Neversong, Atmos Games ve SerenityForge tarafından istikrarlı ve azimli bir çalışma sonunda geliştirilen, bulmaca tabanlı olmasıyla birlikte ayrıca başarılı bir senaryo ile kurgulanan psikolojik bir macera oyunudur. 20 Mayıs 2020 tarihinde raflarda yerini alacak olan Neversong; Nintendo Switch, PlayStation 4, Xbox One, Microsoft Windows, Linux ve Mac OS gibi pek çok platformdan oynanabilecek.
Neversong İnceleme
İnsan hayatı boyunca korkularıyla yaşamak zorunda mıdır? Ya da onları kabullenip kendi lehine bir duruma çevirebilir mi? Neversong bu konuda oyuncuya pek fazla söz bırakmıyor. Gelin hep birlikte yapım hakkında biraz konuşalım.
Hepimiz bunca zaman büyüklerimizden en az bir kere “Ah ah önceden böyle miydi?” lafını duymuşuzdur. Hani şu klasik mahalleler. Herkesin birbirini yakından tanıdığı… Hikâyemiz tamda o mantık ile kurgulanan ve yapımdaki bütün karakterlerin az çok birbirini tanıdığı küçük bir köyde geçiyor.
Hey Wren! Orada mısın?
Çok sevdiğin ve değer verdiğin bir arkadaşın uğruna, büyük zorluklarla mücadele etmeyi göze alır mısın? “Once upon a coma” adıyla çıkışını gerçekleştirecekken Neversong ismine karar kılınan oyunumuzda, Peet adlı başrol karakterine hayat veriyoruz. Peet, diğer çocuklar tarafından hor görülen, hayal dünyasında bile fazlasıyla içine kapanık ve sıradan bir yaşam sürmekteyken hayatında çok önemli bir yere sahip olacak birisi çıkagelir. Wren.
Peet için yaşadığı onca şey hayatında vazgeçilmez bir hal almaya başlar. Ta ki en sevdiği arkadaşı Wren, Dr. Smile tarafından kaçırılana kadar. Kendine geldiğinde uzun bir süredir komada olduğunu öğrenen Peet, çok sevdiği Wren’i bulmak için bütün olumsuzluklara göğüs germek zorundadır. Peet’in aksiyon ve gerilim dolu macerasında ona eşlik etmek isteyeceksiniz.
Beyzbol sopası yine amacı dışında hizmet veriyor…
Peet’in, kâbuslar diyarına dalmadan hemen önce, kendine bir beyzbol sopası alarak ilk etapta idareten bir savunma aracı oluşturmasına yardımcı oluyoruz. Ayrıca yanımızda ışık saçan bir kuşumuzun olması, yaşanacak olası şeyler karşısında bize şiddetli derecede güven de veriyor. Başlangıçta her şey normal gibi görünse de ilerleyen zamanlarda baş belası örümcekler, hasta yetişkinler ve tabi ki olmazsa olmaz bölüm sonu canavarları ile kozlarımızı paylaşmak zorunda kalıyoruz. Bazı zamanlar sarmaşık yardımı ile sağa sola atlamamızda gerekebiliyor. Sanırım yapımda en başından bu yana tek canımı sıkan olay bu atlayıp zıplama muhabbetiydi. Atlayamadığınız zaman yeniden denemek için oraya ulaşmanız biraz zaman alıyor. Oyunun ilerleyişi ile birlikte yerine göre kullanabileceğimiz eşyalarda elde ediyoruz.
Son olarak teknik birkaç olaya gelelim. İndie bir oyun olduğundan ötürü grafik anlamında hayal kırıklığına uğramamak için pek fazla umutlu olmamakta fayda var. Ama yine de harika görsel detaylarıyla, klasmanındaki oyunlara nazaran üstün bir kaliteye sahip olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Mekanik anlamında ise hiçbir can sıkıcı olay yok. Vuruş efektlerinden dövüş mekaniklerine kadar hepsi birbirinden güzel ve keyifli. Küçük ama önemli bir detay ise oyunun açılış ekranında daha iyi bir deneyim elde etmek için oyun kolu ile oynamamız gerektiği uyarısı. Ben oyun kolu ile denemedim fakat eminim böyle bir uyarı düşüldüyse, Neversong verdiği hazzı ikiye katlama garantisini veriyordur. 🙂
Kısaca değinmek istediğim bir diğer şey müzikler. Bağımsız melodiler ve mekânların atmosferine ayak uyduran birçok parça sizi oyuna esir düşürüyor. Özellikle tüm müziklerin piyano ile oluşturulması, ara sıra hikâyenin gerginliğini üzerinizden atıp rahatlamanıza olanak tanımış. Muhtemelen bir nevi duygu karmaşasında boğulmanız da çok olası.
Son olarak Neversong’un, kesinlikle herkesin oynaması gereken bir oyun olduğu kanaatindeyim. Senaryosunun mini bir dizi havasında olması, müziklerin olay örgüsüne benzersiz bir hava katması ve en önemlisi canınız kadar sevdiğiniz bir insan için ortaya koyabileceğiniz her şeyi tüm çıplaklığıyla göstermeyi başaran muazzam bir yapım.