Nether
Birçok insana korku oyunu dediğimde akıllarına gelen isimler her seferinde değişiyor. Kime göre, neye göre korku denildiğinde de aynı şey geçerli aslında. Şimdi durup dururken korkmazsınız öyle değil mi? Lütfen, size hayal gücünüzün sınırlarını sormuyorum. Kendi hayal dünyamız, bizi sınırsız bir evrenin içerisinde hapseder ve doğal olarak “korku” öğesi durup dururken oluşmaz. Hele ki şu aniden fırlayan yaratıklar yok mudur veya “pat!” diye bir kapının çarpılması vs. İşte bu tarz şeylerden birçoğumuz korkarız. Hadi ama, bir filme öylece dalıp gitseniz ve bu komedi filmi olsa dahi anlık refleksten ötürü, yerinizden zıplama psikolojisini yaşarsınız. Yok ben korkmam diyorsanız, önünüzde saygıyla eğiliyorum.
Gelelim bu yazının ilginç konusuna; Nether. Korkudan bahsedip, neden FPS türüne yöneldim birazdan anlayacaksınız. Nether, kıyamet sonrası kentsel bir dünyaya bizi davet ediyor ve online olarak diğer oyuncularla iletişim halinde olmamızı da sağlıyor. Her yer yıkılmış ve hayatta kalmak için de çok dikkatli olmak zorunda olduğumuz bir oyun. Yıkık dökük binaların arasından fırlayan yaratıklardan kurtulmak veya onları öldürmek zorundayız. (İşte bu noktada arada “o ses neydi?!” dediğimiz noktaya geliyoruz) Yemek ve içecek bulmak oldukça zor, bu yüzden yeri geliyor craft yeteneğimizi geliştirmek zorunda kalıyoruz. Ayrıca öldürdüğümüz yaratıkların üzerinden düşen deri ve organ parçalarını da toplayıp, başka malzemeler için kullanabiliyoruz. Bunların üzerine bazı kampları basabiliyor ve oradaki malzemeleri de çalabiliyoruz.
Nether’a ilk girişte, birkaç sunucunun olduğunu göreceksiniz. Herhangi bir sunucuyu seçip, size en yakın karakterlerden birini seçerek, kıyamet sonrası dünyaya adım atabiliyoruz. Dilersek bir asker olabiliyor, dilersek sadece kurtulmaya odaklı bir karakter seçebiliyoruz ancak her karakteri seçemeyeceğimiz zamanlar da mevcut. Belirli puan veya para kazancımız yoksa, her karaktere sahip olamıyoruz. Tavsiyem oyuna giriş yapar yapmaz, güvenli bölgede karakterinizi biraz tanımanız. Hatta birkaç alıştırma yaparak insanlarla muhabbet edebilir, onlardan da bilgi alabilirsiniz. Onların kabilelerine bile girebilir; isterseniz yağmalayan taraf olabilirsiniz, dilerseniz de sadece hayatta kalmaya çalışabilirsiniz.
Nether içerisinde eğlenceli diyebileceğimiz bazı içerikler de mevcut.
Creature mod bunlardan biri. Bir insan olmak yerine, yaratıklardan biri
oluyor ve diğer canlılara saldırabiliyorsunuz. Hesabımız level aldıkça,
yönettiğimiz karakterimize de belirli yetenekler gelebiliyor. Daha
başarılı atışlar yapabiliyor veya daya dayanıklı olabiliyoruz. Karakter
yaratma ekranında tüm yeteneklerimiz tek tek sıralanıyor ve bağlı
olduğumuz kabilelerinden de özel yetenekler ve deneyim puanları
alabiliyoruz. Ayrıca haritada hangi kabile, nereye sahip görebiliyoruz.
Kimi zaman o kabilemizin dışına çıkmak hayatımıza mâl olabiliyor.
eksik olan çok fazla şey var. Öncelikle Nether, aman aman mükemmel
grafiklere sahip değil. İnsanı geren ve aniden yüzümün ortasında beliren
yaratıkların dışında etkileyici fazla bir içerik yok. Kıyamet sonrası
dünyadan kurtulmak ve diğer oyuncularla sosyal bir bağ kurarak, onlarla
ilerlemek ve yeri gelince diğer oyuncuları da öldürmek, farklı bir
deneyim olabiliyor ancak bir yerden sonra insanı sıkan bir havası var.
Vuruş hissi yok denilecek kadar az ve kaplamalar son derece başarısız.
Yaratık modellemeleri tatmin edici değil ve oyun bu bağlamda fazla düz
görünüyor. Hoş, bu tarz eksiler gelecek ek paketlerle düzelebilir ancak
şu anki hali çok iç açıcı değil.
Post apokaliptik dünyanın, çoklu oyuncu moduyla bir araya gelmesi farklı bir deneyim. Gelecekte bug sorunlarını çözecek yamalar çıkartılırsa, oyunun geleceği yüksek ancak o zamana kadar rakipleri Nether’ı da tarihin tozlu sayfalarına sürebilir.