” Sevgili ademoğlu,
Oyun yapmaya başladığınızdan beri, bizi kestiniz, atalarımızı kestiniz, hiç mi hiç acımadınız, gözyaşımıza bakmadınız, hep “kötü hayvan” muamelesi gördük, öldürüldük, işkencelere maruz kaldık, katledikdik… Neden? Neden bize bunları yapıyorsunuz? Nedir sizden bu çektiğimiz, artık rahat bırakın yahu! Bir video oyununda da orkları, yoldaşlarımızı, öldürmeyin. Sevin, gözkulak olun, azıcık da olsa değer verin. Ben hala satırlarımda sizden “sevgili” diye bahsediyorum, lütfen bu ricamı dikkate alın. Artık video oyunlarında yem olmak istemiyoruz!
-Sevgilerimle, Ork Reisi”
Hoşgeldin, sefa getirdin
Orcs Must Die geçen senenin ekiminde çıkışını yapmış, kimsenin beklemediği bir şekilde büyük oyun sitelerinden ciddi puanları kapmıştı. Robot Entertainment aklını başına toplamış ve ilk oyunda eksik ne varsa ikinci oyunda kapatmaya çalışmış. Bu da Orcs Must Die! 2’nin ilk oyundan daha farklı bir yapıya sahip olmasını sağlamış. Daha farklı bir yapı dediğime bakmayın, yine ork öldürüyoruz!
Yepyeni içerikler
Oyuna eklenen yenilikleri tanıtarak başlayayım. Öncelikle ilk oyunla arasındaki en büyük fark, tabii ki de co-op desteğinin bulunması. Oyuna yeni eklenen Büyücü (Ssorceress) ile birlikte elimizde iki farklı karakter oluyor. Ve oyuna eklenen co-op desteğiyle birlikte Orcs Must Die! 2’yi iki kişi oynayabiliyoruz. Ama istersek co-op’u bir kenara bırakıp, hikaye modunu istediğimiz karakterle tek başımıza da oynayabiliyoruz.
Oyuna eklenen yaratık düşman sayısında da epey artış var. İlk oyundaki yakınılan olaylardan birisi de hep aynı orkları görüyor olmamızdı, Robot Entertainment bunu da düşünmüş ve oyuna yirmi farklı ork çeşidi koymuş. Aslında oyunda toplam on beş bölüm olduğu için yine çok fazla denemez ama ilk oyuna oranla iyileştirilmiş diyebiliriz.
Ee, o kadar yeni ork gelmiş, yeni tuzaklar, yeni silahlar, yeni aletler gelmeden olur mu? Olmaz tabii ki demiş Robot Entertainment ve Orcs Must Die! 2’ye ilk oyuna oranla belki de iki -üç kat fazla alet edevat koymuş. Fakat ilk oyunda olmayan bir şeyi çok iyi düşünmüş, ve oyuna eklemiş; yükseltme (Upgrade) sistemi.
Yükseltme sistemi sayesinde her bölümün sonunda kazandığımız ya da oyun içerisinde öldürdüğümüz bazı orklardan çıkan kafatasları (Skulls) ile tuzaklarımızı, silahlarımızı ve aletlerimizin seviyesini yükseltebiliyor, onları daha güçlü bir hale getirebiliyoruz. Bu da orkları haklamamızı bir o kadar kolaylaştırıyor. Örnek vermek gerekirse, ilk oyunu oynayanlar hatırlayacaktır elimizdeki cross-bow her şeyiyle otomatik olarak geliyordu. Bu oyunda “headshot” özelliğini kullanabilmek için onu yükseltmek gerekiyor
Yeni içeriklerin sonuncusu olarak bahsedeceğim Sonsuz Mod (Endless Mode) büyük ihtimal yazının başındaki mektubu pek takmayan, ork öldürmekten bıkmayan oyuncular için yapılmış. Çünkü bitmek bilmiyor, ork savaşçıları geldikçe geliyorlar. Dalgalar durmaksızın geliyor, insanı bir zaman sonra sıkan bu bölüme ancak yarım saat dayanabildim, ki normal bir bölümü bitirmek yirmi dakikamı falan alıyordu.
Kaslı’yla büyücü aynı safta
Büyücü ve Kaslı (ben ana karakterimize böyle sesleniyorum) farklı statülere sahipler. Örneğin Büyücünün canı Kaslı’dan daha azken, büyü gücü dediğimiz mavi bar’ı daha uzun. Bu da daha fazla büyü yapmasına olanak sağlıyor fakat Kaslı gibi gidip orkların arasına dalması ona ancak ölümü getiriyor. Farklılıklardan bahsetmişken bu iki karakterin tuzakları da birbirinden farklı. Örneğin Kaslı’nın tuzakları orkları daha çok fiziksel yönden avlıyor fakat Büyücü’nün tuzakları pek öyle değil. Daha güçlü ve sihirsel bir yapıları var. Mesela Kaslı yerden aniden fırlayan demir tuzağı kurarken, büyücü yere lavlardan oluşmuş bir tabaka kuruyor. Ya da Kaslı duvarlara otomatik ok atan tabakalar yerleştirirken, Büyücü zehir püskürten delikler koymayı tercih ediyor.
Oyundaki yeniliklerden başka bir tanesi de, silah ve tuzakların dışında olan ama bize orklara karşı savaşmamızda bir hayli yardımcı olan harita silahları. Nasıl yani? Şöyle anlatayım, mesela orkların geçtiği yolun üstünde bir tren rayı var ve oradan içi ateş dolu vagonlar geçiyor. Siz de onları orkların üzerine düşürmek için birkaç kere ateş ediyorsunuz. Ya da tavanda kapalı şekilde duran içi taşlarla dolu bir kafesi, bir silah darbesiyle açıp orkların kafasına taş yağmuru yağdırabiliyorsunuz.
Oyunun grafik ve seslerine neden değinmedi bu adam diyebilirsiniz ki haklısınız da, ama oyunun grafik ve seslerinde ilk oyundan pek fazla bir fark yok, hatta hiç fark yok. Grafik motoru aynı şekilde kullanılmış. Keza sesler de öyle. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim, ben Kaslı’nın ilk oyundaki dansını daha çok beğeniyordum, burada daha bir resmileşmiş, orada daha komikti.
Uzun lafın kısası Orcs Must Die! 2 ilk oyunun hayranlarının açlığını epey giderecek şekilde hazırlanmış. Ben ilk oyunun ahım şahım olduğunu düşünmesem de, eğlenceli olmadığını söylemek yalan olurdu. Alınmaya değer mi? Bu sıcak yaz günlerinde, can sıkıntısını gidermek amacıyla kesinlikle alınır. Bir de serinin hayranıysanız demeyin keyfinize!
Herkese iyi oyunlar!
