MotoGP 09/10
Adrenalin duygusu, insanlar için her zaman cazibesi olan bir tehlikedir. En
azından ben öyle düşünüyorum. Denemek istersiniz, ama başarısız olursanız da
neler olacağını az-çok tahmin edersiniz. Hız tutkusunu da bu konuya en güzel
örnek olarak verebiliriz. Hızlı arabalar ve kanunsuz sokak yarışları bir kenara,
iki teker üzerinde alevlerin çıkarıldığı pistler, hem sürücüleri, hem de
izleyenleri sonsuz hız arzusuyla sarıyor. Valentino Rossi’yi kontrol etmek
istiyorsanız, işte fırsat. MotoGP 09/10, şu sıralar ki hız açlığınızı az da olsa
dindirebilir.
Haydi bas gaza
Oyunumuzda kariyer, şampiyona ve arcade başlıkları dikkat çekiyor. Hepsinin
altında seviyeleri de belirtilmiş; 125cc, 250cc ve MotoGP. Önce en alt düzeyden
başlamalı ve üste doğru yol almalıyız. Profil oluşturduktan sonra yarış
pilotumuzu ve motorumuzu seçip eğitim turlarıyla ısınmaya başlayabiliriz. Söz
konusu oyunumuzda, 2009 sezonundaki tüm pistler ve sürücüler yer alıyor.
Valentino Rossi, Nicky Hayden, Alex De Angelis, öne çıkan isimlerden bazıları.
Bunların üstüne bir de diğerlerini ekleyelim ve bazılarını Gran Turismo 4’te de
oynadığımız Amerika, İtalya, İspanya, Japonya gibi ülkelerdeki ünlü pistlerde
yarışabildiğimizi belirtelim.
Sizin gibi yüzlerce yarışçı, birincilik kürsüsünde yer almak ve kazandığı
ödüllerle yeni yarışlara katılabilmek için mücadele veriyor. İlk etapta çoğu şey
açık değil. Yarış kazanarak bunları elde etmelisiniz. Yeni pistler, motorlar,
sürücüler ve kullandığınız araç için yapabileceğiniz geliştirmeler, elde
edeceğiniz başarılar sonucunda size sunuluyor.
Kontroller oldukça rahat. Kısa sürede alışıyorsunuz. Sürüş için üç farklı kamera
açısı var. Pilot kameraya geçtiğimizde, direksiyonun döndüğünü, ama ellerin
olmadığını görüyoruz. Rahat bir sürüş için sırt kamerası en iyisi. Bunun yanında
yol üzerinde “sürüş çizgisi yer alıyor.” Yani henüz daha oyuna alışma
evresindeyseniz, bu özellik tam size göre. Bu çizgi, size yolun püf noktalarını
işaret ediyor ve takip ettiğiniz takdirde zaman kaybetmeden olumlu hamleler
yapıyorsunuz.İsterseniz ayarlar menüsüne giderek bu özelliği kapatabilirsiniz.
İşimiz yarış olunca, fizikler tabii ki önemlidir. En ufak bir çarpma veya
sürtünme dahi sizi yarış dışına itebilir, dakikalarca uğraşıp elde ettiğiniz
pozisyonunuzu silip süpürebilir. Aslında olması gereken kavram budur. Fakat
MotoGP 09/10’da böyle bir kaygımız yok. Çarpmalardan pek etkilenmiyorsunuz.
Rekabet olmazsa olmaz
Çoklu oyuncu seçeneklerine baktığımızda, dünya üzerindeki diğer yarış
tutkunlarıyla kapışabilir, en iyiler tablosunda yer alabilirsiniz. Bunun dışında
arkadaşlarınızla aynı makinede split-screen yaparak yarışabiliyorsunuz.
Becerinize güveniyorsanız, belki de oyunun en zevkli moduyla karşı karşıya
kalacaksınız. Ofiste yaptığımız test sürüşlerinde, ekranın ikiye bölünmesinin
biz pilotları(!) olumsuz yönde etkilediğine şahit olduk. Tabii ki bu durumun
üstesinden gelmek uzun sürmedi.
“Bir an önce şu yarışı bitireyim de arkamdaki lunaparka gidip biraz eğleneyim.”
MotoGP’nin grafikleri, beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğrattı. Kaplamalar
ve tasarımları beğenmedim. Dokularda derinlik olmaması, görsellerdeki yavanlığı
iyice açığa çıkarmış. AA eksikliğini de unutmayalım. Bazen çok göze batıyor.
Seçenek menülerindeki motor ve karakter tasarımları bile tırtık tırtık olmuş.
İşitsel olarak paçayı kurtarsa da, görsel ve fiziksel olarak sınıfta kalıyor.
Bitiş çizgisine yaklaşırken, MotoGP’nin beni tatmin etmediğini tekrar
belirtmek istiyorum. Sıkı bir MotoGP takipçisiyseniz, deneyin. Yine de
beklentilerinizi yüksek tutmayın derim.