Oyun yapımcılarının bir araya geldiği, Game Developers Conference’da ortak bir kanı oluştu: “Oyunların reklamını doğru biçimde yapmak, en az oyunu üretmek kadar önemli.”
Doğru reklam teknikleri, oyunun pazarlama aşaması ve halkla ilişkilerdeki doğru hamleler, oyunun iyi ya da kötülüğünden bağımsız olarak belli bir başarıyı yakalanmasında önemli rol oynuyor. Özellikle 2014 yılında çıkan ve doğru pazarlama hamleleri ile olması gerektriğinden daha fazla başarı elde eden oyunların varlığı da bu fikri destekliyor.
Yapımcıların bir kısmı iyi oyunun her şekilde çok satacağını düşünürken, yayıncılar ise pazarlama tekniklerinin satış rakamlarını ciddi ölçüde etkilediği üzerinde duruyor.
Şu aralar üzerinde çok konuşulan Destiny ise bahsedilen konuya çok uygun bir örnek. Yapımcılar, oyunlarının ne sunacağını az çok bilse de doğru pazarlama teknikleri ile aylar boyu süren bir reklam kampanyasının ardından, oyun için harcanan 500 milyon dolar gibi astronomik bedel, sadece ön siparişler ile firmaya geri dönmüştü. İnceleme puanlarının ya da otoritelerin beğenip beğenmemesinin kazanılan parada hiç etkili olmadığına resmen şahit olmuştuk.
Geleneksel oyunculuğun yavaş yavaş gözardı edilip, popüler kültürün beklentisi yönünde oyunların geliştirilmesi bundan sonra muhtemel gözüküyor. Firmalar bugüne kadar harcadıkları paranın çok büyük kısmını oyunun geliştirilmesine ayırırken, bundan sonra reklama daha fazla bütçe ayrılacağı konuşuluyor. Ceplerini daha fazla düşünen oyun şirketlerinin artması biz oyuncular için pek de iyi bir haber değil.
