Oyun İncelemeleri

Need for Speed

Bu hayatta hepimizin ilgi duyduğu birçok farklı alan vardır. Bu alanlardan birisinin de otomotiv sektörü olduğu aşikar. Kimimiz klasik araçları, kimimiz ise spor araçları severken; hepimizin bu konuda ortak sıkıntısı muhtemelen maddi durumdur. Hangimiz istemez, bizim de bir 1965 model Ford Mustang’imiz olsun ya da son model bir İtalyan harikası olan Lamborghini’ye binelim. Gerçek hayattan bir süreliğine ayrılmamıza ve kendi hayal dünyamızda yaşayarak bizleri sinir ve stresten uzaklaştıran video oyunları, otomotiv sektörü için de bu fırsatı bizlere sunmaya devam ediyor.

Bu tür yarış kategorisinde birçok yapımla başarılı bir şekilde kendisini gösterir iken; listenin kahramanlarından birisi de şüphesiz hepimizin en az bir kere de olsa deneyim ettiği Need for Speed serisidir. İlk olarak 1994 yılından The Need for Speed ismi ile karşımıza çıkan yapım, bulunduğu dönem içerisinde yarış türü oyunlar içerisinde kendisini kısa süre içerisinde göstermeyi başarmıştı. Kendi hayran kitlesini başarılı bir şekilde büyüten yapımdan üç yıl sonraysa hepimiz için bir efsane haline gelen Need for Speed II raflardaki yerini almıştı. İlk oyunun ardından büyük yenilikler ve daha detaylı araç modellemeleriyle karşımıza çıkan ikinci oyundan bir yıl sonra ise, polisleri de oyuna katan Need for Speed III: Hot Pursuit ile muhteşem bir üçlü ortaya çıkmıştı.

Temel üç oyun ile hayatımıza girmeyi başaran Need for Speed serisi, yaklaşık olarak 22 adet yapımı bünyesinde barındırırken; 2004 seriye katılan yeni oyunla altın çağını yaşamıştı. Bu hangi yapım mı? Tabi ki Need for Speed: Underground 2! Need for Speed serisi, Underground 2 ile ciddi anlamda hem hayran kitlesini ve hem de cirosunu başarılı bir şekilde arttırmayı başarmıştı. Bu başarının sırrı ise çok basitti: Biz oyuncuların istediği gibi bir deneyim sunmayı başarmak… Çıkışının ardından yaklaşık olarak 12 yıl geçmesine rağmen kendisini oynatmayı başaran Need for Speed: Underground 2, özgürlük kavramını birkez daha gündeme getirmeyi başarmış idi. Araçlar için sunulan modifiye yelpazesinin bu denli bir genişliğe sahip olması, bizleri en çok etkileyen unsur olmuştu. Düşününsene, hız göstergesinin modellenmesi ve renk seçimi dahi bizlerin elimizdeydi!

Need for Speed: Underground 2 yapıtının çıkışından bir yıl sonra ise Need for Speed: Most Wanted raflardaki yerini alarak, bizleri kendisine bağlamayı birkez daha başarmıştı. Need for Speed serisi hepimiz için kült bir hale dönüşürken; 2007 yılında piyasada yer alan Need for Speed: ProStreet ile seri çöküş dönemine girdi. ProStreet sonrasında piyasada yer alan Need for Speed yapıtlarını sadece oynadım demek için denedik ve birçoğunun sonunu bile getirmedik. Bununla birlikte her yıl mutlaka bir adet oyun ile karşımıza çıkan seri, kendisinden bizleri soğutmayı başarmıştı ta ki geçtiğimiz yıla kadar…

Need for Speed serisinin haklarına sahip olan ve yayımcılığını yapan Electronic Arts, yayınladığı görseller ile hepimizi heyecanlandırmayı başarmıştı. Seriyi iki yıllık dinlendirme sürecine bırakan ekip, bu görseller ile hepimizin aklına tek bir yapıtı aklına getirmişti: Underground 3… Bu dedikodulara ise firmadan kısa süre içerisinde “Bu sadece Need for Speed olacak.” açıklaması ile son verilmişti. Fakat, her ne kadar ismi sadece Need for Speed olarak piyasaya sürülecekse bile;  Underground temasının olacağı da kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıktı. Konsolun ardından PC platformu için raflardaki yerini alan Need for Speed, bizlere eski tadını verdi mi? Gelin, hep beraber yeni nesil Need for Speed’e yakından göz atalım.

İlk olarak senaryo kısmına değinmek istiyoruz. Aslında oyun içerisinde senaryo ve çevrim içi oyuncu gibi ayrılmış kategoriler yer almıyor. Need for Speed’e girdiğiniz anda başınızdan aşağıya soğuk sular dökülüyor. Yeni nesil oyun konsollarında olduğu gibi yapımı oynamanız için Electronic Arts’ın sağlamış olduğu sunuculara girmeniz gerekiyor. Bu da demek oluyor ki: Need for Speed’i internet olmadan oynayamazsınız! Her ne kadar bazı kesimler tarafından hoş bir durum olarak karşılansa da, ülkemizdeki internet sıkıntıları yüzünden pek mutlu olduğumuz söylenemez. Ayrıca, bu oyunu internet olmadan neden oynayamayalım? Kabul ediyoruz, bir nevi korsan oyunların önüne geçilmek isteniyor. Fakat bu tarz bir yöntemin oyunu orijinal olarak alanlara büyük zorluk çıkardığını da belirtelim. İnternet zorunluluğunun bulunması da yeni NFS için bir eksi puan olarak incelememize yansıyor. Ayrıca, devamlı sunucu tarafında olmamızdan dolayıdır ki oyun içerisinde durdurma seçeneğimiz yok. Menü kısmına dönsek dahi oyunun devam ettiğini belirtelim. Evet, gelelim sadece ismi senaryo olan Need for Speed’e…  Underground ile birlikte kendisini çok göstermese dahi küçük hikayeler halinde senaryolar da seride kendisine yer bulmuştu.

Yeni nesil Need for Speed’te de bu senaryo yer alırken; yenilik olarak ise gerçek hayattan alınan sahneler oyun esnasında sıkça yer alıyor. Aslında güzel bir yenilik olan bu sahnelerin eksi yanıysa, oyunculukların ciddi anlamda samimiyetten uzak ve amatör bir şekilde karşımıza çıkması oldu. Kadroda yer alan isimlere baktığımız zaman, çoğunun bize uzak olduğunu sadece bir ismin Game of Thrones’ta küçük bir rol aldığını görmekteyiz. Spike, Robyn, Manu ve Amy isminde dört kişilik küçük bir gruba katılarak başladığımız yapımda; ilk olarak bu isimler sayesinde yarışlara başlıyoruz. Yarışların ortasında dahi bu isimlerden gelen aramalar bazen can sıkıcı olabiliyor. Diyalogların da bu denli yavan olması da konuşmaların etkisiz olarak görünmesine neden oluyor. Zaten her aramada sadece “Gel, şurada yarış var; hadi buraya da gel yarış var.” gibi söylemler kullanılması, karakterlere karşı samimiyetsizlik oluşmasına zemin hazırlıyor.

Her bir karakterin ayrı ayrı yarış modlarıyla geçen senaryoda, oyun içerisinde yer alan kilit beş ismin dikkatini çekmeye çalışıyoruz. Bu isimler ve sahip olduğu ikonlar ise; Speed Icon: Magnus Walker, Style Icon: Ken Block, Build Icon: Nakai San, Crew Icon: Risky Devil ve Outlaw Icon: Morohoshi San olarak karşımıza çıkıyor. Peki, bu isimlerin dikkatlerini nasıl çekeceğiz? Her yarışın sonunda belirli tecrübe puanlarına sahip oluyoruz. Puanlama sisteminde ise bu ikonların yer aldığı sınıflar bulunuyor. Yarış içerisindeki durumumuza göre puan dağılımı yapılıyor ve bir süre sonra ise Spike, Robyn, Manu ve Amy dörtlüsü dışında sizlere arama gelerek daha üst düzey sokak yarışlarında rol alıyorsunuz.

Senaryo olarak bizleri pek tatmin etmeyen Need for Speed’in bu konu üzerinde biraz daha sıkı çalışması gerekiyor ki eğer oyunu denerseniz sizlerin de aynı düşünce üzerinde olacağınızı tahmin ediyoruz. Senaryo olarak canımızı sıkan bir diğer unsursa, senaryo içerisinde yer alan yarışların tekrar edilmiyor olması oldu. Eğer, sizin de her yarış içerisinde birinci olma gibi takıntınız varsa, bu duruma alışmanız uzun zaman alacaktır.
Gerek senaryo yarışlarında, gerek yan yarışlarda olsun yeni nesil oyunumuz da aynasızlar da unutulmuyor. Tabi, illegal yarış olur da polis olmaz mı?! Polis unsuru her ne kadar oyuna tat katsa da kullanılan yapay zekanın ve polislerdeki araçların halini gördüğümüz zaman tüm zevkimiz kaçtı. Oyuna başladığınız ilk zamanlar kaçmak biraz zor olsa da, ilerleyen zamanlarda bu işin çocuk oyuncağına döndüğünü fark edeceksiniz. Bu yüzden de polislere takılarak kolay bir şekilde tecrübe puanı ve oyun içi para kazanabilirsiniz.

Senaryo moduna kısa bir şekilde göz attıktan sonra ise çevrim içi etkinliklere geçelim. Biraz önce bahsettiğimiz gibi, sunucu üzerinde oynadığınız için devamlı diğer insanlar ile etkileşim halinde olacaksınız ki senaryo modu adı altında yarış yaparken dahi diğer oyuncular ile karşılaşmanız mümkün. Bu durum, NFS’ye gerçekçi bir tat verirken; senaryo yarışlarında diğer insanların kasıtlı olarak gelip size çarpması da sinir krizlerine sebep olabiliyor. Bununla birlikte, serinin bir önceki oyununda olduğu gibi diğer oyunculara ya da yapay zekalara karşı çeşitli meydan okumalarında bulunabiliyorsunuz. Bu meydan okumalarında ise; normal yarış, drift, zaman karşı gibi oyun modları sizleri bekliyor. Meydan okumaların yanında, sistem tarafından belirlenen çeşitli yarış aktivitelerini de arkadaşlarınız ya da sunucudaki diğer oyuncular ile gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca, toplamda 8 kişiye kadar destek veren crew sistemi ile arkadaşlarınız ile aynı sunucuda oyunu oynayabilir ve yarış sonlarında ekstra tecrübe puanı ve oyun içi para kazanabilirsiniz. Evet, oyun içi para demiş iken; hepinizin merak içerisinde beklediği o an geldi: Modifiye!

Need for Speed serisini ve özellikle Need for Speed: Underground 2’yi sevme nedenlerimizin arasında geniş modifiye yalpazesi büyük rol oynamıştı . Fakat, son yıllarda piyasada yer alan seriye ait oyunlarda bu yelpazenin küçülmesi, bizleri bir hayli mutsuz etmişti. Yeni nesil Need for Speed’le bu yelpaze eskisi gibi olmasa dahi yine hayli ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor. İlk olarak arabanın iç kısmından bahsedelim. Motor taraflı yapılan modifiyeler, ciddi anlamda hoşumuza gitti. Ayrıntılar ve bu ayrıntıların aracımıza kazandırdıklarını açık bir şekilde karşımıza çıkartan ekip, bu konuda iyi bir çalışmaya imza atmış. Motor geliştirmeleri ile birlikte, yarış türüne göre de motoru tasarlayabiliyoruz. Mesela, drift türünde bir yarış bizleri bekliyorsa frenleri biraz daha sıkılaştırıyoruz ve daha ince ayrıntılar üzerinde oynama yapabiliyoruz. Eğer, sizler de bizler gibi arabadan fazla anlamıyor ; oyun içerisinde yer alan drift ya da grip seçenekleri ile otomatik olarak yarışlara hazırlanabilirsiniz. Motor yönünden geliştirilen bu yenilik, oyun için artı olarak karşımıza çıkıyor.

Aracımızın dış kısmında yapacağımız modifiyeler ise biraz canımızı sıkıyor. Bunun nedeni ise, motor yönünden bu kadar geniş modifiye seçeneği sunulmasına karşın, dış tarafta bu yelpaze oldukça daralıyor. Dış tarafta kullanacağımız nesnelerin bazıları görevler sonucu belirli ücretler ile alınır iken; bazıları da oyun içerisinde yer alan pikap tarzı araçların yanında giderek “PgDn” tuşu etkileşimi ile ücretsiz bir şekilde sahip olabiliyoruz. Rüzgarlık, araç vücudu, jantlar ve araç renkleri dışında fazla bir değişim yapamadığımız dış modifiye bizleri hayal kırıklığına uğratıyor. Ah ahh nerede o eski Underground ruhu… Modifiye seçenekleri bunlar, fakat araçlar nerede? Tek bir garajımızın bulunduğu oyunda, maksimum beş adet araç alabiliyoruz. Tabi, aldığımız bu araçları beğenmezsek de piyasa değerinin bir hayli altında satış işlemini gerçekleştirebiliyoruz. 1965 model Ford Mustang’ten tutun da, 2015 model Lamborghini Huracán LP 610-4 araçları dahil olmak üzere yaklaşık 50 adet klasik ve spor tarzında araçlar sizleri bekliyor.

Evet, aracımız hazır; ne yapacağımızı da biliyoruz. Peki, nasıl bir şehir bizleri bekiyor? Ventura Bay isimli üç adacıktan oluşan şehrimiz, Need for Speed için yeter ibüyüklükte olduğunu söyleyebiliriz. Peki, bu şehirde kimse yok mu yahu? Tamam, Underground ruhu olarak illegal yarışlar olduğu için gece yarışıyoruz da bu şehirde gece hayatı yok mu? Sadece birkaç araç göreceğiniz  Ventura Bay, ölü bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca, değinmiş iken; oyun içerisinde her zaman gece hayatını yaşayacaksınız, sonuçta sokak yarışçısısınız! Arada bşr şafak sökmesine yakın bir aydınlık olsa dahi, o gece yakanızı bırakmayacaksınız ve kaygan yollarda direksiyon sallamaya devam edeceksiniz. Canımızı sıkan aslında sinirimize giden etkenlerden birisi de oyun içerisinde devamlı yağmur yağması oldu. Yağmur ile görsellik ve grafik şöleni yaşanıyor ama insan da bir süre sonra daralıyor. Yağmurdan dolayı da bir süre sonra uykumuzun geldiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Ghost Games tarafından Frostbite oyun motoru kullanılarak geliştirilen yapıt, bu bakımdan grafik olarak bizleri tatmin etmeyi başarıyor. Her ne kadar bizler deneyemesek dahi 4K çözünürlük seçeneğinin de oyuna dahil edilmesi, bu seçenek ile oyunu deneyim eden insanların bir hayli zevk alacağını tahmin ediyoruz ki, düşük ayarlarda oyunu test etmemize rağmen bu kadar zevk aldıysak; 4K seçeneklerde neler olur bilemeyiz. Şehir modellemesi ile birlikte araçların gerçek hayattaki modellemeleri ile aynı modellemeler içeren Need for Speed, bu konuda bizlerden tam not almayı başardı. Bu denli kaliteli grafiğin yanında kaliteli bir müzik içeren yapıt, bu sayede kendi atmosferine sizleri de kısa süre içerisinde bağlayacaktır. Bu temel taşlar ile birlikte oyun içi performansın güzel olması ve fps düşüşlerinin olmaması, oyunu ön plana çıkarmayı başardı. Özellikle yeni nesil oyunlarda yaşanan performans sorunları ve sunucu sorunlarının bu yapıtta olmamasının; Battlefield 4 sonrasında  Electronic Arts firmasının ders aldığını görmekteyiz. Umarız, diğer firmalarda artık sorunsuz bir şekilde karşımıza çıkmaya başlar.

Geçtiğimiz aylarda yeni nesil konsol platformlarında boy gösteren Need for Speed yapıtının bilgisayar platformu incelemesinde lafların çok uzatılmasına da gerek yok aslında ki yeni nesil konsol kullanıcıları yapıtı yaladı yuttu ve birçok bilgisayar kullanıcısu ise internetten oyunu çıkmadan oynamış kadar oldu. Her ne kadar ismi yalın olarak Need for Speed olsa da, Underground ruhunu taşıdığı da bir gerçektir. Eğer Need for Speed hayranı iseniz gönül rahatlığı ile oyunu kütüphanenize ekleyebilirsiniz. Fakat, bu tür oyunların çok düşkünü değil ama yeni nesil Need for Speed’i merak ediyorsanız, bir süre beklemenizi öneriyoruz ki fiyatının bir hayli tuzlu olduğu belirtelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu