Mr. Faruk ve Neşeli Maceraları

(2009 Başları, Hero Engine Hedkuartırz)

–    Selamın aleyküüüm.. Rabırt n’aber? Küsel yapmışın ha ofisi, aşşada bilardo masası gördüm bi tane. Basket potası da var. Çay yok mu?
–    Eöö.. Firmamız çalışanlarının motivasyonuna inandığı içün çeşitli eğlencelik şeyler koyuyoruz ofise Mistır Faruk. Çay yok ama filtre kahve var alırsanız.
–    Motüvason nedir olum? Bilardo masası işte.. Neyse ters turnike çekmeye çalışırken çuhayı yırttım zaten hallediverin onu. Çayı da bi şekilde yarat, mötüvason demeyi biliyon ama müşteri ağırlamayı bilmiyon bakıyorum. Oyun motoru alıcaz lan, eşşek yüküynen para bayılcaz. Çay gibin basit bir isteğimiz karşılanmayacak mı şimdi?

–    Eee evet Mistır Faruk ben de bu konuda konuşmak istiyodum sizinle zaten. Şimdi siz bizim oyun motorunu alıcaksınız tamam. Yalnız henüz alfa aşamasında bizim motor. Ciddi performans sorunları var. Henüz hiçbir şey çalışmıyor. Bu haliyle almanızda bir fayda göremiyorum ben.
–    …….
–    En az üç senesi var bizim motorun işler hale gelmesi için. Bu haliyle satarsak teknik destek vermemiz mümkün değil size. Bettır Bizinıs Praktis ilkelerine göre..
–    Bak canım. Bak gülüm. İşim çok daha buradan çıkıp Elektronik Arts’a gidicem. Oyun yapıcaz biz bunnan. Bitse n’olur bitmese n’olur? Bi sürü kompüter dâhisi eleman çalıştırıyor bizim şirket biliyon mu? Onlar bitiriverir. En uygun fiyat sizde. Bütçenin hepsini Corç Lukas diye bi herife verdik lisans için, kalan parayı da seslendirmeye harcadık. Geriye kalan parayla da cd basım masrafları bile çıkmaz yani, öyle diyim. Uzun etme de sat şunu bize işte.
–    Ve fakat müşterileriniz isyan eder Mistır Faruk. Yani oyun çalışmaz doğru dürüst. Kandırmış olursunuz onları.
–    İsyan etmezler hayatım. Ne edecekler? Şimdi bu Sıtar Vars denen şeyin epey bir hayranı varmış anladığım kadarıyla.. Ben hiç hazetmiyorum şahsen, kovboy filmi severim ben. Fekat siz Amerikalılar manyak oluyorsunuz bu konuda, Sıtar Vars logolu tezek çıksa onu bile alıyonuz. E bunu da alıcaksınız. Sen bile alıcan Rabırtım. Hele bi alsınlar, masrafları çıkartalım gerisini sonra düşünürüz.. Ticareti bana mı öğreticen sen? Tahtakale’de on yıl beyaz eşya sattım ben, halis mulis tüccarım..
–    Ama.. Ama Sıtar Vars Dı Old Repablik gibi değerli bir aypi.. Yani.. Düşünemiyorum.. Nasıl olur?
–    Olur olur. Sen sar bakalım bize güzelinden bi oyun motoru şurdan. En son kaç diyon? Çayı da sööle boğazımız kurudu!

Devamı diğer sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>

(2010 Başları, Blizard Hedkuartırz)

–    Sana kesinlikle katılmıyorum Canıtın. Lütfen. Diablo 3’te ikinci oyunun ruhunu ve özünü yakalamalıyız. Bu bağlamda, karakter sınıfları değişmemeli diyorum ben.
–    Çok rica edicem Stivın, ben aksini iddia etmiyorum ki. İkinci oyunun özünden uzaklaşmış bir Diablo, kesinlikle katlanılmaz bir şey olur. Sadık müşterilerimize ihanet etmiş oluruz, o derece.
–    Nabıyonuz lan burda? Mesayiyi mi yiyonuz?
–    Eheh çok şakacısınız Mistır Faruk. Mesayi kavramını halen anlayabilmiş değiliz ama öyle bir şey yapmıyoruz. Sonraki oyunumuz Diablo 3 hakkında konuşuyoruz.
–    He.. Diyablo he mi? Benim oğlan oynuyodu onu ordan biliyom.

–    Sıtar Vars Old Repablik oyununda elde ettiğiniz ticari başarıdan sonra Blizard sizi transfer etti ama çok rica edicem oyunlarımızı öğrenin artık Mistır Faruk. Diyablo dediğiniz bir efsanedir, bir nesli etkilemiş muazzam bir oyundur, ayrıca..
–    Kes. Amirinnen gonuşuyon önce bi esas duruşa geç bakiim. Ben oynadım o Diyablo dediğiniz şeyi. Şindi bi kere bi sürü sınıf var oyunda, çok karışık. Gafam karıştı. Azaltın onları. Söylüyorum yaz, barbar, büyücü, imam bi de Nuri. Yeter o kadar.
–    Nuri?
–    Evet Nuri. Çocukken bizim mahallede deli bi herif vardı titreye titreye yürürdü muska neyim sarardı. Annemgil beni ona bırakırdı bazen gezmeye gittiklerinde oynayım diye, bende hatırası vardır. Onu karakter yapın.
–    Nuri diye karakter olmaz ama?
–    Lan yapın diyom işte! İsmini başka bişey koyun o zaman, herşeyi de ben mi söyleyecem? Ayrıca ikinci yenilik, söylüyorum yaz, artık altın satışını biz yapıcaz.  Eşya da satacaz. Çinlileri silicem bu piyasadan. Benim dayımın oğlu var, Necmi, mapustan yeni çıktı Çin’e gönderdim onu. Raconu kesip gelecek. Oyunun içinde altın da satın eşya da. Çok para kazanıcaz olum..

Devamı Diğer Sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>>

(2011 Başları, Ektivijın Hedkuartırz)

–    Şindi bu Kol Of Duti dediğiniz şey nedir, bi anlatın bakim.. Tam anlamadım ben..
–    Efenim först pörsın şutır dediğimiz bir şey bu ama çok özel.. Yıllardır devam eden bir seri.. Bu türün standartlarını belirlemiştir, öyle diyelim. Kaliteye, hikâyeye çok önem veririz biz bu seride. Güzel de satar. Ama artık eskidi iyice, yeni bir aypi yaratalım diyoruz. Bazı fikirlerimiz var, şöyle ki..
–    Höst. Fikir var neymiş? Fikirler benden çıkar olum size düşünün diye mi para veriyoruz biz? Düşünme. Kullanma beynini neyin.
–    Ancak.. Ama..
–    Altı ay?
–    Altı ay nedir?
–    Her altı ayda bir yeni Kol Of Duti oyunu çıkar mı onu soruyorum?

–    Olmaz, olamaz.. Kalite, hikaye yerlerde sürünür. Hiçbir şeye benzemez.
–    Yavrum satar mı satmaz mı onu deyiverin bana?
–    Satar ama bir süre sonra oyuncular kandırıldıklarını anlar, almaz olur.
–    Hah işte bize o süre lazım zaten. O süreden sonra başka bişey uyduruverirsiniz. Hatta sonraki uyduracağınız şeyi de söylüyorum yaz, Kol Of Yoklama Kaçağı. Gerçek dünyadan farksız grafiklerle inzibatlara karşı gizlilik prensibiynen oynayacağınız müezzem oyun. Onu da 5-6 seri devam ettirirsiniz.
–    E ama her oyuna ne koyucaz yenilik diye? İnsanlar alıştı hep aynı şeyi almazlar, yenilik isterler..
–    Yavrum sizde hakkaten ticari zeka yok ha. Valla yok. Accık kafayı çalıştırın. İlk beş sene boyunca yenilik olarak Hayvanlar Alemi ile başlayalım. İlk on oyunda kullanılacak ve yenilik diye ittirilecek hayvanları sırayla söylüyorum yaz, köpek, kurt, rakun, zebra, kulağakaçan böcee, efenime söylüyüm..
–    Köpek?
–    Evet evet köpek.. Tuttuğunuz hayvanı modelleyin, yenilik diye ittirin, biriniz de neyşınıl coğrafik ile anlaşsın ordan da para gelir.. Hayvanlar bitince biblolara başlıycaz şimdiden onu da şeyedin.. Hadi canım. Kapıyı dışarıdan kapayın, çay söleyin buraya.

Devamı Diğer Sayfada
>>>>>>>>>>>>>>>>>

Exit mobile version