Operation Flashpoint: Dragon Rising
Oyuncular tarafından FPS türü yapımlara gösterilen ilginin bir hayli yüksek olduğu gerçek. Zevkli ve hızlı oynanış isteyenler için arcade tarzı FPS’ler gözdeyken; gerçekçilik üzerine kurulu ve adım atarken iki kere düşünmeyi gerektiren yapımları seven oyuncular için de simülasyon vazgeçilmezdir. Ünlü simülasyon Operation Flashpoint, Dragon Rising isimli yeni üyesiyle gerçekçilik üzerine kurulu bir deneyim sunmayı amaçlıyor ve bu kez oyunu Bohemia değil, Codemasters geliştiriyor. Çıkışına az bir süre kala Dragon Rising’in bize gönderilen deneme sürümünü oynama imkanına sahip olduk.
Hadi başlayalım
Haritayı seçip, takımımız ve envanterimiz hakkında kısa bilgileri gözden geçirdikten sonra, kendimizi devasa bir arazide buluyoruz. Gitmemiz gereken noktalar, bir simgeyle bize gösteriliyor. Aslında tepelerin ardında tüten bir duman görüyorsak, belli ki işler ters gidiyor ve ilgilenmemiz gereken nokta da orası. Yer aldığımız harita devasa olunca, hareket alanımız da olabildiğince geniş oluyor. Bu nedenle gitmemiz gereken yerlere daha hızlı varmak için bir araca binebiliyor veya Shift tuşuna basarak hızlı koşabiliyoruz. Fakat bu koşu zamanı, gerçek kapasiteyi göze alınca sanki biraz fazla olmuş. Onca silah, zırh ve ekipman taşıyan bir askerin bu kadar hızlı koşabilmesi çok zor. Oyun, henüz geliştirilme aşamasında olduğu için ufak tefek dengelemeler yapılacaktır.
Düşmanlarımızın hangi bölgede olduğunu öğrenebiliyoruz, ama tam olarak nerede olduklarını ilk etapta bilmiyoruz. Bu nedenle dikkatli hareket etmeliyiz, çünkü tek bir atışta bile ölebiliyoruz. Genellikle düşman mevzilerini tespit edebilmek için nerden ateş edildiğini en kısa sürede anlamalı ve ona göre adamlarımızı konumlandırmalıyız. İstediğimiz yerden saldırabilme olanağına sahip olduğumuza göre, belirleyeceğimiz taktiklerle de her defasında farklı çatışma sahneleriyle karşılaşabiliyoruz. Rakiplerimiz, pek yer değiştirmiyor. Onun yerine kontrollü bir şekilde ateş ediyor ve genellikle de isabet ettiriyorlar.
Benimle gelin
Yanımızda üç askerimiz var ve hepsi bizim emrimiz altında. Q tuşuna basarak ister saldırmalarını, istersek de koruma ateşi açmalarını isteyebiliyoruz. Eğer bir adamımız yaralandıysa sağlık görevlisini ona yönlendirebiliyor, eğer biz yaralandıysak da bize müdahale etmesini isteyebiliyoruz. Yapımda yer alan sağlık sistemi çok güzel. Nerenizden yaralandığınız ekranda belirtiliyor. Eğer kısa süre içerisinde sağlık görevlisini çağırıp yardım etmesini istemezseniz, ekran kararmaya başlıyor ve en sonunda ölüyorsunuz.
Genellikle düşmanların yer aldığı bölgelerde silah ve cephane sandıkları bulabiliyor, ayrıca öldürdüğümüz adamların üstünden E tuşuna basarak silah ve malzemeler alabiliyoruz. Oyun, aynı anda iki büyük, bir de küçük silah taşımamıza imkân tanıyor. Tüfeklerin atış modlarını da değiştirebiliyoruz. Tek atış veya çoklu mermi atışı gibi.
Dragon Rising’in animasyonları başarılı. Sürünme, bir engelin üzerinden atlama veya silahlarımızda mermi doldururkenki görüntüler çok hoş. Yapım, EGO isimli grafik motoruyla geliştirilmiş. Kaplamalar ve tasarımlardaki detaysızlıklar göze çok batıyor. Bir adam öldürdüğünüzde iç içe geçebiliyor, yok olabiliyor ve yok olduktan sonra tekrar geri gelebiliyor. Patlama ve fizik efektleri namına neredeyse hiçbir şey yok diyebiliriz. Far Cry 2 ve Crysis’te görüp de memnun kaldığımız “Yapraklar arasından sızan ışık efektleri” de Dragon Rising’de yer almıyor. Tabii ki büyük bir parantez açarak yine belirtmeliyiz ki, henüz tamamlanmamış bir oyun üzerine konuşuyoruz. Son aşamaya gelininceye kadar birçok hata üzerinde çalışmalar yapılıp düzeltilecektir. Ana menüde çalan müzik ve oyun esnasındaki sesler iyi olmuş. Sınıfının nadir örneklerinden olan Operation Flashpoint 2: Dragon Rising, Ekim’de raflarda olacak.