Murdered: Soul Suspect
Oyun dünyasında birçok yapımlarla birlikte ilginç serüvenler yaşadık. Kimilerimiz için kötü, kimilerimiz için ise güzel bir deneyim oldu. Hele ki, oyunsuz bir dönemde öyle oyunlar karşımıza çıktı ki, birden bire açlığımızı gideri veriyordu. Murdered: Soul Suspect ise bu umutlarla beklenilen bir oyundu aslında. İlk videolarıyla az çok oyunsever merak edip, takibe almıştı.
Eh, her zaman ilginç konseptli ve hikaye anlatımı güçlü olan oyunları bende merakla beklemişimdir. Ve merakımı giderip, beklentiler içerisinde oyunu oynamaya başladım.
Kafamda birçok soru
Günümüzdeki çıkan oyunlarda klişe üzerine giden hikaye oyuncuların ilgisini pek çekmez. Murdered: Soul Suspect için ise durum biraz farklı aslında. Hikayemiz Salem Massaschusetts adlı bir kasaba da geçiyor. Yönettiğimiz karakter ise, Ronan O’Connor adında cinayet olaylarını çözmek ile görevlendirilmiş bir dedektif.
Konumuzun en ilginç bir kısmı ise bir sanık tarafından bize yapılan silahlı saldırı da öldürülüyoruz. Ve bir anda ruhumuz canlanıyor hayalet olarak devam ediyoruz. Fakat bize yapılan saldırı sonucunda sanığı bulmak için yola koyuluyoruz ve şehirin hayal dünyasında kendimizi buluyoruz. Konusu çok ilginç geldi, değil mi?
Aslına bakarsanız, oyun ilk başlarda farklı görünümlü hikaye ile bizleri karşılasa da asıl olanlar bundan sonra başlıyor. Oyunumuz araştırma ve gizimli olaylar üzerine kurulu. Fakat yapım maalesef, bu güzel fikirleri oyuna adapte etmekten oldukça sığ bir görüntü çiziyor.
Herhangibi bir mekana adımımızı attığımızda, oyun size soru yöneltiyor, sizde o soruya göre cinayet ile ilgili olayları çözmeye çalışıyorsunuz. Tek bir konu üzerinde ilerleyen yapım, ilk 1 saatten sonra, oyuncuya yeni bir şey vermemesinden dolayı bazen oyundan gerçekten sıkılabiliyorsunuz. En azından bende öyle oldu diyebilirim.
Oyunun araştırma mevzusu, gezindiğimiz mekanlarda bulunan ipucularını birleştirip, sonuca gitmeye çalışmakla oluyor. Ve yapım, bir bakıma bunu sürekli sizden istiyor. Aslına bakarsanız oyuna biraz L.A Noire havası katmaya çalışmışlar fakat onun kadar derin bir araştırma ögelerin olduğunu söyleyemeyiz. İlerleyen bölümlerde merak uyandırıcı bir olay olması için gerçekten bekledim fakat, oyun sürekli aynı tempo da ilerliyor olması kötü olmuş..
Daha önce belirttiğim gibi üstüne biraz daha farklı şeyler konulsaymış en azından, oyunun monotonluğu yok edilmiş olurdu. Mekan çeşitliliği ise oldukça sınırlı bir dünya içerisinde, sürekli fiziksel ve hayal dünyasında geçiş gerçekleştiriyoruz. Haritası açık dünya olarak gibi görünse de kısıtlı alanlarda delilleri toplamaya çalışıyoruz.
Teknik detaylar ve oynanış ögeleri
Oyunun en büyük eksisi, teknik detaylarda saklı. Öncelikle biz bir hayaletiz ve bazı objelerin içinde geçememek, veya bir kutunun içerisinde sıkışıp kalıp, oyunu yeniden başlatmak zorunda kalmak gibi oldukça sıkıntılı durumlar oluşuyor. Öylesine bir oyun hatalarıyla karşılaşıyorsunuz ki, oluşan bu hatalar bir nevi sizin oynanışınızı kötü anlamda etkiliyor. Yani bazen kendi kendinize ” Geliştirirken yapımcı firma hiç mi oyunu kontrol etmemiş?” gibisinden iç geçiriyorsunuz. Özellikle oyunun ilk başlarında not defterimi karıştırırken, oyunun bir anda takılması gibi teknik sorunlar, işkence gibi gelebiliyor.
Oynanış elementlerine gelecek olursak, belirtmem gerekir ki, oyunda öyle ahım şahım bir aksiyona rastlamıyorsunuz. Hatta hiç rastlamıyorsunuz bile denilebilir. Yapmanız gereken sadece olay yerindeki ipuclarını bulup, insanlar arasında sorgulamak.
O yüzden yapım, oynanış bakımından oldukça sığ ilerliyor. Zaten oynanış süresinin azlığı sonucunda tek merak ettiğiniz şey ise katil olan kişiyi bulmak oluyor. Tabi, belirtmeden geçmeyelim, hayal dünyasında dolaştığımız için karşımıza çıkan iblisleri gizlilik ögelerini kullanarak haklayabiliyoruz. Fakat, siz yine de aksiyon tarafından pek bir şey beklemeyin derim.
Görsellik
Unreal Engine 3 grafik motoruyla geliştirilen yapım, tam anlamıyla motorun nimetlerinden yararlanamadığı için ortalamanın altında grafiklerle bizleri karşılıyor. Aslında atmosfer ve kaplamalar fena gözükmüyor. Ama yaşanan bug ve mantık hataları bu duruma biraz karşı geliyor. Karakter modellemeleri ve özellikle surat modellemeleri L.A Noire kadar elbette olmasa da gayet hoş olmuş. Oluşan hatalar bulunmasaymış, oyunun görselliğine iyi diyebilirdik aslında.
Sonuç olarak
Sessiz sedasız, piyasaya çıkan Murdered: Soul Suspect, yine sessiz sedasız bir şekilde oyun tarihinin tozlu sayfalarına gömülüyor. Oyunu takip ettiğim zamanlardan beri umutla beklediğim oyun, maalesef beni hayal kırıklığına uğrattı. Fikir ve düşünce aslında güzel fakat, yapımcı firma bunları oyunda size iyi bir şekilde yansıtamaması gerçek anlamda üzücü. Bu tip dedektif ve gizim türünde oyunlardan hoşlanıyorsanız, ilginizi çekebilir. Ama oyunu oynayıp deneyim ettiğiniz her vakit, sizden boş bir zaman çalabilir. Başka incelemelerde görüşmek üzere. Esen kalın!