Oyun Ön İncelemeleri

Need for Speed: Carbon

10 yıldır Need For Speed oynuyoruz, son üç yıldır da Need for Modifiye (??!).
EA’in Underground ile başlattığını söyleyebileceğimiz bu akımın epey uzun bir
süre daha karşımıza çıkacağını tahmin etmek güç değil. Biz umuyoruz; yapımcılar
da bizi bekletmiyor. E3 içerisinde gösterilmiş olmasına rağmen, geçtiğimiz
Haziran ayı sonu itibariyle resmi olarak serinin en yeni oyununun yapımda olduğu
teyit edilmiş oldu; oyunumuzun bu seferki adı Carbon. Ne kadar iyi, ne kadar
kötü? Most Wanted’i güya beğenmiştik, Carbon ne kadar orijinal olabilir ki?
Görelim…

Serinin bu son oyununun öncekilerden daha çok dikkat çeken noktası ilk planda
tabii ki ismi. Yapımcılara “Neden Carbon?” sorusu sorulduğunda, oyunun adını
Amerika’daki Carbon Vadisi’nden aldığını öğreniyoruz (Kurtlar değil… …Carbon).
Aslında burası, yani Carbon Vadisi denen bölge yer kuş uçmaz kervan geçmez bir
yer ve yarışçılar yarışçıların birbirlerine son sürat meydan okuyabilmeleri için
biçilmiş kaftan. Need for Speed evrenine aktarıldığında ise orijinalitesinden
bir şey kaybolmuyor ve senaryo ilerleyişi içerisinde çok farklı özellikler olaya
dahil oluyor. Carbon teması altında serinin bu son oyununda NFS literatürüne
daha önceden görmediğimiz ekip kurma, şehir içerisinde bölgeler ele geçirme ve
Most Wanted’dan çok daha farklı boss mücadeleleri ekleniyor.

Hızlıyım, Hızlısın, Hızlı…

Genel senaryo kısmı dahilinde, şimdilik çok fazla bir detay bulunmamasına
karşın, size yapılmış bir yanlışı düzeltmek için oyunda yer alan Palmont City’e
gidiyorsunuz. Oyunda canlandırdığımız kahraman Most Wanted dahilinde blacklist’e
girmeyi başarmış eski bir sürücü. Anlaşılan Palmont City sınırları içerisinde
olmadığınız zaman süresince bir zamanlar kralı olduğunuz bu topraklar başkaları
tarafından paylaşılmış. Görevinizse ekibinizi kurmak, aracınızı döşemek ve şehre
tekrar asıl patronun kim olduğunu göstermek.

Lafta bu kadar kulağa hoş gelen özelliklere derinlemesine bakıldığındaysa çok
detaylı bir oynanış ve üst düzey araç dinamiği kullanımıyla karşılaşıyoruz.
Ekibimizi çok çeşitli özelliklerine göre belirleme imkanına sahip olacağız.
Genel olarak üç farklı kategoride arkadaş seçme şansımız var. Bu kategoriler:
Scout, Drafter ve Blocker. Hepsinden kısaca bahsetmek gerekirse Scout olarak
adlandırılan grup hızlı bir şekilde en öne geçerek olası kestirme yollardan
ilerleyip bizim de oraları fark etmemizi sağlayacak. Drafter’lar önümüze geçip
bizimle paralel bir şekilde hızlanacaklar ve bizim daha da çabuk ivmelenmemiz
için uygun hava boşluğunu oluşturacaklar. Blocker ise adından da anlaşılacağı
üzere rakiplerimizin önüne geçerek onları yavaşlatan bir özelliğe sahip.Arkadaşlarınıza gerçekten de önem vermeniz gerekiyor (yoksa siz arkadaşlarınızı
sevmiyor musunuz?), zira sizin adınıza yarışları kazanma ihtimalleri var.
Rakibiniz ve onun arkadaşlarına karşı yarıştığınızda siz de yanınıza
dostlarınızı alabiliyorsunuz ve yanınızda yarışa başlayan sürücü birinci gelse
bile siz de birinci gelmiş sayılıyorsunuz. Bunun gibi oyun içerisinde
uygulayabileceğimiz pek çok taktik bulunacak ve böylesi komplike taktikler
geliştirmek için bunların tamamı da gerçekçi fizik kanunlarıyla beraber oyun
içerisinde yer alacak. İvme, hızımıza göre dönüş kabiliyeti ve aracın buna
verdiği gerçekçi tepkiler ve dahası Underground’dan bu yana olabileceğinin en
simüle edilmiş haliyle Carbon’da karşımızda olacak.

Bölgeleri ele geçirme hususunda ise Most Wanted’daki Blacklist ilerleyişine
benzer bir sunum söz konusu. Genel olarak GTA: San Andreas’daki savaş mantığına
dayandığını söylemek mümkün; yalnız burada yapmanız gereken şey tahmin
edeceğiniz üzere silah kuşanmak değil (hadi be?!). Kazanacağımız itibar
neticesinde, tıpkı Most Wanted’da olduğu gibi sıradaki bölgenin sahibiyle bir
tarafı uçurum olan virajı bol bir yolda iki aşamalı bir yarışa tutuşuyorsunuz.
Yarışın ilk kısmında kendinizi rakibinizi arkasından takip eder bir konumda
buluyorsunuz, ikinci round’da ise bu kez önde başlayan sizsiniz ve geçilmemeniz
gerekiyor. İki turu da galibiyetle bitirdiğiniz taktirde düelloyu kazanmış ve
sonucunda da bölgeyi ele geçirmiş oluyorsunuz. Fakat olay sadece yarışı birinci
bitirmekle alakalı değil. Böylesi ikili mücadelelerde arkada olan sürücü
öndekine yakın gitmesine bağlı olarak bir miktar puan kazanmaya başlıyor ve
öndeki sürücü arayı fazla açmadan evvel olabildiğince puan kazanmaya çalışıyor
(bir nevi Draft puanı). Arkadayken rakibe yakın durup puan kazanmak, öndeyken de
gaza yüklenip bir an evvel toz olmak birinci görevimiz olacak.

Hızlıyız, Hızlısınız, Hızlılar…

Yapımcılar düelloya arkada başlayan sürücü için alternatif bir kazanma şansı
daha tanımış. Yarışa arkada başlayan araç öndekini geçip 10 saniye boyunca
rakibini arkasında tuttuğu takdirde otomatik olarak yarışı kazanmış oluyor. İşin
görsel kısmında ise bu meydan okuma bölümünün gerçekleştiği yolun, az önce de
söylediğim gibi bir tarafı uçurum ve uçurumdan düşme ihtimaliniz var. Bol
dolambaçlı ve virajlı yollarda önünüzdekinin sahip olduğu üst düzey sürüş
yeteneklerine uygun olarak onu geçmeye çalışırken aynı zamanda da Carbon ile
gelecek böylesi tehlikelere ve gerçekçi araç dinamiklerine karşı da bir savaş
içerisinde olacaksınız; neticede NFS serisi belki de hiç olmadığı kadar zor bir
hal alacak.Underground’dan bu yana sürekli karşılaştığımız modifikasyon olayı çok daha
geliştirilmiş bir halde Carbon’da karşımıza çıkacak. Üstelik bu kez
sorumluluğumuz altında olan tek araç kendimizinki değil; artık ekibimizin
arabalarıyla da ilgilenmemiz gerek. Bu da işin diğer tarafından bakıldığında
harcanacak daha fazla para demek oluyor. Siz onların araçlarına bakım yapıp
parçalar taktığınız suretle onlar da size hizmet edecekler. Rakipleriniz de
sizinle paralel ilerleyen bir zorluk düzeyinde karşınıza çıkacaklar, fakat tam
anlamıyla üst düzey rakiplere karşılık vermek için uzun bir gelişim süreci
yaşamanız gerekecek. Oyun içerisindeki otomobiller de, tıpkı yarışçı
arkadaşlarımız gibi üç ana başlık içerisinde toplanmışlar. Bunlar Tuner, Muscle
ve Exotic. Tuner araçlar günlük trafik dahilinde karşımıza çıkan, donanımsal
olarak alt seviye ve yükseltilmeye uygun olan otomobiller. Muscle sınıfındakiler
ise 60’lar ve 70’lerde görmeye alıştığımız spor araçlar; Exotic ise fiyatları
milyon dolarlara ulaşabilen, yüzlerce beygirlik hız ve gösteriş canavarları (Most
Wanted’deki Lamborghini, McLaren tarzı araçlar). Her bir araç sınıfının kendine
özgü sürüş kabiliyetleri var; örneğin Muscle araçlar aşırı hızlı fakat kontrolü
zor, Exotic araçlar ise nispeten çabuk ve kontrolü daha kolay.

Araçların her bir parçasına ayrıca odaklandığımızdaysa NFS evrenine katılan yeni
bir özelliği, Autosculpt’u görüyoruz. Bu özellik bize aracımızdaki bütün
donanımsal parçalarla istediğimiz şekilde oynamamızı sağlıyor. Örnek vermek
gerekirse lastikleri istediğimiz şekilde düzenleyebileceğiz, jant kapaklarının
derinliği ve açısı gibi detaylarla oynamalarda bulunabileceğiz. Kaputta ise hava
giriş deliklerini ayarlayabileceğiz; yani mevcut tiplerin boyutlarıyla
oynamalarda bulunabileceğiz. Basit olarak düşünüldüğünde ise otomobildeki
modifiye kapsamında değiştirilebilecek bütün parçaların boyutlarında da
oynamalarda bulunma imkanımız olacak. Bu da önceki oyunlara kıyasla kesinlikle
en orijinal tasarımı oluşturmamızı sağlayacak diyebiliriz.

Hepsi yanlış! Hızlıyım, Hızlıyım, Hızlıyım…

Need for Speed Carbon’un nispeten yeni özelliklerle beraber karşımıza çıkacağını
söylemek mümkün. Most Wanted’ın kurduğu şehir yapısını koruyacak olan oyun, NFS
Underground 2’den sonra yok olan Drift’i de tekrar karşımıza çıkartmaya
hazırlanıyor. Tüm günümüz ve yeni nesil konsollar ile birlikte PC için de
hazırlanmakta olan Need for Speed Carbon’un piyasaya çıkış tarihi ise önceki üç
oyunun da piyasaya çıktığı ay olan Kasım olarak öngörülüyor. Carbon’un NFS’ye
neler katacağını ancak o zaman tam anlamıyla görebileceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu