Valve’in en son ne zaman oyun çıkardığını hatırlayan vardır elbet. 2000’li yılların sonunda L4D2’nin satışa sunulması ile beraber halen oyun sekmesinde aktif bir yapımcı olarak biliniyordu. Counter Strike: Global Offensive ve Dota 2 popüler olmadan önce çocuğu gibi sevdiği Team Fortress 2, şu an beklenmedik bir şekilde yerlerde sürünüyor. Bu yazımda ise, Team Fortress 2 ve Overwatch’tan bahsedeceğim. İkisinin arasındaki benzerlikleri ve uzun süredir oynadığım Team Fortress 2’nin biraz da olsa hakkının yendiğinden de anlatmasam olmaz. Öncelikle Team Fortress 2’nin geçmişinden ve zamanında nasıl Valve’nin asıl para kaynağı olduğunu anlatacağım.
90’ların sonunda popülerleşen olan Quake ve Doom, yavaş yavaş küçük liglerde oynanmaya başlanmıştı. LAN partileri düzenleniyor ve fuarlar bile kuruluyordu. O zamanlar Valve’in Quake Engine üzerindeki modifikasyonu olan GoldSRC, Robin Walker’ın dikkatini çekmişti. Walker, daha çok sınıf odaklı bir FPS oyununu piyasaya getirmeyi planlıyordu. Sonucunda ortaya çıkan TFC (Team Fortress Classic), çoğu oyuncunun 1990’lı yıllarda Counter Strike’ın başka bir alternatifi olarak biliniyordu ve TFC, çevrimiçi oyun piyasasında Counter Strike kadar ün kazanmıştı. Çalışmalara devam eden Robin Walker, bir süre sonra Team Fortress: Brothers of Arms adlı bir yapım üzerinde çalışmaya başladı. Fakat Valve’in yeni motoru Source Engine, Half Life ve Portal gibi Valve’in önemli isimlerinde kullanılmaya başlandı ve Brothers of Arms projesi iptal oldu.
Yaklaşık 9 sene sonra Half Life 2: Episode 2 ile beraber satışa sunulan Team Fortress 2, eski TFC’ye sanki cila çekilmiş gibi duruyor ve yeni Source motorunda sorunsuzca çalışıyordu. Tabii markette bu kadar derin başka sınıf tabanlı oyun olmadığı için Team Fortress 2, sınıf tabanlı FPS oyunlarının dönüş noktası olarak da sayılıyordu. O zamanlar Valve’in yeni oyunu olduğu için çokça ilgi gören TF2, Valve tarafından sürekli güncelleniyor ve yeni içerik ekleniyordu. Hiç kimse 2 sene boyunca aynı silahlar ve içeriklerle oynamayı elbette istemez, bu yüzden Team Fortress 2, yaklaşık bir sene sonra yeni oyun modları, silahlar hatta yakın zamanda kendini iyice geliştirecek bir ekonominin ile doldurulmuştu.
İçinde bulunduğumuz sene 10. yaşına girecek olan Team Fortress, çoğu kişi tarafından ölü olarak tabir ediliyor, fakat günlük 70 bin oyuncusu ile halen Steam’in en popüler oyunlarından biri. Peki, Overwatch ne alaka diye sorabilirsiniz. Ona geçmeden önce Overwatch ve hikayesinden de bahsedeyim.
Blizzard, daha çok MMORPG ve RPG tarzı oyunlar üretiminde profesyonel olarak bilinen bir yapımcı. Özellikle Diablo, World of Warcraft, Heroes of the Storm ve Heartstone gibi yapımları ile oyuncu kitlesi bariz olarak büyük. İlk defa FPS türüne adım atan yapımcı, iyi bir iş çıkarmışa benziyor, ki Overwatch, satışa çıkmasından bir sene sonra halen ilgi gören bir yapım. Objektif olarak bakıldığında, Overwatch, raflarda yerini almadan önce tonlarca yapılan reklam kampanyaları ve Blizzard tarafından oyuncu kitlesine karşı tutulan davranışlar, hergün Overwatch ailesine her yaştan yeni oyuncular ekliyor.
Burada yalan yok, Blizzard’ın Overwatch’a karşı verdiği destek, ne yazık ki Valve’in Team Fortress 2’ye verdiği destekten bir hayli üstün. Şu sıralar Team Fortress 2 oyuncuları, yaklaşık 10 aydır söz verilen Pyro güncellemesini beklerken, Overwatch çalışanları sürekli oyun için yeni kahramanlar, haritalar ve birçok değişik içerik üretme çabasındalar. Evet, burada büyük bir efor harcandığını görebiliyoruz, fakat asıl bilinmeyen önemli nokta ise, aslında Team Fortress 2’nin halen bir şekilde Overwatch’dan daha üstün olması. Geçtiğimiz 10 sene içerisinde yaklaşık 5-6 oyun, “Team Fortress 2’yi öldürecek” adıyla çıkmıştı. Sonucunda ise belirtilen çoğu yapım Team Fortress’in popülerliğine yenik düşmüş ve piyasadan çekilmişti. Bunların arasında bir ara popüler olan Brink de mevcut. Aynı cümle Overwatch’ın satışa sunulmasına birkaç hafta kala da söylenmişti. Herkesin gözü, Overwatch’ın çıktığı gün Team Fortress’in kaybedeceği oyunculara çevirilmişti, fakat her şey ters tepti ve oyuncu sayısı beklendiğinden daha da fazla çıktı. Yani Team Fortress’ın kendine ait topluluğu, yapımı bir 10 sene daha götürebilecek durumda ve TF2’nin yaşama süresi halen bulunuyor.
Her ne kadar Overwatch her geçen gün kalitesini arttırıp üstüne daha da fazla oyuncu çekse de, yapım benim gözümde sadece düzenlenmiş Team Fortress 2 gibi görünmekten başka bir işe yaramıyor. İşte TF2’nin daha önce burada olduğunu ve her zaman bana göre en iyi yapımlardan biri olacağını birkaç nedeni.
Tecrübe (Skill Ceiling)
Geniş bir kavram olabilir, evet, ama Overwatch, Team Fortress 2’den bir hayli kolay. Özellikle kendi tecrübenizi konuşturduğunuz Team Fortress 2’de, kısayol tuşları bulunmuyor. En bariz örneklerinden biri Pharah’ın uçuş özelliği. Pharah, tek tuşla havada süzülürken, Team Fortress 2’deki Soldier RocketJump ile sahip olduğunuz roketatardan çıkan roket ile süzülüyor. Başta “Zor olmamalı” diyebilirsiniz, ama rocketjump mekaniğinin pogo, walljump, syncjump, c-tap gibi bir sürü farklı zıplamaları var ve bunları teker teker öğrenmeniz bir hayli zamanınızı alıyor. Her 9 sınıfın kendine ait öğrenilmesi gereken önemli strateji ve mekanikleri olduğunu da varsayarsak, bir sınıfta gelişmeniz yaklaşık 500 saatinizi alabilir. Şahsen 5200 saatim var ve halen bazı hareketleri yapmakta zorlanabiliyorum.
Kolaylık
Overwatch’a objektif olarak baktığımda bazen oyunun sizin için oynadığını hissediyorum arada bir. Özellikle Soldier 76’ın Aimlock tarzı özelliği ve Widowmaker/Ana gibi karakterlerin duvarlardan gösterme gibi özelliklerinin olması, oyunu bir hayli kolaylaştırıyor. Team Fortress 2’de geliştirdiğim sınıflardan başka, “gamesense” olayını da yıllar boyunca geliştirdim. Oyun sırasında neyin nereden geleceği veya sizin için nişan alan sınıflar olmadığı için çabuk davranmanız ve ona göre tepki vermeniz gerek. Overwatch’taki başka bir kolaylık ise Mercy’nin nerede olduğunu gösteren bir okun bulunması. İlk başta pratik ve kullanışlı diye yorumladığım olay, bir süre sonra ne kadar basite kaçıldığını anladım. Kendine can basan takım arkadaşının nerede olduğunu görmek, her şeyi kolaylaştırıyor ve kim tarafından ateş edildiğini kolayca anlayabiliyorsunuz. Fakat Team Fortress 2’de bu tamamen sizin sorumluluğunuzda ve bir gözünüzün Medic’inizde olması şart.
Oynanış Stilleri
Evet, 23 sayısı 9’dan büyük olabilir, fakat çabuk davranmayın. TF2yi oynama sürecinizde düşürdüğünüz eşyalar tamamen oynanışı değiştirebiliyor. Özellikle sahip olduğunuz değişik silahlar ve bunların kombinasyonları, asıl rolü defansif olan bir sınıfın tamamen saldırı duruma sokarken, saldırı sekmesinde olan bir sınıfı tamamen dafensif haline dönüştürüyor. Bunun en iyi örneklerinden biri Engineer. Sınıfın rolü sadece bir noktayı koruma odaklı olmasına rağmen oyun sırasında bulduğunuz Gunslinger adındaki eşya, sınıfın genel durumunu saldırı rolüne sokuyor. Yükseltilebilen Sentry Gun yerine sadece elinize minik bir Mini-Sentry geliyor ve bu saldırılarda sınıfı daha da kullanışlı hale getiriyor. “Eşyalara sahip olmak, yapımı tamamen Pay-2-Win haline getirmiyor mu?” diye sorabilirsiniz, fakat oyundaki bütün stok silahların en iyisi olduğu topluluk tarafından sürekli belirtiliyor. Elde ettiğiniz silahlar genellikle basit penaltılarla veya sınıfın bir önemli bir mekaniğini kapatacak özellikle bulunduruyor. Overwatch’ta ise, büyük ihtimalle bir kahramanın sahip olduğu oynanış stili veya metası aynı kalacak. Yeni silahlar eklemek yerine, yeni kahramanların oynanış metasına girmesi, sadece karakterlerin oynanış metasını değiştiriyor. Bu durum bir süre sonra ne yazık ki Overwatch’ı sürekli tekrarlayıcı bir duruma sokuyor.
Karakter Arka Planları
Yine öznel bir durum, fakat, Overwatch’ta bulunan karakterlerin kişilikleri ve arka planları genellikle sönük kalıyor. Karakter üzerine yapılan animasyonlar veya oyun içi alaylar genelde dikkat çekmiyor, veya “komik” olması gereken durumlar yapmacık gibi görünüyor. Overwatch sekmesine 2017 senesini de eklersek, arka planlar gittikçe günümüz konularına dönmeye başlıyor, yani orijianlliği görmek neredeyse imkansız. Halbuki, 2007’den 2012 senesine kadar çıkmış tüm fragmanlar ve 20 dakikalık özel filmler (End of the Line ve Expiration Date) genelde beklendiğinden daha fazla dikkat çekiyor ve basit kişiliklerin arkasında aslında aklı kaçık delilerin yattığını kolayca gösterebiliyordu.
Grafikler
Günümüzdeki “Grafikler ve oynanış kalitesi yapımı çok yüksekse tutar.” kavramı, çoğu eski oyunun unutulmasına neden oluyor. Özellikle yeni yapım olan Overwatch, harika grafikleri ve optimizasyonları ile üstüne daha fazla oyuncu çekebiliyor.Yalnız, eskilerde kalan ben, Overwatch oynanışı sürecinde ekranda nelerin döndüğünü anlamakta zorluk çekiyordum. Hatırlanması gereken 20’den fazla karakterin kendine ait görsel ipuçlarını aklında tutmaktan bahsedersek, HUD elementleri gitgide çoğalıyor ve kafanız karışıyor. Team Fortress 2’de ise, aklınızı karıştıracak pek bir şey bulunmuyor. HUD karışık değil ve karşılaştığınız düşmanlar uzaktan görünse bile ne olduğunu çıkarabilmeniz bir hayli kolay. Üstüne üstün, oyunda farklı şekillerde ölerek aslında asıl savaşın ne olduğunu görebiliyorsunuz. Parçalara ayrılmak, vaporize edilmek, yanarak ölmek, kanamak, sırtınıza geçirilen bir bıçak vehatta parçalara ayrılıp vaporize edilmek gibi kendine ait esprili ve daha çok gerçekçi durumlar mevcut.
Kozmetikler
Çevrimiçi oyunların vazgeçilmezi, kozmetik eşyalar, iki oyunda da mevcut. İkisinde de karakterlerinizi havalı yapmaya çalışmanız, tamamen beklendik bir durum. Fakat, Overwatch’ın burada küçük bir hatası bulunuyor. Sahip olduğunuz alternatif karakter kıyafetleri, her ne kadar kafa ve vücut vuruş yerleri değiştirmese de, kıyafetlerin farklı renkler ve şekillerde olması, başta hangi karaktere karşı savaştığınızı bazen unutturabiliyor. Özellikle “Yeni karakter mi getirmişler?” sorusu, “Ha, sadece farklı bir kozmetikmiş.” cevabı ile son buluyor. Asıl değindiğim nokta, eklenen kozmetiklerin hem karakterin asıl yapısını değiştirmemesi hem de aynı süreçte absürd görünmemesi çok önemli.
Açıkçası, Overwatch ilk çıktığında ilgimi çekmişti. Team Fortress 2 ile beraber oynanacak başka bir sınıf tabanlı oyun benim için fevkalade bir deneyim olabilirdi, fakat her gün izlediğim canlı yayınlar ve videolar, Overwatch hakkındaki düşüncelerimi bir hayli değiştirmişti. Oynayış sürecinde ise ilgimi çekmedi ve çok çabuk tekrarlamaya bağladı. Üzerinden 10 sene geçse de, ben halen TF2’yi halen büyük bir ilgi ile oynuyorum, her ne kadar Valve umursamasa da…
