Oyun İncelemeleri

Nancy Drew: Secret of the Old Clock

Dedektiflik dendiğinde akla ilk gelen Sherlock Holmes isminin PC’deki dişi
karşılığı Nancy Drew’in en son oyununa sizi davet ediyorum. Mayıs ayındaki
E3’ten bir süre önce basına duyurulan, E3 sırasında da tanıtımı yapılan oyun ile
serinin bir adım daha uzayacağı belirtilmişti ve geçtiğimiz günler içerisinde
oyunun kendisi de çıkageldi. Nancy Drew: Secret of the Old Clock, serinin 12.
oyunu olarak, seriyi baştan beri takip etmeyenlerin dikkatini daha oyun
başlamadan çekebiliyor. Serinin yapımcısı Her Interactive’in uzattıkça uzattığı
Nancy Drew oyunları ile dedektifçilik oynuyoruz ve sağlam konu derinliği
neticesinde birbiri ardına gelen her yeni oyun ile, bir nebze de olsa, gerçek
hayattaki bu ihtiyacımızı(!) tatmin edebiliyoruz. PC’lerimize konuk ettiğimiz bu
son Nancy Drew oyununu, serinin diğer oyunlarına nazaran, çok daha fazla
alternatif ile değerlendirebilme imkânımız var. Zira son zamanlarda artan
dedektifçilik adventure’ları (yaklaşık 1 sene önce piyasada olan Sherlock Holmes
ve iki ay kadar önce oynadığımız Still Life) ile neredeyse eş zamanlı olarak
kendisini ağırladığımızı söyleyebiliriz ve buna ilaveten aynı türdeki hangi
oyunun daha iyi olduğunu mukayese etme şansına böylelikle sahibiz.

Yüzlerce kitabı, oyuncağı, televizyon şovu, vesaire ve vesairesinin sonunda
Nancy Drew, bu yıl, 75. yaşını kutluyor; ama gelin görün ki kendisi, bu oyunda,
ilk ortaya çıktığı zamanlardaki gibi yine olayların ardından koşuşturup duran,
genç ve zeki araştırmacı özelliği ile karşımızda. O günden bu zamana kadar
hikâyelerinde kendisine cep telefonu ve elektronik gereçler bile kazandırıldı;
bu kez ise, serinin oyunlarındaki akışın aksine, onu 1930’lu yıllarda görüyoruz.
Dilerseniz gelin, eski saatin sırrını tüm bunların ışığında hep beraber ortaya
çıkartalım; Nancy Drew’e bu “ilk” davasında yardımcı olalım.

17 yaşındaki Emily Crandall ve ona kalan tüm malvarlığı

Bu seferki hikâyemiz Nancy Drew’in, arkadaşının arkadaşı Emily Crandall ile
görüşmek için Lilac Inn’e davet edilmesi neticesinde başlıyor. 17 yaşındaki
Emily savaşta babasını, oyuna başladığımız gün itibariyle birkaç gün önce de
annesini kaybetmiştir. Nancy Drew, Crandall’ların malikânesi Lilac Inn’e geliyor
ve Emily ile olanlar hakkında konuşmaya başlıyor. Bu konuşma esnasında Josiah
Crowley adlı komşularının öldüğü zaman Emily ve ailesine tüm malvarlığını
vereceğini; fakat öldükten sonra açıklanan vasiyetinde bu konuda hiçbir madde
yer almadığını öğreniyoruz. Emily’nin aklında ise ikinci bir vasiyetin var
olduğu fikri dönüp dolanıyor; ama bunun nerede olduğu hakkında hiçbir fikri
bulunmuyor. Emily ise bize Josiah ile her konuşmasında kendine “time will tell”
sözünü söylediğini belirtiyor. Tam da bu esnada, Emily Nancy’e annesinden kalan
inci kolyeyi gösterirken alt katta, mutfakta bir patlama oluyor ve tüm ev
ahalisi aşağıya toplanıyor. Olay nihayete erdirildikten ve patlama sonucunda
alevler altında kalan mutfaktaki yangın söndürüldükten sonra Emily odasına
çıktığında inci kolyenin yerinde olmadığını görüyor. Asıl görevimiz ise bu
noktadan sonra başlıyor ve hem inci kolyenin nereye gittiğini, hem patlamanın
nedenini ve hem de ikinci bir vasiyetin bulunup bulunmadığı sorusunu
yanıtlamamız gerekiyor. Hatta tüm bunlar başlamadan evvel Emily bize her şeyi
öylece bırakıp eve gitmemizi bile öneriyor; ama bizim genç –ortada gizemli bir
olay varsa her şeyi araştırıp illa sırrı çözmesi gereken- dedektifimiz Nancy,
bunu elinin tersiyle itiyor ve çalışmalarına derhal başlıyor.

“…time will tell…”

Nancy Drew: Secret of the Old Clock, point&click ara yüzü ile birinci kişi
perspektifinden oynanan bir icon adventure oyunu. Nancy Drew serisinin bu son
oyunundaki hikâye, Nancy Drew öykülerinin de ilki aynı zamanda. Aynı anda üç
farklı davayı çözmeye çalıştığınızı farz edebilirsiniz; nitekim bunun yansıması
sonucunda oyundaki konunun derinliği çok fazla ve akıcılık, uzun süredir
görülmedik düzeyde yoğun. İlerledikçe hikâyenin tek düze veya çizgisel
olmadığını da anlıyorsunuz ve olayların gelişimini istediğiniz gibi
yönlendirebiliyorsunuz. Bu bakımdan az önce yukarıda saydığım Sherlock Holmes ve
Still Life’a kıyasla oldukça doyurucu ve, her ikisinin de tam aksine, bir şeyler
araştırıp bulduğunuzu size gerçekten de hissettiren bir yapım.

Oyunda çok sade ve günümüz oyunlarına kıyasla ayrıntısız bir arabirim ekranı
bulunuyor. Oyunu açtığınızda üst üste dizili kitaplardan oluşan bir ana mönü ile
karşılaşıyorsunuz. Ayarlar konusunda çok fazla bir seçenek sunmayan Secret of
the Old Clock’ta mönünün en üstündeki New Game seçeneği ile oyuna
başlayabiliyorsunuz. Bu noktadan sonra karşınıza iki farklı zorluk seçeneği ve
tutorial kısmı çıkıyor. Tutorial kısmında değişen fare işaretçilerinin ne anlama
geldiğini ve ekran üzerindeki hareketlerinizin nasıl gerçekleştirdiğinizi test
edebilirsiniz. İki farklı zorluk seçeneğinden ilki Senior, ikincisi ise Junior
olarak adlandırılmış. Senior seçeneği, isminden de anlayabileceğiniz üzere, zor
olanı. Zorluk olayının oyundaki karşılığını her an ekrana getirebileceğiniz
“yapılacaklar” listesinde ağırlıklı olarak görmeniz mümkün. Senior zorluk
düzeyinde burada “Ben bir senior dedektif olduğum için yapılacaklar listesine
ihtiyacım yok” yazısı ekrana gelirken, Junior seçeneğinde burada yapmanız
gereken şeylerin listesini görmeniz mümkün olabiliyor. Zorluk düzeyi
farklılığıyla bulmacalarda da karşılaşıyorsunuz. Örneğin; oyunun başlarında,
Lilac Inn’in yan tarafındaki mini golf bulmacasında Senior zorluk düzeyinde 21
ve altında bir skor gerçekleştirmeniz gerekirken, Junior zorlukta bu sayı 30’a
düşüyor.

Oyun içindeki arabirim ekranının fazlasıyla basite indirgendiğinden
bahsetmiştim. Gerçekten de, ekran ekran ilerlediğimiz oyunda, ekranın alt
kısmında üç farklı seçenek var. Bunlardan birinde cüzdanınızı, diğerinde
envanterinizi, en sonuncusunda ise journal ve yapılacaklar listesini
görebiliyorsunuz. Envanteriniz ekranın solunu, journal ise sağını resmen tamamen
kaplıyor. Zaten onlar açıkken başka bir yerle etkileşime de giremiyorsunuz.

Bir tık, bir tık daha…

Nancy Drew’de diyalogları kullanarak çözeceğiniz bulmacalar ağırlıklı olarak yer
alıyor. Hikâye neredeyse tamamıyla bu şekilde size anlatılıyor ve oyundaki
ilerleyişinizde diyalogların yeri çok büyük. Bu bakımdan oyunu oynamak için iyi
bir dil seviyesine ihtiyacınızın olduğunu söyleyebilirim. Oyunda bu tarz
bulmacalarda genellikle birden fazla seçenek oluyor ve konuştuğunuz kişi ile o
konu hakkında çok farklı bilgiler edinebiliyorsunuz. Üstelik diyalog
yelpazesinin genişliği, kendini, siz bir konuda konuşmanızı bitirdikten sonra
çok iyi bir biçimde gösteriyor. O an için konuşabileceğiniz üç farklı başlık
varsa, birini seçtiğinizde o seçtiğiniz konuda farklılaşan başlıkları
görüntüleyebiliyorsunuz ve o başlık son bulduğunda ekran başa dönmüyor; tam
tersine, karşınızdaki ile yaptığınız diyalog tamamen bitmiş oluyor. Her
Interactive’in bu konuda oyun içerisinde gerçekleştirdiği başarının bir
benzerini, Nancy Drew oyunları hariç, Microids’in Post Mortem’inde görmüştük ve
Post Mortem’in konu derinliği bunu çok iyi kullanmıştı. Devamı niteliğindeki
Still Life ise buna göstermelik olarak yer vermiş, oynanışındaki başarısızlık
Still Life’ı gerçekten de Post Mortem’in gölgesinde bırakmıştı.

Oyundaki hikâye ve bulmaca kalitesini grafik ve seslerde göremiyoruz ne yazık
ki. Her Interactive’in Nancy Drew’de uzun süredir kullandığı oyun motoru bu
oyunun hızını çok iyi şekilde karşılamaktan biraz geri. Nitekim oyun esnasında
bazı ürkütücü ortamlarda da bulunabiliyorsunuz. Böyle yerlerde sadece Nancy’nin
sesi bunu oluşturmakta yetersiz kalıyor; oyunun asıl oluşturmak istediği hava
istenilen verime ulaşamıyor. Fakat bir süre sonra oynanışa kendinizi
kaptırdığınız takdirde tüm bunlar önemini yitiriyor. Aynı şekilde
animasyonlardan da çok fazla bir şey beklememenizi öneririm. Sadece diyaloglar
sırasında kahramanlarımız ellerini kollarını hareket ettiriyorlar; bu da sadece
bununla sınırlı.

Mekânlar arasındaki ilerleyişiniz ise çok eğlenceli bir biçimde oyuna
aktarılmış. Buna göre siz, oyunun geçtiği Titusville kasabasında bir yerden
başka bir yere gitmek istediğinizde arabanızı kullanıyorsunuz. Arabanıza
bindiğinizde kasabanın tamamını tepeden görüyorsunuz ve klavyeyi kullanarak
sokaklardan ilerliyor, gitmeniz gereken yere geldiğinizde de arabanızı park edip
içeri giriyorsunuz. Sokaklardayken para kazanabilir, aracınıza benzin
doldurabilir, posta taşımacılığı yapabilirsiniz. Oyun içindeki bazı bulmacaları
bir miktar para ödeyerek çözebildiğiniz için para da kazanmalısınız. Bu yüzden
kasabadaki telgraf şirketine giderek çeşitli yerlere ulaştırılmak üzere postalar
alıyorsunuz, onları adrese teslim etmeniz suretinde her bir post başına 25 cent
kazanıyorsunuz. Arabanızın benzini bitebileceği için dikkatli olup ara sıra
depoyu doldurmalı, yollar bozuk olduğu için de tekerleğiniz yerinden fırladığı
zaman onu tamir etmelisiniz.

Adventure mü oynadık, yarış mı yaptık? Nedir yani?

Nancy Drew serisinin son oyunu Secret of the Old Clock oynanmayı ve bitirilmeyi
fazlasıyla hak eden bir oyun. Serinin oynanışına sadık kalan ve Nancy Drew’in
aynı adlı öyküsünden uyarlanan bu oyunda bir dedektiflik adventure’ü adına her
şeyi bulacaksınız. Grafik ve ses olarak çok fazla artı yönü olmamasına karşın
hikâye ve bulmacalarıyla bu eksiklerini kapatıyor; sonunda da çok iyi bir oyun
ortaya çıkartıyor. Nancy Drew’i hep günümüzde geçen bulmacaları çözmeye
çalışırken görmüştük; bu kez 1930’ların ortasında bir hikâyeyle bizi karşıladı
ve çok da iyi yaptı. Adventure oyunlarından hoşlanıyorsanız bu oyuna
bayılacaksınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu