Oyun İncelemeleri

Ninja Gaiden 3 – X360

Ninja Gaiden 1 ve 2’den (NG) sonra Ryu’nun yeni macerasını sabırsızlıkla bekliyordum. Evet, zor bir seridir aslında Ninja Gaiden. Hatta Gamepad çatlattığına, kırdırdığına dair çeşitli efsaneleri bile vardır. Tomonobu Itagaki’nin firma ile yollarını ayırmasından sonra serinin kaderini merak ediyordum. Uzun zamandır videoları ve ekran görüntüleri ortalıkta dolanan üçüncü yapım piyasaya çıktı. Ryu’nun derinliklerine inen oyun nasılmış? Gelin en iyisi birlikte bakalım.

Boss arkası gene Boss!

NG3’ün konusundan kısaca bahsedersek; Ryu Hayabusa’ya Japon Savunma Kuvvetleri’nden görev gelir, Londra’ya giderek teröristlere engel olacak ve gizemli rakibiyle karşılaşacaktır. Tabii ki olaylar daha karmaşık hale gelir. Daha önce röportaj yaptığımız Team Ninja’nın patronu Yosuke Hayashi hikayeyle ilgili olarak şunları demişti, “Hikaye daha çok Ryu’nun karanlık tarafına vurgu yapacak, düştüğü şüpheler, içindeki insani duyguları ön plana çıkaracak. Yeni -Japon Karanlık Kahraman- konseptiyle beraber hikayeye çok önem veriyoruz.”

Hayashi’nin açıklamasında belirttiği gibi senaryo aslında temel olarak Ryu’yu ele alıyor ve asıl kısım burada yatıyor. Önceki oyunlara göre aslında kahramanın daha derinliklerine iniyoruz.

NG3, daha önce geçen sene şubat ayında gösterilen videosundaki gibi başlıyor ve oyunun ilk özelliklerinden biri de burada ortaya çıkıyor yani sinematik aksiyon sahneleri. X tuşuna basarak Ryu’nun kılıcını kurbanına sokmasını izliyoruz ki, aslında burada kurban durumunda olan biziz, zira onun gözlerinden görüyoruz olayı. Bu aksiyondan sonra Ryu maskesini çıkartıyor ve yüzünü de gösteriyor. Daha sonrasını ise oynayınca kendiniz görürsünüz, ama bundan sonra gelen sinematiklerle birlikte kendimizi Londra’daki ilk görevde buluyoruz.

Daha öncesi ve sonrası

Asıl gelelim Tomonobu Itagaki’nin yokluğunda oyunun mekaniğinin değiştiği kısımlara. Ultimate Technique daha değişmiş. NG2’de kılıç, ok/yay veya diğer silahlar olsun Y’ye basılı tutunca Ryu etrafında rüzgar oluşur ve kırmızı renge bürünürdü. Böylece Ultimate Technique’i aktif ederdik ve düşmanları biçerdik. Ama bu sefer durum farklı. Adam öldürdükçe Ryu’nun lanetli sağ kolu kırmızı renge bürünüyor ve böylece Ultimate Technique’i asıl olması gerektiği gibi birkaç hedef üstünde kullanabiliyoruz. Aynı şekilde eğer Y’ye basılı tutarsak, eskisi gibi kırmızı enerji dalgası Ryu’nun etrafını sarmıyor. Gene Ultimate’i yapıyor, ama daha az hasar veriyor ve eski oyundaki gibi etkili olmuyor. Bu yüzden lanetli kolun kırmızıya dönmesi gerekli.

Oyun açıkçası serinin eskilerini baz alırsak daha kolay. Hero, Normal ve Hard zorluk seviyeleri var. Ama NG2’nin Path of the Acolyte veya Path of the Warrior zorluk seviyelerindeki gibi, hatta ilk oyundaki sabır taşını kıran zorluk seviyesindeki gibi NG3’te zorlanmadım. Normal düşmanlar eskilerinde çıldırtabilirdi, ama bu oyunda kolaylar. Boss’lar biraz yetenek istiyor, ama onlarında işini görmek eskisine göre daha kolay. Bu kolaylık aslında birçok oyuncu için daha iyi, ama serinin o zorlu özünü ele alırsak kötü olmuş. Açıkçası önceki yapımlardaki derin aksiyon, yerini sığ bir mekaniğe bırakmış. Düşmanlarımız yine bol tutulmuş. Birçok düşman var. Zaten yapay zeka eksikliği genel olarak bolca düşmanla kapatılırdı NG’de. Yine aynı taktik var.

Ninpo kullanımı yine Y+B tuşlarına atanmış, ama biraz daha bir değişiklikle. Sağlık barının altında başka bir bar daha var. Bu bar adam öldürdükçe doluyor ve sonuna geldiğinde ateşten oluşan büyük ejderhayı ortaya çıkartıyoruz ve arenadaki adamları öldürüyor. Eski oyunda ise bar yerine içinde kırmızı küre parlayan yuvarlaklar vardı. Bunları harcıyorduk. NG3’te dövüşün kolaylaşmasıyla Ninpo ve Ultimate Technique’i biraz kısarak durumu dengelemeye çalışmışlar. Sol tetik tuşuna basınca Ryu kendini korumaya alıyor ve analogu nereye yönlendirirsek oraya hızlıca kayıyordu. Artık bu hareketle bazı engellerin altından kayarak geçip, ayrıca adamlara vurabiliyoruz. Böylece düşmanlarımız yere düşebiliyor.

Sağlık en başta gelir!

Sağlık barı aslında eski sisteme benziyor. Eskiden sağlık barında Ryu hasar aldıkça yeşil renk düşer ve onun yerini kırmızı alırdı, ama bunu sağlığı arttıran paketlerle veya ejderha statüleri ile düzeltebiliyorduk. Sağlık barının kapasitesini ise mavi küreleri kullanarak daha da arttırabiliyorduk. NG3’te normalde dolu ve uzun bir çizgi olan sağlık barı var. Ryu yara aldıkça sağlığı eksiliyor ve barın uzun kapasite çizgisi de kısalıyor. Ne yazık ki artık sağlığımızı arttıran paketler yok. Dövüş bittikten sonra enerjimiz doluyor ve çizgi biraz daha uzuyor. Ancak tam kapasitesine getirmek için, oyunu save etmek için de kullandığımız Falcon, yani doğan gerekli. Doğan ilk bölümde kolumuza konuyor, ama sonraki bölümlerde başka yere konmuş olarak karşımıza çıkıyor. Ortadan kalkan ejderha statüleriyle birlikte; silahları geliştirdiğimiz, sağlık paketi ve başka silahlar alabildiğimiz Muramasa dükkanları da yok. Hatta eskiden oklarımızın belli bir sayısı vardı, ama NG3’te bu da yok. Ryu çatır çatır okları atıyor.

Oyundaki yeniliklerden biri de Kunai Climb adı verilen, Kunai tırmanışı. “Kunai nedir?” sorusuna ufak bir açıklık da getirelim. Kunai, Ninjalar tarafından kullanılan bıçak gibi mızrak ucuna benzeyen bir silah. Kesici ve delici. Ryu, işte bu silahı kullanarak tırmanabiliyor. Tırmanmak için sağ ve sol tetik düğmelerine basıyoruz. Yapımın sinematik aksiyon sahneleri Quick Time Event’tan oluşuyor. Yani ekranda çıkan tuşa aynı anda basma özelliği. Birçok yerde de karşımıza çıkıyor. Dövüşlerde de bu duruma sıkça rastlayacaksınız. Ayrıca Ryu’nun sessiz gitmesi gereken yerler oluyor, burada kılıcını düşmanın sırtından sokup, göğsünden çıkartıyor.

Online arena Ninjaları!

Yapımda senaryo yanında, multiplayer özelliği de var. Shadows of the World adı verilen mod altında farklı başlıklar var. Ninja Trials’ta çeşitli Challenge’lar yer alıyor. Clan Battle diğer oyuncularla kapıştığımız online arena. Training ise antrenman yaptığımız kısım. Customize’dan sınırlı bir şekilde karakterimizin tipini değiştirebiliyoruz. Son olarak ise detayların yer aldığı Status kısmı var. Diğer iki ana başlık ise Ninja Records ve Ninja Cinema. Records kısmında toplamda oyundaki yaptığımız istatistikler yer alıyor. Ninja Cinema ise NG2’den bildiğimiz oynanışımızı gösteren video kısmı. Açıkçası multiplayer oyuna ayrı bir hava katmış ve oynanabilirliği daha arttırmış. Şahsen hoşuma gitti.

NG3 teknik olarak üst bir grafik sunamıyor. Ryu’nun modellemesi ayrıntılı, diğer ana karakterler de detaylı. Kadın modellemeler daha önceki NG’lerde olduğu gibi çekici hatlara sahipler. Ancak oyundaki kaplamalar ne yazık ki zamanın gerisinde seyrediyor. Animasyon olarak ise Ryu’ya yenilikler gelmiş. Kahramanımız yine oldukça hareketli ve yeni animasyonlarla, yeni hareketlerle birlikte daha hoş figürler ortaya çıkartıyor. Steel on Bone yani kemik üstüne çelik (Aslında kılıcın kendisi) diyebileceğimiz Slow Motion görsel sekanslar var. Bunlar biraz daha görselliği zenginleştiriyor.

Oyunun en büyük handikabı keskin kılıç darbeleriyle adamların uzuvlarının kopmaması. Kan gövdeyi götürüyor, ama kopan bir vücut parçası yok. Bu durum için Yosuke Hayashi bizlere gene şunu demişti, “İkinci oyun çıktığında oyunlarda bu durum modaydı, oyuncular istiyordu. Ama şimdi bir anlamı kalmadı, o eğilim gitti. Bu yüzden üçüncü oyunda bu kadar abartılı fiziksel şiddete girmedik. Yine de fark ettiğiniz üzere oynayanları tatmin edecek derecede görsel şiddet var.”

Ama şunu belirtmekte fayda var, açıkçası başka yerlerde oyuncular bu durumdan şikayet etmiş ve kopan uzuvların olması gerektiğini savunuyorlardı. Görsel yönden biraz gerilerde seyreden NG3 ses yönünden fena değil. Oyundaki seslendirmeler hoş yapılmış, dövüşlerde gaza getiren müzikler güzel. Ana menü müziği ayrıca hoşuma gitti. Ses efektleri de sonuç olarak işini görüyor.

Ninjanın son sınavı

Açıkçası Tomonobu Itagaki yokluğunda Ninja Gaiden 3, serinin yolundan sapmış ve başka bir yola girmiş. Evet, gene Ryu var gene bolca aksiyon var; ama serinin eski oyunları gibi değil. Aslında NG3, sanki yeni başlangıç oyunu gibi olmuş. Team Ninja bundan sonra yeni bir Ninja Gaiden yapar mı orasını bilemiyorum, ama açıkçası seriyi ya yeni yolunda götürmeleri lazım ya da eski haline yeniden koymaları lazım. Belki birçok oyuncuya böyle daha fazla ulaşıyorlar, ama bir şey özünü kaybederse o da artık eskisi gibi olamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu