Oyun Akademisi #45
Geçtiğimiz hafta sonu “oyun” kelimesi nezdinde, Türkiye’nin en önemli etkinliklerinden biri gerçekleşti: Amber Sanat ve Teknoloji Festivali.
Amber Sanat ve Teknoloji kapsamında, gerçekten “oyun” kelimesinin genişliğince, çoğu şey konuşuldu, tartışıldı, pek çok etkinlik düzenlendi. Bunların 10 Kasım’da düzenlenen Oyun Sempozyumu kısmında Merlin’in Kazanı’nı temsilen ben de gittim ve gerçekten şunu söyleyebilirim ki, Türkiye’de oyun konusuna ciddi anlamda kafa yoruluyor.
14:00’da başlayan sempozyum, Tasarım Atölyesi Kadıköy’de dört adet panele ev sahipliği yaptı. Bu panellerden biri “Oyun Çalışmaları 101” ismi ile, Altuğ Işığan’ın moderatörlüğünde, Tonguç Sezen, Diğdem Sezen, Kerem Demirbaş, Fasih Sayın ve Barbaros Bostan katılımıyla gerçekleşti.
15:15’te ise “Bir Oyun Geliştiricisinin Dünyalı Olarak Portresi” paneli, oyun geliştiricileri tarafından oldukça ilginç anılara ve hikayelere gebeydi. Oyun geliştiren insanın günlük yaşamında karşılaştıkları ekseninde gerçekleşen panelde Yılmaz Kıymaz moderatörlüğünde Madbyte’tan Özgür Soner, Fevzi Altuncu, Galata Labs’den Barış Yaman, Duello Games’den Benan Arıgil ve Nowhere Studios’tan Orçun Nişli katılım gösterdi.
16:45, benim için önemli bir saatti çünkü Merlin’in Kazanı’nı temsilen katıldığım “Oyun Üzerine Yazmak” konulu panel vardı. Bu panelde Level’dan Fırat Akyıldız, Oyungezer’den Tuğbek Ölek ve kendisini Merlin’in Kazanı’ndan tanıdığınız ama o gün Fareler Oyunda’yı temsilen giden Yiğitcan Erdoğan vardı. Türk oyun basınının dünya oyun basını ile farkları tartışılırken, okuyucu – yazar ilişkileri ve yazarların süreçleri konuşuldu. Türkiye’de bir oyun sektöründen önce bir oyun dergisi kültürü oluşumu, üzerinde durulan konulardandı. Bir yandan oyun yazarlığının geçmişine değinilirken, diğer yandan yeni formatlar, oyun yazarlığının nereye gittiği ve değişim gösterilmesi gereken yerler vurgulandı.
18:00, panelin en uzun ve belki de en gündemde olan konularından birini irdeleyen GeziJAM paneli vardı. Ahmet Ali Batı ve Ezgi Keskinsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, sırasıyla Tayyoland, Occupy Gezi, Diren Teyze, Resist Map ve Şebeke Projesi’nin yapımcıları, Orçun Nişli, Kemal Akay, Efe Alaçamlı, Engin Ünsal, Sercan Altun, Gülesin Nemutlu ve Bülent Somay katılım gösterdi.
Gezi Parkı eylemleri dahilinde kendilerini ifade etmek isteyen oyun yapımcılarının nedenlerinin ve nasıllarının konuşulduğu, oldukça keskin eksenlerin tartışıldığı panelde, oyun yapımcısının, kendisini ifade etmek için oyunu bir aktarım aracı olarak kullanışı üzerinde durulurken, her yapımcı kendi hikayesini anlatarak, kısa zamanda mesajı olan oyunlar yapmanın süreçlerini anlattı.
Şüphesiz sempozyumun bütün katılımcılarının dünya görüşleri, dertleri ve sıkıntıları, kullandıkları medyum olarak oyun çerçevesinde dolaşıyor gibi gözükse bile, bundan çok daha fazlası, çok daha evrenseliydi.
Tabii Oyun Sempozyumu, çok daha büyük bir etkinlik olan Amber’in bir kısmıydı. Amber Sanat ve Teknoloji Festivali, sadece oyunların değil, “yaşadığımız çevreyi, şehirleri ve doğayı doğrudan değiştiren ve dönüştüren eminent teknolojileri, bu öteki pozisyonundan hareketle katılımcı ve paylaşımcı açık bir sisteme dönüştürebilecek kavramsal bir sanat, yaratıcı bir tasarım, eleştirel bir mühendislik ve etkileşimli bir iletişim nasıl şekillenebilir?” sorusunun genelinde dolaşan teknolojiler/ formlar ile ilgili bir etkinlikti.
12 Ayrı mekan ile İstanbul’un çevresine yayılan etkinlik, çok farklı yapılarla karşımıza çıktı. 1 Kasım itibariyle Akbank Sanat Beyoğlu, Salt Galata, Depo, MSGSU Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Tasarım Atölyesi Kadıköy,PASAJist, Roxy, Kasa Galeri, Dimitrie Cantemir Roman Kültür Merkezi ve Beşiktaş Meydan gibi mekanlarda, farklı dokuları ile hayatın pek çok alanına dokunuyordu. Bu bağlamda Amber kapsamında Atölyeler, Performanslar, Paneller, Söyleşiler, Öğrenci İşleri ve çok daha fazlası bizleri izleyici konumundan çıkartıp bizlerle bağlantıya girmekten kaçınmadı.
Umarım hem şehrin kalbini hem de günümüzle geleceğin ilişkisini insanla buluşturan, oyun kavramını ve bu kavramın çevresinde gelişen irili ufaklı ideleri bizlere farklı algılarla sunan bu tarz etkinlikler devam eder ve bizlere bu şekilde farklı tartışma platformları sunar.