Oyun İncelemeleri

Pacific Fighters

İkinci Dünya Savaşı gerek nedenleri gerek gelişimi ve gerekse sonuçları itibarıyla her açıdan incelenebilecek insanlık tarihinin en utanç verici olaylarından biridir. Kitle imha silahlarının büyük ölçüde insanlık aleyhine kullanıldığı bu dönemde “savaş sanatı” adında yeni bir tabir geliştirildi. Orduların karadan, denizden ve havadan geliştirdiği stratejiler bunlara uygun teknolojiler, tarihi etkileyecek hamlelerin en sık görüldüğü dönemlerden biridir İkinci Dünya Savaşı. 

“İstikbal Göklerdedir”

Pacific Fighters, bu dönemde gerçekleşen olaylardan etkilenerek hazırlanmış bir uçak simülasyonu. Kurgunun pasifik dolaylarında gerçekleşmesinden dolayı elbette Pearl Harbour saldırısı, Hiroşima ve Nagasaki bombalamaları oyunun konuları arasında. 

Oyunda Australia, Japonya, İngiltere veya Amerika adına savaşabiliyoruz. Bu dört ülkenin seçilebiliyor olması uzun süreli bir oynanabilirliği de beraberinde getiriyor. Her ülkenin de kendine has uçakları olduğunu ve toplamda 60’a yakın uçak türü olduğunu hatırlatalım. Her ülkeye göre senaryoların farklı biçimde şekillenmesi de büyük bir artı. Bunların yanında zorluk seviyelerinin de çaylaklıktan uzmanlığa kadar geniş bir yelpazede sunulduğunu hatırlatalım. Görevlerin tarihi gerçeklere dayanması ve içerdiği öğeler bazen oyunu can sıkıcı hale getirebiliyor. Haritalarda mesafelerin de gerçek alınmaya çalışıldığı PF’de bazen uzun süren saatler sonunda bir noktaya varabiliyorsunuz. İt dalaşı gibi uçaklara özel aksiyon sahnelerini arayanlar yer yer sıkılabilirler. Ancak belli bir mesafeye uçma gibi statik durumlar için zaman hızlandırıcılar kontrollere eklenmiş. 

Simülasyon oyunlarının en korkutucu yanı gerçekçi olması nedeniyle oldukça fazla tuş kullanmasıdır. Ne kadar usta bir oyuncu olursanız olur, bu kadar tuş görmek insanı ilk anda korkutuyor. Bu zorluğu gören programcılar, oyunun önemli bir artısı olarak, bizim için temel sayılan uçuş, kalkış ve savaş gibi eğitimleri almanızı sağlayan “training” bölümünü eklemişler. Özellikle Commodore ve Amiga dönemindeki simülasyon oyunlarını hatırladığımda her tuşun ne anlama geldiğini deneme yanılma yöntemiyle aramak veya Amiga Dünyası ya da 64’ler gibi bir derginin bu tuşları açıklamasını beklediğimi hatırlarım. İki disketten 2gb’a varan oyunların training’i içermesi artık büyük bir rahatlık. 

Bu arada oyunun genişliğini etkileyen bir diğer nokta da kurulum aşamasında size sunduğu seçenek. Eğer PF yapımcılarının önceki oyunu IL-2 Sturmovik: Forgotten Battles – Ace’e sahipseniz iki oyunun karışımı olarak çok daha geniş içeriğe sahip olacaksınız. Bu sayede fazladan uçaklara, internet üzerinden veya tek kişilik görevlere ulaşabilirsiniz. Sturmovik hayranları için bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu belirtmeden geçemeyeceğiz. Oyunla ilk kez tanışacaklar ve diğer yapımlara sahip olmayanlar ise üzülmesin; çünkü sizleri tatmin edecek geniş bir içerik sizi bekliyor olacak.

Geniş Harita, Tadında Doyulmaz Görsellik

PF, kullandığı motor olarak pek çok detayı içinde barındırıyor. Örneğin uçağınızın kalkışı karaya veya uçakgemisinin hızına ve rüzgara göre değişiyor. Modellemeler ise günümüzde böyle oyunların ne kadar ilerlediğinin göstergesi. Vektörel grafiklerin devrim olarak nitelendirildiği zamanlardan 3D olarak tasarlanmış günümüz görüntülerine geçmen gerçekten heyecan verici. Oyundaki pek çok uçağın detaylı kokpit ekranları ve dış görünümleri, tuşlarla yaptığınız en ufak bir hareketin uçağınızda gözle görülür bir değişim yapması, savaş sahnelerinde uçağınızın zarar görmesi oldukça başarılı yapılmış. Bunlara ek olarak belki de simülasyon oyunlarında gördüğümüz en başarılı deniz kaplamaları ve bulut, sis, güneş gibi hava durumları sizi bekliyor. Yalnız, detayların açılması durumunda işlemci hızı ve ekran kartınızın gücü yeterli olmayabiliyor. 

Görselliğin ses ve efektler ile tamamlandığını söyleyebiliriz. Alışageldiğimiz motor, silah ve radyo frekansındaki sesler ve konuşmalar netliğini koruyor. Yine de kulaklarımız biraz daha ileri bir sistemi aramıyor değil. Bu sadece genel bir beklenti, kesinlikle oyunun eksi bir yönü değil. Zaten Surround ve Quadraponic seçeneklerle ses kartı ve kolonlarınızı daha etkin kullanabilirsiniz. 

Oyunun bir klasik olmasına engel olan yegane unsur ise düşman zekası ve zaman zaman kilitlemeler yaşanması. Düşman zekası özellikle dört ülkenin de ortak kaderinin yaşandığı görevlerde kendini biraz daha hissettirmeliydi. Otomatik pilot ise zaman zaman sarhoş pilot havasında sizi dağlara çarpıp suya gömebiliyor. Dolayısıyla tüm simülasyon oyunlarında uygulanan rutin işleri bilgisayara bırakmak ve önemli yerlerde devreye girmek yerine gözünüzün sık sık uçağınızda olması lazım. Elbette online oyunlarda bu gibi tatsızlıkların daha az yaşanacağı da bir gerçek. 

Birkaç olumsuz yanına rağmen türü sevenlerin kesinlikle tatmin olacağı bir oyun PF. Yeni başlayanlar ise yılmayıp kendilerini verdiklerinde uzun dönem keyifle oynayabileceği kaliteli bir yapıma ulaşabilirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu