One Piece: Unlimited World Red
Zenginlik, şöhret, güç. Bu dünyadaki her şeyi elde eden adam, Korsanlar Kralı Gol D. Roger. İdamı sırasında söylediği son sözleri insanları denize yönlendirdi. “Servetim ve hazinem mi? Eğer istiyorsanız, sizlere vereceğim. Arayın, hepsini o yerde bıraktım!” Dünya, bu kelimelerin ardından Korsanlar Çağı’na ayak basmıştır ve insanlar, Grand Line’a gidip One Piece isimli hazineyi elde etmek için canlarını dişlerine takmaktadır.
Tabii bu durum Dünya Hükümetinde büyük bir kaos ortamı yaratmıştır ve adaleti sağlamak Donanmaya yani Marine’e kalmıştır. Ne de olsa korsan dediklerimiz eli yüzü düzgün insanlar değil; hırsız, zorba ve ünlü hazineye ulaşabilmek için ellerinden gelen herşeyi yapabilecek düzeyde insanlardır. Artık dünyada yeni bir Korsanlar Kralı’na ihtiyaç yoktur ve denizciler, bunun olmaması için ellerinden geleni yaparlar.
İşte ana karakterimiz Monkey D. Luffy’de tam da bu anda hikayeye dahil olur. Kendisi bir şeytan meyvesi yemiş ve bunun sonucunda lastik adam olmuştur. Luffy’nin tek bir amacı vardır, o da doğal olarak One Piece’i ele geçirmek ve Korsanlar Kralı olmaktır. Tabii bu hiç de kolay bir şey değildir çünkü en azından bir gemiye ve beş, yedi bilemediniz on kişilik bir tayfaya ihtiyaç duymaktadır. Düşünsenize, denizlerin ve Korsanların Kralı olmak istiyorsunuz ancak yediğiniz şeytan meyvesi nedeniyle hükmedeceğiniz denizlerde yüzemiyorsunuz. Ne kadar ironik değil mi?
İşte One Piece, hayatımıza 1997 yılında bu şekilde girdi. Başladığı dönemlerde oldukça beğenilen seri, hız kesmeden devam etmekte hatta animenin 655. bölümünü büyük bir merakla beklemekteyiz. Tabii One Piece gibi büyük bir eserin, filmleri ve oyunlarının çıkması ise kaçınılmaz oldu. An itibariyle One Piece 12 farklı filme ve 36 oyuna sahiptir.
İşte One Piece oyunlarının son halkası One Piece Unlimited World Red ile Korsanlar Kralı olma maceramıza tam gaz devam ediyoruz.
One Piece Unlimited World Red, kabaca iki temel moda sahip. Bunlardan ilki olan Colosseum modu, animede güncel bölümlerde olanlara oldukça tanıdık gelecektir. Colosseum modunda kısaca kendimize bir karakter seçerek sırasıyla gelen düşman dalgalarını yok etmeye ve sıralamamızı yükseltmeye çalışıyoruz. Zamanınızın büyük bir çoğunluğunu geçireceğimiz hikaye modunda ise, Luff ve Hasır Şapka tayfasıyla amansız bir maceraya yelken açmaktayız.
Öncelikle Unlimited World Red’in seriden tamamen farklı bir hikayeyi konu aldığını belirtmem gerek. Hikayemiz, Korsanlar Kralı Gol D. Roger ve Whitebeard ile aynı dönemlerde yaşamış ancak onlar kadar üne kavuşamamış Patrick Redfield isimli korsanın, Impel Down hapishanesinin altıncı katmanından kaçışıyla başlamakta. Bunun ardından Luffy ve tayfası, karşımıza Pato isimli bir rakunu, arkadaşıyla buluşacağı Trans Town’a götürmekteyken çıkarlar. Tabii bu esnada olanlar olur, bilinmeyen bir şekilde tayfamız kaçırılır ve onları bulmak, Hasır Şapka tayfasının kaptanı Luffy’e düşer. Oyunda bulunan bölümler animeyi izleyenlere ve mangayı okuyanlara oldukça tanıdık gelebilir çünkü kaybolan yoldaşlarımızı bulmak için, tayfanın geçmişte olaylar çıkardığı mekanlara yolculuk ediyoruz. Örnek vermek gerekirse Punk Hazard’da Zoro’yu, Alabasta Krallığında ise Chopper ve Usopp’u buluyoruz.
One Piece Unlimited World Red, grafiksel açıdan anime tarzı diyebileceğimiz bir tarz yakalamış ve bunda bir nebze de olsa başarılı olabilmiş. Oyunda kullanabileceğimiz karakterler ve ana kötüler, oldukça iyi hazırlanmışlar. Özellikle oyunun yapımcısı Ganbarion Studios, Unlimited World Red’in animasyonları ve görsel efektleri için fazladan çalışmış ve bunlarda oldukça başarılı olmuş. Maalesef oyunda karakterlerin yapısı ne kadar iyiyse, çevredeki kaplamaların da o kadar kötü olduklarını belirtmem gerek. Oyun, kelimenin tam anlamıyla çevre detaylarından mahrum bırakılmış ve bu konular oldukça özensiz bir şekilde geçiştirilmiş. Son olarak yıllardır devam eden oyun boyunca aynı düşmanlarla savaşma sorununun, One Piece Unlimited World Red’te de olduğunu belirtmem gerek.
Sizlere oynanış bakımından One Piece Unlimited World Red’in türdeşlerinden neredeyse hiçbir farkının olmadığını söyleyeyim. Hatta oyun, kombo bakımından oldukça kısır bir döngü içerisinde. Konuyu açmam gerekirse x tuşuyla normal saldırılarımızı yapabiliyor, üçgen tuşuyla ise bu komboları çeşitlendiriyoruz. Bu arada karakterlerimiz HP ve SP isimli iki farklı bara sahip olduklarını belirteyim. Adından da anlaşılabileceği üzere HP barı bizim canımızı yansıtırken, SP barı dolduğunda, R1’e basarak karakterimizin özel saldırılarını görebiliyoruz. Bir de zıpladıktan sonra saldırı tuşu olan x’e bastığımızda farklı kombolar görebiliyoruz hepsi bu. Tamam, oyunda oldukça fazla karakter var ve hepsinin saldırı tarzları farklı ancak hikaye modunu sadece Hasır Şapka tayfasıyla oynadığınız için, bir süre sonra kombolardan oldukça sıkılır hale geliyorsunuz. Şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Naruto serisinin son oyunu Naruto Shippuden Ultimate Ninja Storm Generations, One Piece Unlimited World Red’e göre oldukça fazla kombo içeriyor.
One Piece’nin dövüş sistemi, ikiye ayrılmakta. Eğer karşımızdaki düşmanlar bir elin parmağını geçmiyorsa içinde bulunduğumuz haritada onları anında pataklayabiliyor, yok hayır büyük gruplar halinde geliyorlarsa içinde kasaba bir arenaya dönüşüyor ve arena, düşmanların hepsini dövdükten sonra eski haline dönüyor. Bu arada Unlimited serisine yeni eklenen ve günümüzün modası halini alan “zamanında bir tuşa bas ve düşmanın saldırısını engelle” sistemi, Unlimited World Red’e getirilmiş ancak keşke getirilmeseymiş. Öncelikli olarak sizlere bu sistemin neredeyse hiç çalışmadığını, çalıştığında ise kameranın sapıttığını belirteyim. Öyle bir durum içerisinde kalıyorsunuz ki, zaten kombolarınızı yarıda kesemediğiniz için, düşman size gerile gerile vursa da onun saldırısını engelleyemiyorsunuz ve bunun sonucunda yukarıda bahsettiğim büyük grubun arasında hallaş pamuğuna dönüyorsunuz. Bu sistemi kullanabilmek için düşmanın vurmasını beklemeli ve istenilen tuşa tam zamanında basmalısınız.
Ayrıca One Piece Unlimited World Red, içerisinde offline co-op modu da bulundurmakta ve eğer sizin de benim gibi kardeşiniz varsa, oldukça hoş ve keyifli dakikalar geçirebiliyorsunuz ancak co-op modu, oynarken bir türlü çözemediğim birtakım garip hatalara sahip. İlk olarak ikinci oyuncu, deyim yerinde ise oyun tarafından oldukça sevilip sayılıyor. Şaşırmış olabilirsiniz ancak gerçek durum bu çünkü düşmanların ikinci oyuncuya vuruşları, ona hiç ama hiç zarar vermiyor. Yani boss savaşlarında siz arkanıza yaslanın ve ikinci oyuncunun hiç zarar almadan oyunun zorlu boss’larını öldürmesine izin verin. Evet ikinci oyuncuyu bu kadar övmek yeter şimdi de biraz yerelim. Eğer ikinci oyuncu sizin önünüzde haldır haldır ilerliyorsa oyun anında duruyor ve ikinci oyuncuyu sizi beklemesi için uyarıyor. Dahası, eğer savaş sırasında öldüyseniz üzülmenize hiç gerek yok. Çünkü Unlimited World Red, ikinci oyuncuyu oyundan atıp, onun karakterini size veriyor. Nasıl ama, süper değil mi?
One Piece Unlimited World Red, yukarıda saydığım eksik yönlerine rağmen anime severlere ve özellikle One Piece severlere oldukça hitap etmekte. Oyunun ilk saatlerinde hikayeyi anlamamanız ve neler olup bittiğini anlamamanız gayet doğal çünkü oyunun hikayesi, özellikle Patrick Redfield’ın görünmesinden sonra oldukça ilgi çekici bir hal alıyor. Eğer siz de Korsanlar Kralı olmak istiyorsanız, bu macerayı oldukça seveceksiniz ancak “anime nedir, yenir mi?” diye soranlardansanız bu oyun size göre değil.