Oyun İncelemeleri

Motorstorm

Motorstorm ve Killzone 2 zamanında E3 fuarında gösterilmiş ve oldukça
konuşulmuşlardı. Özellikle yayınlanan videolarının gerçekçiliği, oynanışları,
grafikleri vs… forumlarda sayfalar dolusu tartışıldığını iyi biliyorum.
Haklarında ortaya atılan iddialar, videoların kare kare incelenip detayların
aktarılması ve konuşulması çok yapıldı. Kimine göre oyunlar gerçekten böylesi
olacaktı, kimine göre olmayacaktı. Aradan geçen süre içinde bu sorulara yanıt
arandı. Ama kesin yanıt oyunların çıkması ile gelecekti. İşte şimdi karşımda çok
tartışılan yapımlardan biri Motorstorm duruyordu. Yapmam gereken onu doyasıya
oynamak ve kesin yargımı vermekti. İşte benim Motorstorm hikayem böyle başladı.

Herhangi bir oyun yapmadan önce onunla ilgili açıklamalarınız, ekran görüntüleri
ve videolarınız oldukça önemlidir. Aslında yapmakta olduğunuz herhangi bir
projeyle ilgili, çıkmadan önce gösterilenler ve söylenenler çok önemlidir. Bir
kitap olsun, sinema filmi veya bir grubun yeni albümü olsun; bu durumda fark
etmez. Sonuçta ilk verdikleriniz oldukça önemlidir. Beklentiler olur ve bu
beklentileri her şekilde karşılamak gerekir. Özellikle daha önceden başarılı
işlere imza attıysanız, eskilerinin altında ezilmeyecek bir şeyleri ortaya
çıkarmak gereklidir. Playstation 3’ün kendisi dahil, oyunlarıyla beraber böylesi
bir olay içinde. Bazı kesimlere göre başarılı, bazılarınca başarısız.Ama zamanla
tam her şey netlik kazanacaktır. E3’te konuşulan, oldukça tartışılan Motorstorm
işte sonunda kesin yanıtını veriyor.

Normal koşullar

Yarış oyunlarını bilirsiniz. Hızlı ve dikkatli giderek, bitiş çizgisine en önde
ulaşmak yegane amaçtır. Ama yarış oyunlarında genelde belli kurallara bağlı
kalınmak zorunda bırakılır. İllaki belli bir yol vardır, bu yol dışına çıkılmaz.
Arada kısa yollar ve patikalar bulunur, ama bunlar her zaman vardır diyemem.
Rakiplerinizi yol dışına itmek veya onları nakavt etmek her zaman olmaz. Hatta
bu saydıklarım bazı yarış oyunlarında hiç yoktur. Çizgiseldir bazıları. Şimdi
bunları es geçin ve unutun. Sizleri yeni bir tecrübe yaşatan Motorstorm’la
tanıştırayım.

Motorstorm’un görüntüsü ekrana geldikten sonra ciddi anlamda oyunun bana yeni
bir şeyler yaşatacağı belliydi. O zamana kadar hep videolarını izlediğim, ekran
görüntülerine bakıp ayrıntıları çıkarmaya çalıştığım oyun karşımdaydı. Hazır
olmuş ve oynayacaktım. Şimdi piyasadaki oyunların çoğunu bir kenara bırakalım.
Çünkü Motorstorm yeni bir heyecan ve tecrübe yaşattıracak kadar dolu. İlk
dakikalardan itibaren oyuncuyu içine çeken bir yapısı var. Pistler eskisi gibi
değil artık. Oynayacağım tek tük belli sınıf araçlar yok. İstersem bir
motosiklet, istersem koca bir kamyon alayım. Tamamen benim seçimime kalmış.
Yollar hep o oynadığım aşırı çizgisellikte bu sefer seyir etmiyor. Alternatifler
bolca, oradan buradan pat diye öne geçebilirim. Ama şunu da unutmadan hemen
söyleyeyim. Bu oyunda ben rakiplerimi çarparak yarış dışına itebilirim, nasıl
olsa bunu bana yasaklayacak bir kural yok. Evet, Motorstorm içinde kurallar yok,
özgürüz. Yegane amaç sadece birinci olmak.

Oyunda oldukça fazla araç bulunuyor. Genel olarak gördüğümüz tek tip sınıfta
araçlar yok. Hepsi birbirinden farklı. Küçük olanlar, büyük olanlar hepsi var.
İşin diğer güzel yanı bu araçların çoğunu yarışlarda görebilmek. Tabii ki
araçların avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Mesela ufak olan araçlar
manevra konusunda ve hızlı gitme konusunda oldukça başarılılar. Ufak
olduklarından çevikliklerini kullanıp, öne geçebiliyorlar. Ama eksi oldukları
diğer bir konu ise dayanıksız olmaları. Ufaklıklarına ve hızlı olmalarına karşın
dayanıksızlık da diğer hususları. Bu durum özellikle diğer araçlar tarafından
yoldan çıkarılmalarını sağlıyor.Genelde ikili mücadelelerde büyüklere karşı kaybediyorlar. Ama hızlı ve manevra konusundaki artıları bu açıkları kapatıyor
diyebilirim. Büyük araçlar, ufaklıkların tam tersi bir şekilde ortaya çıkıyor.
Manevra konusunda ağır kalabiliyorlar, hatta hız olarak daha düşükler. Ama
bunların yerini bu sefer dayanıklılık alıyor. Belki de en önemli kozları
dayanıklı ve güvenli olmalarından ileri geliyor. Diğer araçları yoldan çıkartıp
bunu kendi lehlerine kullanma şansları var. Ama diğer yönden ise manevra
konusundaki hassasiyetleri pek iç açıcı olmayabiliyor. Bazı zamanlar kısa
yollarda ve patikaları kullanmakta zorlanıyorlar. Sonuç olarak özgür ve sıra
dışı bir oynanış stili var. Ama bu stil dengeli bir biçimde oturtularak,
oyuncunun Motorstorm’dan soğumasını engelliyor. Yapımcıları bu konuda
alkışladım.

Tartışma noktası

En çok tartışılan kısma grafiklere geleyim. Playstation 3 gerçekten harika bir
şekilde yapımı sunuyor. Araçların modellemelerinden, ortaya çıkan diğer nokta
efektlere kadar çok güzel. Çevre dizaynı bazı kısımlarda biraz ucu kaçmış gibi
görünse de, bu asla takılacak bir nokta dahi değil. Kalkan toz bulutunun ortada
bıraktığı etki bile oyun içinde yer alıyor. Bazı zamanlar çok ince detaylara ve
ayrıntılara grafiklerde rastlayabilirsiniz. Şahsen ben oyunun grafiksel yönünü
çok beğendim. Gelelim asıl soruya hep gösterilen videolarında ve ekran
görüntülerindeki gibi beklentiyi karşılayabilmiş mi? Evet, benim için görüntü
olarak oldukça doyurucu oldu. Kesinlikle beklediğime değdi diyorum bu konuda.

Aynı şekilde seslerde oldukça gerçekçi. Bağıran motorun sesi kulaklarınızda
yankılanıyor. İşin en güzel kısmı, her aracın gaza bastığınız anda motorunun
farklı ses ve tepki vermesi. İşte belki en çok hoşuma giden ayrıntılardan biri
bu oldu diyebilirim. Bazı zamanlar aynı sesi farklı yerlerde kullanıp, ayrı
efektmiş gibi gösterildiği taktikler vardır. Ama Motorstorm’da bu teknik direk
yer almıyor. Cidden her şeyin sesinin ayrı ve detaylı olduğunu duyabiliyorsunuz.

Yarışlarda birde turbo bulunuyor. Artık turbo son zamanlardaki çoğu oyunda
geleneksel olarak bulunuyor zaten. Motorstorm’da turbo sınırsız istediğimiz
kadar harcayabiliriz, ama bu noktada gene bir frenleme daha koymuşlar.
Aracımızın motoru belli bir yere kadar turboya doyuyor ve sonrasında
patlayabilir. Bu yüzden yapım içinde turboyu gösteren bir ibre yer alıyor.
Turboyu kullandığınız zaman bu ibreyi kontrol edin. Çünkü motorun son noktasını
bizlere gösteriyor. Fazla asılıp yarış dışı kalmayı kimse istemez.

Eksiler elbette olacaktır

Motorstorm’a genel olarak bakarsam oldukça doyurucu bir oyun olmuş. Ben şahsen
oyunu oynarken Frame Rate düşmeleri filan yaşamadım. Herhangi bir şekilde bu
konuda sorunum olmadı. Hareket algılayıcı kontroller ciddi anlamda oldukça kasan
durumlara neden oldu. Şahsen bu konuda memnun kalmadım. Alışmak için bolca
alıştırma yapmak lazım. Bu konuda oyunun iyi olmasını beklerdim.

Yapım Online olarak da oynanabiliyor. Singleplayer bir süre sonra sıkarsa,
online konuma geçip oradan devam edebilirsiniz. Ama Motorstorm’un en büyük
eksisi gerçekten zamandan çalması. Çünkü başına geçtiğiniz vakit ciddi anlamda
zamanınızı çalıyor ve yapmanız gerekenleri es geçebilirsiniz (!) bu konuda
dikkat diyorum. Kendinizi iyi hazırlayın bu duruma, ben hazırlayamadım ve kurban
gittim. Sonuç Motorstorm sıra dışılığı ve oynanışıyla yeni bir tecrübe. Hareket
algılayıcıyı kapattığınız zaman, sorunlarından biri ortadan kalkıyor. Eğer bir
oyun makine başında zaman geçirtiyorsa, o gerçekten iyi olmuş demektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu