Outrun 2
Eski atari salonları müdavimlerinin akıllarına kazınan belli başlı bazı
oyunlar vardır. Bunların başında kuşkusuz Outrun gelir. Kırmızı bir Ferrari,
direksiyonda yakışıklı bir genç, yanında da sarı saçlı sevgilisi, son sürat
giderlerken yolların altını üstüne getirirler. Commodore 64’den bu yana, hemen
her oyun platformunda boy gösteren bu SEGA klasiği, dönemin önemli
konsollarından Sega Master System II ile Outrun’ı yıllarca sadece atari
salonlarında oynamaya alışan insanların daha sonra evlerine de taşıyabilmiş ve
bahsi geçen konsolun en önemli yarış oyunları arasına girmeyi başarmıştır.
Zaman belki de bu klasik oyunların en büyük düşmanı. Geçen yıllar Outrun’ın
pabucunu dama attıracak sayısız yarış oyununa ev sahipliği yaptı. Şimdi 3
boyutlu detaylı grafikli yarış oyunları, hatta ve hatta aracımızın vidasına
kadar kurcalayabildiğimiz modifiye temalı kapsamlı yarış oyunları standart hale
geldi. Ancak eskilerin o arcade havasını, sadece eğlence amaçlı dönülen
virajları günümüz oyuncularının da fark etmesini umarak SEGA, ünlü Outrun
oyununun ikincisini günümüzün önemli konsollarından Xbox için hazırladı.
Ününden, havasından ve oynanış tarzından hiç ödün vermeden yeniden oyuncuların
beğenisine sunulan Outrun 2, yepyeni araçlarla ve arcade kelimesini tam anlamı
ile yansıtan oyun yapısı ile yeniden karşımızda.
Arcade yarışın diğer adı; Outrun
Outrun oyununu bilmeyenler için kısa bir açıklama yapalım. Bildiğimiz yarış
oyunlarından farklı olarak, sadece zamana karşı yarışılan, her 60 saniyede bir
yol ayrımı ile farklı pistlere dönüşen, vereceğiniz karara göre yeni piste giden
hiç ara vermeden oyunun sonuna dek gaz pedalına basmayı sürdüreceğimiz yegâne
yarış oyunudur, Outrun. Yol ayrımı derken önemli bir noktaya da parmak basmak
gerek. Outrun’ın bir diğer özelliği ise yarış oyunlarında alışık olmadığımız
tarzda 5 farklı oyun sonu sunmasıdır. İşte bu yol ayrımları sonucunda
vereceğiniz karar ile oyunun beş farklı sonuna ulaşabiliriz. Kısaca mantığı bu
olan Outrun’ı tek kelime ile ifade edersek hiç ara vermeden tek seferde
yaşayacağımız hızlı bir yarış deneyimi diyebiliriz.
Gelelim yeni versiyondaki farklılıklara. Bir kere grafik ve ses gelişimlerini
bir kenara koyalım. Malum aradan 10-15 yıl gibi devrim niteliğinde yıllar geçti.
2 boyuttan 3 boyuta taşındı. Asıl farklılıklar oyun modları ve araç seçimlerinde
geliyor. Bilenler hatırlayacaktır. Outrun’da araç seçimi yoktur sadece kırmızı
bir Ferrari ile sürat yapmayı amaçlardık. Şimdi ise faklı araç seçeneklerine
kavuşuyoruz. Oyunun başında seçebileceğimiz araçlar sınırlı; Ferrari F50, 360
Spider, Dino 246 GTS ve 365 GTS/4 Daytona. Oyunları tamamladıkça kazanacağımız
diğer Ferrariler ise şu şekilde; 286 GTO, Testarossa, F40 ve Enzo Ferrari!
Oyun modlarına bakarsak; nihayet günümüz oyunları ile boy ölçüşebilecek
tarzda seçeneklerle karşılaşıyoruz. Ana menüde karşılaşacağımız üç seçenekten
ilki bildiğimiz arcade modu; zamana karşı yarışıp tek kalemde oyunu bitiriyoruz.
İkinci mod, Outrun Challenge. İşte bu mod oyunun tam anlamı ile değişimini
sağlıyor. Kendi içinde üç sınıfa daha ayrılan bu mod sayesinde; Outrun mission,
Party mission ve Outrun Race seçeneklerine kavuşuyoruz. Outrun mission’ı
seçtiğimizde klasik Outrun haritası çıkıyor. Bu harita üzerinde finiş noktasına
gidebilmek için sayısız yarış yapmamız bekleniyor. Bu yarışlar; zamana karşı
olanlar, diğer araçlarla birlikte olanlar, yanımızdaki kız arkadaşımızı
etkileyebilmek için patinaj yaptığımız bölümler ya da kız arkadaşımızın istediği
şeritten gidebilmek gibi pek çok oyun sunuyor. Outrun ismi için devrimsel bir
gelişme niteliği taşıyan bu Outrun mission modunun olağanüstü eğlenceli olduğunu
söyleyebilirim. Party mission ile 4 kişiye kadar bölünmüş ekranda
oynayabilirken, Outrun Race ile ister yapay zekâya karşı istersek de gerçek
oyunculara karşı yarışlar yapabiliyoruz.
Teknik detaylara inmenin vaktidir.
Aradan geçen yıllar, Outrun’ın güzelleşmesine, grafik seviyesinin yükselmesine
yardımcı olmuş. Ancak şu da bir gerçek ki ortaya çıkan grafikler, günümüz
oyunları ile boy ölçüşebilecek kalitede değil. Fazla detaylandırılmamış araçlar
göze kötü gözükmüyor ama etkileyici de gelmiyor. Yol dışındaki çevre tasarımları
ise; bana Need for Speed 2’yi anımsattı. Yolların 60 saniyede bir ayrılması
neticesinde yeni bölümlere geçtiğimizden sürekli değişen bölüm tasarımları oyuna
renk katıyor. Geçişler ise tıpkı eski oyunda olduğu gibi gök yüzünün ani renk
değiştirmesi ile oluyor. elbette şunu da unutmamak gerekir ki; Outrun 2 bir arcade oyunu. Dolayısıyla çok yükzek kaliteli grafikler beklemek mantıksız olacaktır. Ses konusunda pek fazla söylenecek söz yok. Araçların
motor ve lastik sesleri fena değil. Kız arkadaşımızın sürekli bize bağırıp çağırması, yarış sonlarında not vermesi haricinde çok fazla konuşma yok. Müziklere bakarsak, Outrun klasiği şarkıların aynı korunduğunu ve aynı tarzda bir iki şarkının eklendiğini görüyoruz.
Sonuç olarak eski Outrun’ı yadetmek için gerçekten bulunmaz bir nimet Outrun 2.
Oyun teknik açıdan büyük beklenti sunmasa da eğlenceli oynanışından hiçbir şey
kaybetmemiş. Özellikle Outrun mission bölümü defalarca oynanabilecek tarzda ve
çok eğlenceli. Eski Outrun günlerini yeniden yaşamak isteyenlerin ya da o
günleri hiç yaşamamış olanların mutlaka denemesi gereken bir yapım.