklarını kimseye inandıramadıkları için, bu
gizemi üçlümüz çözmeye çalışır. Yine etrafı güvenli yer haline getirmek istiyor,
barış içinde mutlu bir yaşam diliyorlar.
Oyunun açılışında video yok fakat “New Game” diyince video giriyor. Ama “New
Game” demeden evvel diğer seçeneklere de bir bakalım. Güzel, atmosferik bir
müziğin eşliğindeki ana menüde ayrıca Load Game, Options, Language, Extras ve
Thouart Dead seçenekleri mevcut.
Şimdi yiğidi öldür hakkını yeme derler. Videolar gerçekten eğlenceli
hazırlanmış. Zaten çok sık sinematikler yer alıyor. Evin içinde başlıyoruz.
Maşallah ev ev değil saray. İlk videoda evde telefon çalıyor, sonra bazı objeler
hareketleniyor. Bizimkiler ürküyor. Hareket eden şeylerden kaçmaya çalışıyorlar.
Hareket eden oyundaki düşmanlarımız neler mi? Bekleyin, henüz oraya gelmedik.
Chowder sakar bir vatandaş, sözde korku olmasına rağmen ara sıra gülmeniz
gerekebiliyor. Ne bileyim. Chowder en heyecanlı yerde gidip vazo kırabiliyor.
Veya Dj Walters evde bir şeyler olurken şirin ve ürkek bir sesle “Hello”
diyebiliyor. Jenny kendi kendine “Smile” diyip gergin ortamda gülümsemeye
çalışabiliyor.
Elimizde su tabancası misali bir silahla ilerliyoruz. Yapımda sandıktan anahtar
bul, kapıyı aç gibi şeyler mevcut. Bunun dışında mermi bitince üçgen tuşuyla
sınırsız olan silahımızı doldurabiliyoruz. Üçgen demişken diğer tuşlardan da
bahsedeyim. Otomatik ayarlarda üçgen şarjör doldurma, X ateş etme, R1 silahı
sallayıp öldürme, L1 eğilme falan. Zıplama diye bir tuş bulunmuyor. Sadece
zıplamamız gereken kısımlarda O tuşu ekranda çıkıyor ve ona basıyoruz.
Süper çocuklar
Bu çocuklar gerçekten süper. Ben öyle bir ortamda olsam hiç kasmadan intihar
ederdim. Çünkü düşmanlarımız arasında sandalye, saksı, lamba gibi canlanan
şeyler mevcut. Tabii aptallıklar sınırsız oyunda. Gerçi pek çok yapımda var bu
tip hata, ama artık ben rahatsız oluyorum. Çevreyle etkileşim bu kadar mı
yetersiz olur? Sandalyeyi kırıyorsun parçalandığı an yok oluyor veya düşman olan
sandalyeyi öldürüyorsun yere düştükten sonra yavaş yavaş yok oluyor. Artık
bunları geçmek, ilerlemek lazım..
Grafikler de oynanabilirlik de vasat. Aslında sesler başka bir oyunda olsa çok
güzel olurmuş. Gerçekten de çok başarılı ama Monster House’a gitmiyor. 1000 tane
de tuhaflık olsa korkutmuyor bizi, çünkü başarısız bir yapım.
Parlatalım mı?
Oyunda paylayan bir şeyler görürseniz, içinden mutlaka gerekli olanlar çıkar.
Genellikle “O” ile açılıyor sandık tipi cisimler. Tabii bazen tavan arasından
geçmemiz de gerekebiliyor. Orayı bulmamız için parlaması lazım. Kutu içlerinde
sağlık, anahtar ve diğer ekstralar bulunuyor. Değerli ustam Göktuğ Yüksel’in de
dediği gibi “Bir şey parlıyorsa mutlaka onda bir numara vardır.”
Artık yazının sonlarına geliyoruz. Son birkaç bilgi verelim. Oyunda otomatik
hiza söz konusu. Yani analogla hedef almıyoruz. Kendisi hedefe odaklanıyor.
Belki o ayar değiştirilebilir, ama ben yapmadım. Zaten bu oyunu almamın tek
sebebi incelemek, yoksa asla almazdım. Bunun dışında karakterler bölümden bölüme
değişiyor. Titreşimi güzel yapmışlar. Bazın kalp çarpması, bazen korkusu ince
ince öyle güzel aktarılmış ki; Monster House’yi titremek için oynayabilirsiniz.
Küçük arkadaşlara öneriyorum diyeceğim ama yok, onlar da korkar. Yine de basit,
ilerlenebilen, fazla karışık olmayanlardan hoşlananlar bir göz atabilir.
Diğerleri ise Winning’e devam etsin. Korkmak isteyen RE4 oynamaya devam etsin.
Bu oyundan korku beklemeyin. Bir tek müzikler ve titreşim güzel o kadar