Makale

Oynanması Gereken Macera Oyunları #8

Nostaljik macera oyunlarını konu alan Oynanması Gereken Macera Oyunları’nın son bölümünü finale yaraşır bir seri ile yapmaya karar verdim. Bu yüzden de kuralları biraz esneterek nostaljik değil de oynayan herkesin gönlünde taht kurmuş bir macera oyunu ile yapmayı uygun gördüm. İlk oyunu 2002 yılında ve devamı 2004 yılında çıkan bu eşsiz serüven, birçok macera oyunu tutkununun mutlaka en iyi ilk üç macera oyunlarından birisidir. Atmosferi, karakterleri ve çıktığı döneme göre harika arka plan grafikleri ile büyük küçük herkesin favori macera oyunu olan bu serinin adı tahmin edebileceğiniz üzere unutulmaz Syberia serisi.

Syberia serisinin yaratıcısı Belçikalı çizgi roman yazarı ve oyun geliştiricisi Benoit Sokal. Şüphesiz Syberia serisi ile asıl ününe kavuşan Sokal’ın ilk göz ağrısının adı Amerzone. 1999 yılında çıkan bu macera oyunu birinci şahıs bakış açısından (kısaca bildiğimiz FPS) oynanıyordu ve eşsiz atmosferi ile herkesin takdirini toplamıştı. Zaten üç yıl sonra da Syberia ve ondan iki sene sonra çıkan devam oyunu Syberia 2 ile Amerzone’un da üstüne katarak Benoit Sokal adeta macera oyunlarına yeni bir boyut kazandırdı. Benoit Sokal’ın imzası olmasa da başka ünlü macera oyunlarına sahip Fransız oyun yapımcısı Microids (en başarılı örneği Still Life) için o dönem işler yolunda gidiyordu diyebiliriz. Syberia serisinden sonra ise Benoit Sokal kendi oyun firması White Birds Productions’u birkaç arkadaşı ile kurmaya karar verdi ve Paradise (2006), Sinking Island (2007), Nikopol: Secrets of the Immortals (2008) adlı yapımları piyasaya sürdüler. Bu üç macera oyunu da fena yapımlar değildi ama bir şeyler de eksikti. Syberia oyunlarındaki o büyülü atmosfer, içine hapseden mekânları, o tat maalesef bu yapımlarda yer almıyordu. Akabinde duyurulan Aquarica adlı yapımın iptalinden sonra da White Birds Productions için işlerin iyi gitmediği çok geçmeden fark edildi ve birkaç Nintendo DS ile iPhone/iPad için çıkarılan yapım dışında yeni bir macera oyunu gelmedi. Derken 2011 yılında yapımcı şirket kepenkleri indirdiğini duyurdu. Peki, Benoit Sokal şimdi ne yapıyor? Buna yazımın sonunda değineceğim.

Benoit Sokal’ı bu denli üne kavuşturan, macera oyunlarının level atlamasını sağlayan Syberia’nın konusu neydi? Tüm macera Amerikalı Avukat Kate Walker’ın çalıştığı şirket tarafından Fransa’nın uzak bir köşesindeki küçük bir kasabaya gönderilmesi ile başlıyor. Kate’in buraya yollanma amacı oyuncak robotları (automaton) ile ünlü bir oyuncak fabrikasının devir işlemini sonuçlandırmaktır. Fabrikanın sahibi Anna Voralberg, robotlarına rağbet azaldığı ve fabrikanın mali durumu kötüleştiği için yüz yıllık şirketi devretme kararı almıştır. Kate, küçük kasabaya vardığında yakın bir zamanda Anna Voralberg’in vefat ettiğini öğrenir. Dolayısıyla devir işlemleri çıkmaza girer çünkü devir işleminin tamamlanması için Anna’nın imzası gerekmekteydi. Yapacak bir şey olmadığı için Amerika’ya geri dönmeye hazırlanan Kate’in planları Anna’nın bıraktığı son mektubu ile altüst olur. .Mektupta Anna’nın uzun yıllar önce ölmüş olduğu sanılan kardeşi Hans Voralberg’in Sibirya’da bir yerlerde yaşadığı yazmaktadır. Yani oyuncak fabrikasının varisi olarak yeni sahibi Hans’tır ve artık onun imzası gerekmektedir. Kate’in şirketi de masraftan kaçınmayarak Kate’i Hans’ın peşine düşmesi için görevlendirir. İlk olarak isteksizce bu yeni göreve, sonradan fark edeceği üzere yeni bir maceraya başlayan Kate, aslında hayatının yolculuğuna çıktığının farkına çok geçmeden varacaktır.

İki sene sonra çıkan Syberia 2’ ise ilk oyunun hemen sonrasını konu alıyordu. Kate, ilk oyundan arkadaş edindiği mekanik robot Oscar ile Hans’ı bulduktan sonra fabrikanın devri için ona gerekli evrakları imzalatmıştık. Fakat Kate evine, New York’a dönmeye niyetlenirken Hans’ı bulmak için yaşadığı eşsiz macera aklına gelir ve kısa sürede yaşadığı bu olaylarla kendisini New York’ta bekleyen hayatını mukayese eder. Çok geçmeden de Kate Walker hayatının en önemli kararını verir ve kendisini boğan New York’taki bürokratik hayatından vazgeçerek Hans’ın hayalini gerçekleştirmesine yardım etmeye karar verir. Kate’i de cezbeden bu hayal, Hans’ın dediğine göre Sibirya’nın derinliklerinde bir yerde yaşayan son mamutları bulmaktır. Ve Syberia 2 ile beraber zorlu ama ilk oyunu aratmayacak derecede büyülü yeni bir maceraya Kate, arkadaşları Oscar ve Hans ile yelken açmıştı.

Syberia serisinin ilk bakışta öyle ahım şahım bir hikâye sunmadığının ben de farkındayım. Lakin bu macerayı eşsiz kılan, atmosferine kapılmanızı sağlayan etkenler barındırdığı detaylar. Senaryonun barındırdığı küçük sürprizler, başka oyunlarda göremeyeceğiniz eşsiz mekânlar, sevimli karakterler, çözmesi zevkli bulmacalar, şahane grafikler gibi etkenler bir araya gelip doğru bir şekilde harmanlanınca bir bakmışsınız karşınıza hayatınızın macerası çıkıvermiş. Anlatmaya çalıştığım Syberia serisi sadece bir yönü ile değil tüm yönleri ile dört dörtlük bir yapım. Elbette en çok öne çıkan şüphesiz hikâyenin akışı. Dediğim gibi ilk bakışta senaryo fazla bir şey sunmuyormuş gibi gelebilir ama yaşanan gelişmeler, yaşattığı duygu dolu anlar (özellikle Syberia 2’nin sonlarına doğru Oscar’lı sahne unutulmaz) bu yapımı farklı kılmaya yetiyor. Tabi bir macera oyunu olduğu için oyundan yüzde yüz zevk almak için olayları da anlamak şart. Bahsettiğim nokta diyaloglar. Diyalogları anlayamazsanız hikâyeyi de kaçırırsınız, bulmacalarda da zorluk çekebilirsiniz. Lakin hala var mıdır bilmiyorum ama bir zamanlar hem Syberia hem de Syberia 2 için nette Türkçe yama bulmak mümkündü.

Serinin en can alıcı noktalarından birisi de grafikleriydi. 2000’li yılların başında çıkan iki yapımda da eşsiz arka plan grafikleri göz dolduruyordu. Suyun ilerleyiş şeklinden gökyüzünde uçan kuşlara kadar Syberia oyunlarındaki mekânlar adeta canlı gibiydi. Günümüzde elbette eskisi gibi göze harikulade gelmeyebilir ama Syberia’ları zamanında, yani çıktığı yıllarda oynayan birisi olarak adeta ağzımın suyunun aktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Eh, gezilecek birçok mekân olunca da o dönem gözlerim resmen bayram etmişti.

Kate Walker’ın masalsı macerası diğer yazılarımda bahsettiğim nostaljik macera oyunları gibi her macera oyunu severin muhakkak oynaması gereken bir seri. Hatta mutlaka oynaması gereken bir seri çünkü şimdi bile Syberia dediğimde içimde bir şeylerin düğümlendiğini hissedebiliyorum. Bu arada, Benoit Sokal şimdi ne yapıyor demiştim. Gerçi bilen çoktan biliyordur ama bilmeyen Syberia hayranlarına müjdeyi verebilirim. Sokal tekrar Microids ile bir araya geldi ve Syberia 3 üzerinde aşağı yukarı bir senedir çalışıyorlar. Henüz net bir çıkış tarihi yok ama üçüncü yapımın 2015’te çıkacağı tahmin ediliyor. İlk iki oyundaki havayı yakalar mı bilemeyiz ama benim gibi birçok hayranı da heyecanlandırdığı kesin.

Oynanması Gereken Macera Oyunları yazı dizimi en sevdiğim macera oyunlarından birisi ile sonlandırmaktan mutluluk duyuyorum. Başka yazı dizileri ile görüşene deyin kendinize iyi bakın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu