Dinmek bilmeyen Half-Life fırtınası, yepyeni bir modifikasyon ile ömrünü
biraz daha uzatıyor. Half-Life için yüzlerce modifkasyon var, ancak Natural
Selection’ın tek bir özelliği bile onu diğer mod. lardan ayrı kılıyor. Birazdan
hakkında okuyacağınız modifikasyon, multiplayer oyunlara yeni bir boyut
getirecek…
Modifikasyonun adı Natural Selection, yani doğal seçim. Çoğumuz bu
kavramı fen derslerinde görmüşüzdür, ancak oyunun konusunun gördüğümüz bu
kavramla neredeyse hiç bir alakası yok. Action-Strategy türünde olan bu
modifikasyon uzaylıların ve insanların amansız savaşını konu alıyor. Hepiniz şu
an “iyi de neden FPS değil de Action-Strategy?” diyorsunuzdur. Bunun nedeni
oyunun aynı anda RTS + FPS türünde oynanması. Bu tür Half-Life mod. larında,
hatta diğer oyunlarda bir ilk sayılabilir. Oyunda iki adet takım var. Bunlar
Frontiersman (insanlar) ve Kharaa ırkı (uzaylılar). Oyunun konusuna göre Kharaa
ırkı uzun bir süredir kimi gezegenlerde ve uzay gemilerinde görülmektedir. Çok
çabuk yayılıyor olmaları ve karşılarına çıkan her canlıyı yok etmeleri
insanlarda paniğe sebep olmuştur. Bu duruma karşı koymak için pek fazla şansları
da yoktur. Güçlü silahlar ve bombalar kullanamazlar, çünkü Kharaa ırkının
bulunduğu bölgelerde aynı zamanda birçok masum insan yaşıyor. İşte burada
devreye Trans-System Authority (TSA, 37 adet devlet ve kimi kuruluşun
birşeymesiyle oluşan bir birlik) tek tek gemi ve gezegenleri dolaşıp Kharaa
ırkını def etmeye çalışıyor. Oyunun konusunu bu şekilde özetleyebiliriz. Bundan
başka milyon tane detay var. Ancak hepsini anlatacak yer yok 🙂 Daha detaylı
bilgi için oyunun manüelini okuyabilirsiniz.
Frontiersman’da bir kişi commander (kumandan) oluyor ve oyunu RTS şeklinde
oynuyor. RTS arayüzü daha önce Red Alert ya da Starcraft oynamış iseniz pek
yabancı gelmeyecektir. Geri kalanlar ise kumandanın emri altındaki askerleri
oynuyorlar. Frontiersman’de takım çalışması zafer için şart. Çünkü NS her
gördüğünüze ateş ettiğiniz bir modifiksayon değil. Herkes tek başına dolaşır ve
kumandanı dinlemezse oyunu kaybettiniz demektir. Kumandanın görevi askerlerine
görev vermek, binaları yerleştirmek ve askerlerini silahlandırmak olarak
sıralanabilir. Oyunda bir düzineye yakın bina çeşdi var ve her birinin ayrı
özelliği var. Kumandan, bu binaları ihtiyaç yerlerine göre seçip kuruyor. Ancak
bu binaların çalışabilmesi için askerlerin onları çalıştırması gerek. Ancak o
zaman bu binalar işlevlerini yerine getirebiliyor. Oyun başlangıçta bayağı
karışık gelecektir, yanlız alışınca inanın çok daha zevkli ve kolay bir hal
alıyor. Oyunda bir çok telsiz mesajı var, takım arkadaşlarınız ile bu şekilde
haberleşiyorsunuz.
Kharaa ise çok daha farklı. Bu ırkta kumandan yok ve bu yüzden hareketler, davranışlar tamamen serbest, düzensiz. Ayrıca haberleşmek gibi bir zorlukta yok, etrafınızda olup bitenlerden “Bacterium”
adında bir haberleşme sistemi ile haberdar oluyorsunuz. Takım arkadaşlarınızı da
her yerden görebiliyor, ne yapıp ne ettiklerini öğrenebiliyorsunuz. Bu özelliğe
de “Hive Sight” adı verilmiş. Uzaylılar “Hive” adı verilen organizmalar
sayesinde doğup yaşayabiliyorlar. Her haritada üç adet hive var, her birini
aldıkça yeni evrim türlerine, yeni saldırılara ve yeni özelliklere
kavuşuyorsunuz. Kharaa yaratıkları insanlardan çok daha zor kullanımlı, ancak
bir o kadar da güçlü. Duvarlara tırmanabiliyor, zehirli gaz püskürtebiliyor, ve
ısırabiliyorlar 🙂 O yüzden takım halinde dolaşmak gerçekten önemli.
Oyunda resource (kaynak) sistemi bulunuyor. Her iki takımında gelişmek için
resource’lara ihtiyacı var. Kharaa’da resource lar bireysel iken, insanlarda tüm
resource lar kumandanın elinde. Haritaların belli bölgelerinde “resource nozzle”
lar var. Bunların üzerlerine kurulan resource toplayıcılar, takımınıza resource
point ler kazandırıyor. Bunlarla yeni binalar üretebiliyor, yeni silahlar
alabiliyor ve yeni evrim türlerine dönüşebiliyorsunuz. En çok resource kaynağına
sahip olan takım genellikle çok daha gelişmiş oluyor ve oyunu kazanması
kolaylaşıyor.
Oyunda amaç, karşı takımdan eser bile bırakmamak. Yani karşı takımın tüm
binaları yıkılınca ve tüm oyuncuları ölünce oyunun galibi oluyorsunuz. Oyunda
takım seçimleri için menüler yerine “Ready Room”lar kullanılıyor. Oyuna buradan
başlıyorsunuz ve bir takıma girmek için o takımın kapısından geçiyorsunuz. Kimi
zaman karışıklıklar çıkarsa da gerçekten çok hoş bir sistem. Ayrıca oyunda
arkaplan müzikleri var. Oyunun atmosferine girmenize büyük ölçüde yardım
ediyorlar. Telsiz mesajları, uzaylı seslendirmeleri ve efektler çok güzel.
Grafikler ise olabileceğinin en iyisi. Anlayacağınız NS, her açıdan yüksek
potansiyele sahip bir modifikasyon.
Natural Selection, yanlızca multiplayer oynanıyor. Ayrıca sadece insan-uzaylı
savaşları var. Ancak ilerde insan-insan ve uzaylı-uzaylı savaşlarının olacağı
açıklandı. Oyunu şu an 300.000 kişi oynuyor ve yüzlerce sunucusu mevcut.
Ülkemizde ise 5 civarında sunucusu var. Oyun için şimdiden bot yapılmış, yani
tek başınıza evde oynamanız da mümkün. Daha önce söylediğim gibi oldukça karışık
bir modifikasyon, öğrenmeniz zaman alabilir. Ancak bir Half-Life ve Starcraft
hayranıysanız mutlaka görmeniz gerek.